Lusiyatis Tomaşef Vekilof Keşişyef”
Bu mektuplarda Müslüman halka yapılan mezalim açıkça doğrulanmaktadır.
Bu mezalimin düzenli kuvvetler tarafından yönetildiği ve yapıldığı muhakkaktır.
Ermenilerin Kars'da yaptığı katliamla ilgili olarak Rus temsilcisine verilen rapor (9 Temmuz 1920)
Rusçadan Tercüme eden: Doç.Dr.Hacali Necefoğlu
1917 yılı nüfus sayımına göre Kars vilayetinde 394 bin kişi yaşıyordu. Bunlardan 205 bini Müslüman, 85 bini Ermeni (halihazırda bunların 20 bini Kuzey Kafkasya'da yaşamaktadır, 48 bini Rum,31 bini Rus (20 bini Kuzey kafkasyada yaşamaktadır), 5 bini diğer milletlerdendir.
1918 yılının baharında Türklerin Kars vilayetine hücumundan önce Müslümanlar, 3 Rus ve 15-20 Rum köyü (Göl bölgesinde) hariç, tüm ahali vilayet'ten kaçmıştı.
Ancak Türk ordusu Kars vilayetinden çekildikten ve vilayette ahaliyi kendi topraklarına döndürmeğe çalışan milletlerarası bir hükümete - Milli şuraya sahip Cenup Şark Cumhuriyeti ilan edildikten sonra, ahali geri dönmeye başladı. 1919 yılının baharında İngilizler, bu hükümetin üyelerini tutukladı, bütün hakimiyet Ermeni milli parti temsilcilerine, daha doğrusu Taşnaklara verildi. Bu zamandan itibaren Ermeni Cumhuriyeti yaratılmaya başlandı. Taşnaklar, Ermeniler'den en az 3 kat fazla Ermeni olmayan ahalinin olduğu Kars vilayetinde Ermeni Cumhuriyeti yaratmak için kanlı yol seçtiler.
Bu amaçla kagtogonlardan- hırsız ve eşkıyalardan- mavzerciler adı altında partizan gruplar yaratarak, bunlara eşkıyalık ve soygunculukta tam serbestlik verdiler. Askeri birlikler, yeni dönmüş Ermeni olmayan ahaliyi silahsızlandırmaya başladılar. Müslümanların elinden, daha önce İngilizler tarafından zaten silahları alınmıştı.
İlk sırada Ermeni hükümetinin hareketlerine mukavemet göstermeyen Kekyaç, Todluçrisi, Karagamda, Ortokola, Alakelese vs. köyleri silahsızlandırıldı. Bu arada köylerin hiç birinde, yerli sakin kalmadı; bir kısmı kaçtı, bir kısmı öldürüldü, kadınlara tecavüz edildi, çocuklar ve ihtiyarlar nehirlere atıldı veya yakıldı. Bütün mülkiyet, şimdi orada yaşayan mavzercilerin ailelerine kaldı.
Bu yılın Ocak ve Şubat aylarında hükümet, Zaruşad bölgesinin Mamaş , Kaznafor, Kamorvan, Gegerçi, Kımbat vs. köylerini silahsızlandırmaya başladı.
Hava şartları da Ermeni mavzercileri için elverişli idi.25-30 derece ayazda, kırlara kaçan Müslümanlar, yollarda donup kaldı.Hali hazırda Ermeni hükümeti, Oltu ve Kağızman mıntıkalarında meskun ahali ile savaşıyor. Şimdi Müslümanlar birleşmiş, Ermeni birliklerine büyük mukavemet gösteriyor; ama silahları olmadığı için yeniliyorlar.
Moskova olaylarından sonra Ruslar ve Rumlar güvenilmez unsurlar kabul edildi.Yağmalar ve zorbalıklar başladı. Çok insan öldürüldü, tutuklandı, kadınlara tecavüz edildi. Rumlar bu zulme dayanamayarak yurtlarını terk ettiler; gayri menkullerini ucuzuna, pahasına bakmadan sattılar ve Gürcistan'a gidiyorlardı. Hükümet onlara emlaklarını altın, Nikolay paraları ve bonolar mukabili satmayı yasaklamıştı. Onlar, emlaklarını yalnız hiçbir yerde parayla değiştirilemeyen çekler karşılığında satabildiler. bu yüzden Rumlar parasız pulsuz göçüp gidiyor; açlıktan ölüyorlar.
Rus ahalisine gelince, onlar halen Ermeni mavzercilerinin zulmü altındadır. Kimse toprağı işleyemiyor ve başka işler yapmıyor, bunu boşuna zahmet sayıyorlar. Aslında çalışmakda imkansız; atları topluyorlar, tahıl yok, hükümet rus ahalisine haftada kişi başına 3/4 funt Amerikan tahılı veriyor. Açlıktan ölme vakaları artmıştır.
Tüm bunlardan başka, hükümet atları toplayarak cepheye göndermiş; ahaliye parasız olarak tuz taşıtmış; gençleri ise, askeri birliklerde çalışmak için seferber etmiştir. Atları ve zirai aletleri ellerinden alınan halk güpe gündüz mavzerciler tarafından yağmalanmak ve öldürülmek tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Böyle hadiseler köylerde her gün vuku bulmaktadır. Rusların ektikleri tahılı toplamak mümkün olmayacaktır.
Güzün Rus okullarının 2/3'si çalışmayacak; çünkü yerli iktidarın hain gibi takip ettiği öğretmenler kaçıp gitmişler, onların emlakları müsadere edilmiştir. Hatta saklananların ele verilmesini sağlamak için akrabalarının rehin alınması vakaları da mevcuttur. Yeni öğretmenlerin gelmesi de zordur. Yeni gelen aydınlar, iktidar tarafından takibe alınırlar ve azıcık şüphe uyandırdıklarında, geri gönderilirler. Taşnaklar'ın zorbalığından ve başı bozukluğundan bahsederken aşağıdaki hadiseleri göstermek mümkündür :