Ezber Bozan Adımlar !

Ahmet Ötüken

Onursal Üye
Katılım
17 Nis 2012
Mesajlar
35
Tepkime puanı
0
Puanları
0
EZBER BOZAN ADIMLAR !

Uzun bir süredir; Kıbrıs’ta gündemi belirleyen hep Rumlar olmuştur.


Kısa bir geçmişe göz atımızda; 1974 Mutlu Barış Harekatı ve ilerleyen süreçte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsız bir devlet olarak dünya’ya ilan edilmesi Türk tarafı açısından gündemi belirleyen ve Kıbrıs’ın siyasi kaderine damgasını vuran iki önemli tarihsel olay olduğunu görürüz.


Her iki olayda da, Kıbrıs’a kendi çıkarlarının damgasını vurmağa çalışan batılı güçlerin ve Rum siyasi elitinin ezberi bozulmuştur.


Her iki olayda atılan stratejik adımlarla gerçek anlamda insiyatif Türk tarafının eline geçmiştir.


Denilebilir ki; bu gün Kıbrıs’ta ekonomisi ve sosyal yaşamı ile, demokrasisi ile bir Türk varlığı ve bu varlığın oluşturduğu bir devlet yapılanması söz konusu ise, Türkiye ile birlikte atılmış olan bu iki önemli adımla mümkün olmuştur.


Şimdi; “Türkiye’den KKTC’ye Su Akıtma” ve “Petrol Arama” gibi iki tarihsel proje ile yeni stratejik adımlar atılıyor.


Ezberler yine bozuluyor!


İddiayla söylüyoruz. Kurulan müzakere masasında, çözüm olmasa bile iki eşit taraftan söz edilebiliyorsa; bunu Barış Harekatı’na ve hür irademizle kurduğumuz devletimize borçluyuz.


Peki, bu adımlar atılmasaydı ne olurdu?


Belki de; büyük bir olasılıkla ada egedeki diğer adalar ve Girit gibi bir Yunan adası olur ve Kıbrıslı Türkler de yaşamlarını ve varlıklarını en iyi ihtimalle Batı Trakya’daki soydaşlarımız azınlık bir toplum olarak sürdürürlerdi.


Şimdi atılan yeni stratejik adımlarla; Kıbrıs Türkü’nün çözümsüzlüğün tutsağı halde bir yaşama mahkum edilmesinin önüne geçiliyor!


Az şey mi bunlar?


Bu gerçekleri dahi görmezden ve bilemezden gelip; ne yazık ki içimizde Kıbrıs Türk Halkını ileriye taşıyan tarihsel adımları “tu kaka” göstermeye çalışanlar olsa da, Kıbrıs Türkü için bir “yaşam ve varoluş öpücüğü” olan bu süreçlerin özgürlük mücadelemizdeki tarihsel konumlarını değiştirmek olası değildir.


Emperyalizm ve Rum hakimiyetçi anlayışı her yol ve vasıta ile Kıbrıs’ın toprağına ve tarihine damgasını vuran yaşamsal adımları ters çevirmek için uğraş veriyor.


Yani deyim yerindeyse “tarih geriye sarılarak” Kıbrıs Türk Halkı yeniden 1974 öncesi koşullara geri götürülmek isteniyor.


ABD ve AB’nin uzun bir süredir, hazırladığı senaryolarla, akıttığı paralarla, halkı biçimlendirmeyi hedefleyen mühendislik projeleri ile yapmağa çalıştığı budur.


Hristofyas dahil Rum siyasi liderliğinin Makarios’tan devraldığı uzun vadeli mücadele stratejisi”nin hedefi de budur.


Türk tarafının tüm iyi niyetli yaklaşımlarına karşın; Kıbrıslı Türklerle en ufak bir yetki paylaşımına yanaşmayan Rumların niyetini ve sırtını sıvazlayan batılı güçlerin ne yapmağa çalıştıklarını görmezden ve bilmezden gelmek; kendi ulusal çıkarlarımıza ve bu topraklardaki varlığımıza kurşun sıkmak değilse nedir?


Hayret ediyorum doğrusu!


Geçtiğimiz gün; Akel; Disi, Edek ve Diko gibi Rum bağnazlık ve uzlaşmazlığının siyasi temsilcileri ile rutin şekilde bir araya gelen bizdeki CTP; TDP ve diğer bildik küçük partiler, sanki bu ülkede yaşamıyormuş ve gelişmelerden habersizlermiş havalarında “müzakerelerin yoğun bir şekilde devam etmesi gerektiği”ni açıladılar.


Kardeşim; siz hangi müzakerelerden bahsediyorsunuz!


Rum hakem istemiyor, Rum takvim istemiyor!


Rum tanınmış olmanın ve haksız yere AB’ye üye yapılmanın avantajlarını kullanarak kendi siyasi emellerine ulaşmayı hedefliyor!


Sizler de “kös kös” Rum’un emellerine hizmet eden senaryolarda yer alıyorsunuz!


Hristofyas’ı ve Rum bağnazlığının temsilcilerinden olan Akel’i değil; Kıbrıs Türkü’nün çözümsüzlüğün tutsağı olarak yaşatılması oyununu bozmağa çalışan Türk tarafının seçilmiş temsilcilerini “çözüm karşıtlığı” ile suçlama hafifliği sergiliyorsunuz!


Bakın bakalım; Rum tarafında tek bir örgüt, tek bir parti ya da tek bir Rum bile Hristofyas’ı uzlaşmazlıkla suçluyor mu?


Kıbrıs Türkü’nün bu topraklardaki kaderini değiştirecek asrın projesi “su projesi”ne dudak büküyorsunuz.


Rum Geçitköy’deki temel atma törenine ateş püskürüyor. Püskürmekte de kendi açısından haklı!


Peki ya sizler; sizler de bu tarihi adımdan rahatsızlık duyuyorsunuz!


Temel atma törenine bile katılma nezaketi göstermiyorsunuz.


Petrol arama sondaj çalışmaları temel atma töreni yapılıyor; Rum dünyayı ayağa kaldırmak için yaygarayı basıyor. Her tarafa protestolar yağdırıyor.


Öyle ya; adamlar kendilerini tüm Kıbrıs’ın sahibi ve egemeni görüyorlar.


Sizler ne yapıyorsunuz!


Sizlerde sırra kadem basıyorsunuz!


Suni gündemler yaratıp atılan stratejik adımları gölgede bırakmağa çalışıyorsunuz!


Söyleyin kardeşim; siz hangi saflarda kavga veriyorsunuz?


Kimin çıkarlarını savunuyorsunuz?
 
Üst