Evliyanın bazısında harika kerametlerin çok, bazısında ise az zuhur etmesinin sırrı

Firuze

Dost Üyeler
Katılım
18 Tem 2011
Mesajlar
1,270
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Maviliklerde


(Keramet ile ilgili bir kıssa.İmamı Rabbani hz anlatıyor) Bir gün Hasan-ı Basrî hazretleri, sahilde gemiye binmek için bekliyordu. Karşıya geçecekti. O sırada yanına, Habîb-i Acemî hazretleri geldi: ‘Burada neden bekliyorsun?’ diye sordu. Hasan-ı Basrî hazretleri, ‘Geminin gelmesini bekliyorum, karşı tarafa geçeceğim’ dedi.
Habîb-i Acemî hazretleri,
‘Gemiye ihtiyacın mı var? Senin yakînin yok mu?’ diye sordu. Hasan-ı Basrî hazretleri de,
‘Peki, sende ilim yok mu?’ dedi.
Daha sonra Habîb-i Acemî hazretleri, geminin gelmesini beklemeden suyun üzerinde yürüyüp gitti. Hasan-ı Basrî hazretleri ise geminin gelmesini bekledi.
Bu olayın yorumu şöyledir:
Hasan-ı Basrî hazretleri sebepler dünyasına yönelmiştir. Bu yüzden kendisine, ona göre muamele yapılmıştır. Habîb-i Acemî hazretleri ise sebepleri silip atmış, yok saymıştır. Karşılığını da ona göre almıştır.
Ancak bu olayda fazilet Hasan-ı Basrî hazretlerindedir. Zira o, (ayne’l-yakîn, ilme’l-yakîn gibi) yakîn ilimlerini birleştirip eşyayı olduğu gibi görmüştür. Elbette kudret, işin aslı olan hikmetin arkasında gizlidir.
Habîb-i Acemî hazretlerine gelince, onun sekr (mânevî sarhoşluk) hali vardı. Bu yüzden gerçek faili, sebep olanı silip atmıyordu. Onun bu bilgisine, sebeplerin müdahale etmesi söz konusu bile değildi. Ama bu görüş, işin özüne uymazdı. Çünkü vakıa, sebeplerle meydana geliyordu.
Bu olayın, halkı ilgilendiren yönüne gelince yorumu şöyledir:
Sebepler dünyasında keramet görülemeyebilir. Çünkü irşad makamında nüzul ne kadar çok olursa, irşad da o kadar büyük olur. İşte bu yüzden mürid ile mürşid arasındaki irtibat önemli görülmüştür. Mânevî âlemlerde yükselmek ne kadar büyük olursa irtibat o kadar yüce, sebepler âlemine iniş de o ölçüde çok olur.
[İmâm-ı Rabbânî, Mektûbât (216. mektup)]


    • Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) mânevî âlemde yükselmesi herkesten çok daha yücedir. Onun için olayların arkasında yatan bütün sebepleri görebilmiştir. Bu yüzden Peygamberimiz’in davet ve terbiyesi, en mükemmeldir, en yücedir. Bütün âlemlere son peygamber olarak gönderilmiştir. Onun için Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) her şeyle münasebeti vardır ve onun irşadı her şeyi ihtiva eder. Sebepler dünyasına dönüş yapamayan velîlerin irşadı, dönüşü olmayan zatlara nisbetle o kadar tesirli değildir.

alıntı


 
Üst