Federal kıbrıs Cumhuriyeti Özlemi İçinde Olanlara Sesleniyorum.

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy

Federal Kıbrıs Cumhuriyeti Özlemi İçinde Olanlara Sesleniyorum;

Bu gün 45 yıllık bir sorunu görüşüyorsak ve bir anlaşmaya varmayı ümit ediyorsak, geçmişi hatırlamadan atacağımız her adımın menfi bir adım olarak hanemize yazılacağından kimsenin kuşkusu olmasın.
Kıbrıs sorununun çözümünde sağlıklı karar alabilmenin yolu, muhataplarımızın ne yapmak istediklerini, geçmişte neler yaptıklarını ve varılacak anlaşmada çok önemli tedbirler alınmadığı takdirde neler yapabileceklerini bilmemiz şarttır. Aksi takdirde, Kıbrıs Türk halkını ve Türkiye’yi suçlamak suretiyle AB kozunu kullanarak bizi bir kaşık suda boğmaları hiçtendir.
Bizim öncelikli görevimiz, Kıbrıs sorununun kimler tarafından yaratıldığını bilmektir. Çünkü masa başında haklarımızı elde etmenin yolu, geçmişte Kıbrıs Rum tarafının işlediği suçların bilincinde olduğumuzu ve gerektiğinde masaya elimizi vurarak bu ayıplarını onların yüzüne vurmak suretiyle masa başında elimizin güçlü olmasını sağlamamız şarttır.
Güney Kıbrıs’ta iktidara gelen her Rum liderin öncelikli görevi, 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatını Gerçekleştiren Türkiye’yi, bir işgalci gibi göstermek, harekatı bir istila olarak takdim etmek ve dünya kamuoyunun desteğini sağlayarak Garanti ve İttifak anlaşmasını ortadan kaldırmak için senaryolar hazırlamaktır.
Eğer Kıbrıs Türk halkı olarak bizler, ve eğer anavatan Türkiye, 1 Nisan 1955 tarihinde resmen tethiş olaylarına başlayan Rum tethiş örgütü EOKA’nın misyonunun, adayı Yunanistan’a ilhak etmek için girişilen bir mücadele olduğunu bilmiyorsak; ve bu gün Rum lideri Dimitris Hristofyas’ın, 1955 EOKA Tethiş olaylarını utanmadan “Kıbrıs halkının” bağımsızlık için vermiş olduğu bir mücadele olarak dünyaya anlatmaya çalışırken bizler susuyorsak;

Eğer Kıbrıs Türk halkı olarak bizler, ve anavatan Türkiye 1959 Zürih ve Londra anlaşmalarını bizzat yıkmak için Rum liderliğinin büyük caba sarfettiğini bilmiyorsak ve bu gerçeği bu gün bizzat Rum parti başkanları rahatlıkla dile getirdikleri halde biz bu gerçekten bihaber isek;

Eğer Kıbrıs Türk halkı olarak bizler, ve anavatan Türkiye, 1966 yılında Rum Temsilciler Meclisinde ENOSİS için alınan kararın Komonist AKEL Partisinin de katıldığı birleşimde oybirliği ile alınan bir karar olduğunu bilmiyorsak;

Eğer Kıbrıs Türk halkı olarak bizler, ve anavatan Türkiye, bu gün Güney Kıbrıs’ta iktidarda bulunan Komonist AKEL Partisi ve onun Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas, 15 Temmuz 1974 tarihinde Makarios’a karşı düzenlenen darbeyi, Kıbrıs Rum halkına karşı 20.nci yüz yılın en büyük ihaneti olarak değerlendirdiğini, ENOSİS’in politik mücadele ile kazanılmak üzere iken, silahlı eylemle bu mücadelenin akim kaldığını ve adanın taksim edilmesine neden olduğunu bizzat Dimitris Hristofyas’ın dile getirdiğinden bihaber isek,
Ve yine Hristofyas’ın ifadesine göre onlar ENOSİS’i politik mücadele ile kazanacaklarına inandıklarını ve vermekte olduğu mücadelenin bu yönde seyrettiğini bilmiyorsak;

20 Temmuz öncesi ve sonrası Kıbrıs Türk halkının soykırıma uğradığını ve bu gerçeği Kıbrıs Barış Harekatı esnasında birliği ile birlikte Girne bölgesinde bulunurken, Girne’nin Türk askerinin eline geçmesi üzere bahsekonu birlik komutanının verdiği emirle Magosa’ya doğru kaçmakta olduklarını ve yolda Muratağa ve Sandallar köylerinden geçerken, Türk kadın ve çocukların buldozerlerle açılan çukurlara atıldığını bizzat gören Rum askerinin, orada bulunan EOKA’cı Rum’a neler oluyor diye sorduğu zaman, bir EOKA mensubu Rum askerinin verdiği ifadede, erkekleri Limasol tecrit kampına gönderdik, bunları da burada hallederek ( çukurlara atarak) görevimizi yaptık, dediğini bilmiyorsak;

Ozaman yapılacak dandik federal Kıbrıs Cumhuriyeti Anlaşmasına da EVET dedikten sonra ağlamamıza, sızlanmamıza ne gerek var diye sormak hakkımız değil mi?
İşte tüm bu gerçekleri 14 Kasım Cuma akşamı saat 20.00’de ART Tv. Canlı Yayın Programı esnasında belgeleriyle anlatacağımız için saygıdeğer okurlarımızın bizi dinlemesi en büyük dileğimizdir.
Lütfen kimse bizi anlaşma istememekle suçlamasın. Çünkü bunca gerçekten sonra imzalanacak dandik bir anlaşmaya evet dememiz için aptal ya da zırdeli olmamız gerekir.
Hele gelecek nesillere çektiklerimizi çektirmek gibi bir aptallığı kabul etmemiz de asla mümkün değildir.
Bu böyle biline.
 
Üst