Ertuğrul Gazi 1191-1281

Türk82

Beğ Yönetici
Katılım
22 Mar 2008
Mesajlar
71
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Almanya- Hannover
Web sitesi
www.foto-lale.com
Osmanlı Sultanları arasında sayılmamakla birlikte Ertuğrul Gazi, Kayı Han aşiretinin Anadolu'ya yerleşmesi ve kökleşmesinde çok önemli bir rol oynamıştır. Bu bakımdan anılmaya değer...
Kesin doğum tarihi bilinmiyor. Ama 1191' de dünyaya gedliği genellikle kabul edilir. 1281'de Söğüt'te vefat etmiştir.
Ertuğrul Gazi, Osman Bey'in babasıdır. Onun babası Gündüz Alp, Gündüz Alp'ın babası ise Kaya Alp'tır. Bunlar Kayı Han aşiretinin beyleridirler.
Kayı Han aşireti, Oğuzların Günhan kolundan gelir. Malazgirt Meydan Savaşı'nın kazanılmasından (1071) sonra yerleşmek için akın akın Anadolu'ya gelen Türk boyları arasında Kayı Han aşireti de vardı. Kayılar önce Horasan taraflarında yerleşmiş, Moğol istilasının başlaması üzerine Harzemlilerle birlikte Moğollara karşı savaşmış. Harzem Şahı Celaleddin Mengübirti kahpece arkadan vurulup şehit edildikten sonra (1221) Merv-Mahan yoluyla Van Gölü'nün kıyısındaki Ahlat'a gelmişlerdir. Kayı boyunun Horasan'dan 50 bin kişiyle hareket ettiği, bazı tarihlerde kayıtlıdır. Ancak Ahlat'a ne kadarının sağ ve salim varabildiği bilinmemektedir. Çünkü Kayılar, yol boyunca hem Moğollarla hem düşman kabilelerle savaşmak zorunda kalmışlardır. Bu arada kayıplar vermiş oldukları muhakkaktır...

Türk mezarı
Ahlat'a 1221 yılları civarında yerleşen Kayıların başında bazı tarihçilere göre Gündüz Alp, bazılarına göreyse Süleyman Şah bulunmaktaydı. Bulunan son belgeler daha çok Gündüz Alp'ın, Kayıların beyi olduğunu doğrular biçimdedir. Caber civarında Fırat Nehri'ne düşüp boğulan ve bugün türbesinin bulunduğu yer Suriye topraklarında Türk Mezarı olarak anılan Süleyman Şah'ın, Anadolu fatihi Kutalmışoğlu Süleyman olduğu sanılmaktadır.
Kayılar Ahlat'ta dokuz yıl kadar kaldılar. Moğolların her şeyi yakıp yıkarak buralara kadar gelmeleri sonucu tekrar göçe başladılar. Önce Erzurum'a o zamanki adı Erzen-i Rum-, oradan Erzincan'a nihayet Amasya'ya geldiler. Bu sırada Ertuğrul Gazi'nin babası Gündüz Alp, Ankara yakınındaki Kızılcasaray civarında bulunan Kırka kmyünde vefat etti (türbesi aynı köydedir).
Bunun üzerine Ertuğrul Gazi, aşiret beyliğine getirildi. Büyük oğlu Saruyatı Savcı Bey'i, Selçuklu Sultanı Alaüddin Keykubad'a gönderdi. Yerleşebilecekleri bir yurt istedi. Selçuklu Sultanı Keykubad, Ankara yakınındaki Karacadağ'ı yurt olarak verdi. Fakat Ertuğrul'un ağabeyleri Sungur Tekin ile Gündoğdu, eski yurtlarına döneceklerini bildirip aşiretin büyük bir kısmıyla Ertuğrul Gazi'den ayrıldılar. Ertuğrul Gazi, kardeşi Dündar Bey'le birlikte kendisine inanıp arkasından gelen 400 çadır halkıyla Anadolu'nun batısına doğru yola çıktı.

Biz Müslüman'ız

Yolda, kıyasıya çarpışan iki orduyla karşılaştılar. Bir tarafta Selçuklu Sultanı Alaüddin Keykubad'ın ordusu, diğer tarafta ise Moğol ordusu vardı. Selçuklu ordusu yenilmek üzereydi. Ertuğrul Gazi hemen aşiretin yaşlılarını toplayıp ne yapmaları gerektiğini sordu. Yaşlılar aynı fikirde birleştiler: ''Biz Müslümanız, Moğol putperesttir. Elbette hem Müslüman olan, hem de bize ülkesinden toprak veren Selçuklu sultanına yardım etmeliyiz..''
Kayı aşiretinin savaşlarda pişmiş tecrübeli yiğitleri, savaş alanına fırtına gibi girdiler. Her iki ordu da yorgundu. Bu taze kuvvet savaşın seyrini bir anda değiştirdi. Selçuklulara bir anda büyük bir zafer kazandırdı.
Bu sonuca çok sevinen Selçuklu Sultanı Alaüddin Keykubad, Ertuğrul Gazi'nin aşiretine Söğüt kışlağıyla Domaniç yaylağını verdi. Ertuğrul'u da ''uç beyi'' (sınır bekcisi) yaptı. Bir başka rivayete göre ise, Ankara civarında Karacadağ'da yerleşen Ertuğrul Gazi, Söğüt'le Domaniç'i savaşarak aldı.
Buralara yerleşen Kayı aşireti boş durmuyor, zaman zaman sınır geçen Moğollarla, zaman zaman da İznik Rum İmparatoru Teodor Laskaris'in askerleriyle savaşmak zorunda kalıyordu. Etrafı Bizans kaleleriyle çevrili bulunduğundan çok dikkatli davranıyordu. Bazılarıyla dostane münsebetler kurmuş, bazılarını da korkutup sindirmişti. Bu bir oluş hareketiydi. Yavaş yavaş devletin çekirdeği atılıyordu. Zamanla büyüyecek ve üç kıtaya açılacaktı.
 
Üst