Eroğlu ve Talat Kıyaslaması: "Ayakları Yere Basan Politika" (1)

İsmet Kotak

Onursal Üye
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Eroğlu ve Talat kıyaslaması:
"Ayakları yere basan politika" (1)

UBP ve Başakan Derviş Eroğlu’na karşı, KKTC Cumhurbaşkanlığı, CTP çevreleri ve de onlara yakın basın tarafından, zamanında Milli Lider Rauf Denktaş’a karşı yürütülen kampanyanın aynı yürütülmektedir. Rum politikacı ve yazarlar bile bugüne kadar BM veya üçüncü tarafca sunulan her çözüm plânının Rum ve Yunanlılar tarafından reddedildiğini teslim etmelerine rağmen özellikle Rum ve Yunanlıların “Enosisci” kesimi ile KKTC’de malûm çevreler ve Türkiye’de de bildik basın, Mr.No ve Denktaş sözcüklerine asılı kaldılar. Bu zamk gibi yapıştırılmak istenen lobicilik olayından sonra şimdi de UBP Genel Başkanı ve Başbakan Derviş Eroğlu’na aynı oyun oynanmaktadır.

Bu oyunu, Enosisci Rum ve Yunan kesimi, AB yanlıları,büyük devletlerin çanak yalayıcıları oynamaktadırlar. Türkiye ve KKTC’de kimlerin buna omuz verdiğini yukarıda zaten işaret ettim. Amaç “UBP’nin ve Başbakan Eroğlu’nun görüşmelerde olumsuz davranacaklarını” yaymak,AB ilişkilerinin olumsuz etkilenmemesinde ısrarlı olan AKP ile UBP’yi karşı karşıya getirmek,AB yanlısı Türk İş adamlarını da KKTC Hükümetinin karşısına dikmektir.Elbette oyunu oynayanları ve bunların amaçlarını da bizler etrafa yayacağız. Teslimiyetci ve ödüncülerin ipliğini “Annan Plânında” olduğu gibi pazara çıkaracağız.

Bu noktada Eroğlu ve genelde UBP ile KKTC Cumhurbaşkanı olduğunu söylemekten ve kayda geçirmekten uzak duran Sayın M.A.Talat’ın söyledikleri ve açıkladıklarını kıyaslamak istiyorum. Kim nerededir? Kim neyin peşindedir? Çünkü UBP iktidar oldu ama Cumhurbaşkanı Anayasaya rağmen o makamda, CTP adına “Devlet politikasına” egemen olduğunu söyleyerek yeni bir yasal örnek oluşturmaya kalkmaktadır.

&&&

UBP’NİN ANA POLİTİKASI: Başbakan Derviş Eroğlu, görüşmelerde,karşı tarafın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti insanına fazla yaşama hakkı vermeyecek önerileri masaya taşımakta olduğunu söyledi. Eroğlu, Rum Tarafının bu yaklaşımları karşısında Rumların istediği gibi değil, Kıbrıs Türk Halkı’nın yaşayabileceğine inandığı ve kabul edebileceği bir anlaşmanın arayışı içinde hareket edeceklerini söyledi.Bir kabulünde müzakere sürecini değerlendiren Eroğlu, adil ve yaşayabilir bir anlaşma bulunması gerektiğine dikkati çekti.Başbakan Eroğlu, Kıbrıs Türkünü mutlu kılacak; yokluk ve her türlü güvenceden mahrum yaşamaya mahkum etmeyecek bir anlaşmaya varmak gerektiğinin altını çizerek, bunun da Türkiye’nin etkin ve fiili garantisiyle olabileceğini ifade etti.

Buna UBP’nin “Hükümet Programına” yansıyacak “Dışpolitikasını” ekleyerek konuya açıklık getirmek istiyorum. “UBP Seçim Bildirgesi”, Kıbrıs ve dışpolitikayı daha geniş açıdan almaktadır. Bu hafta Mecliste okunacak olan “Hükümet Programının” dışpolitika bölümünde Türkiye ilişkileri, Kıbrıs konusu ve görüşmelerle ilgili bölüm aşağı yukarı şöyle olacaktır:

“Hükümetimiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) dış politikasını halkımızın çıkarları doğrultusunda, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” özdeyişinde uygun bir anlayışla ve tarihi süreç içerisinde Kıbrıs konusunda geliştirdiği politikalar doğrultusunda yürütecektir.

Yeni dönemde, KKTC’nin Uluslararası ve bölgesel kuruluşlarla olduğu kadar, üçüncü ülkelerle ikili ilişkilerimizi geliştirmeyi hedeflemekteyiz. Hükümetimiz, Anavatan Türkiye’yle olan tarihi, stratejik, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel bağlarımızı yaşamsal olarak görmektedir. Ulusal bir dava olan Kıbrıs konusunda Anavatan Türkiye ile birlikte uyum içerisinde hareket edecek ve Sayın Cumhurbaşkanı’na, Kıbrıs Türk Halkı’nın egemenliğini, siyasi eşitliğini, mutlak güvenliğini içeren bir anlaşma için ortaya koyacağı tüm çabalarda tam destek verecektir.

KKTC’nin her alanda maruz bırakıldığı insanlık dışı izolasyonların biran önce sona erdirilmesi ve halkımızın dünyayla bütünleşme arzusuna karşılık verilmesi uluslararası toplumun yükümlülüğüdür. Bu izolasyonların kaldırılması yönünde gereken her türlü çabayı Anavatan Türkiye’nin de desteğiyle ortaya koyacağız.

Hükümetimiz, Sayın Cumhurbaşkanı başkanlığında Kıbrıs konusunun çözüme ulaştırılması için çabaların sürdürüldüğü bir dönemde göreve gelmiştir. Hükümetimiz bu çabalara katkısını sürdürecek, öte yandan kurmuş olduğumuz Devletin tanınma ve tanıtılması için sürdürülen çalışmalara günümüz şartlarına uygun proaktif yöntemlerle devam edecektir.

Müzakerelerin hedefinin Kıbrıs sorununa sürdürülebilir bir çözüm bulunması olduğu unutulmamalıdır. Bu bağlamda Kıbrıs Rum Yönetimi’nin müzakere masası dışında çözümlemeye çalıştığı garantörlük, mülkiyet gibi konuların bütünlüklü bir çözümün parçası olarak müzakere masasında çözümlenmesi gerektiği de süphesizdir. Müzakerelerin hedefi, iki kesimlilik, Kurucu Devletlerin siyasi eşit statüsüne dayalı yeni bir ortaklık ve Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün devamının sağlandığı kapsamlı bir anlaşmaya varmaktır.”

İşte UBP,işte Başbakanın açıklamları ve işte Hükümet programına yansıyan yönler.Elbette uygulama Hükümet Programına göredir.Ancak bunun açılımlarını “Partinin Seçim Bildirgesinde ve Partinin kendi Programında “ bulabilirsiniz.

O hâlde UBP’nin bu Hükümeti şimdilik Talat’ın görüşmelerine destek vermektedir.Bunun ne kladar süreceğini Talat’ın UBP Parti Programında ve Seçim Bildirgesinde yer alan “Kıbrıs politikası” tayin edecektir. Kimse UBP’den teslimiyet bekleyemez. UBP da buna yanaşamaz.

Yarın KKTC Cumhurbaşkanı M.A.Talat’ın son açıklamalarına bakarak kıyaslama yapacağım.
 
Üst