Fırtına Dindi, Rumlar AB Dönem Başkanlığına Yöneldi

İsmet Kotak

Onursal Üye
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Fırtına Dindi, Rumlar AB Dönem Başkanlığına Yöneldi

Cenevre görüşmesi derken Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun bir günlük ziyareti fırtına estirdı. Arkada sadece yorumlar kaldı.Sayın Davutoğlu’nun hedef olarak ortaya koyduğu “2012 Temmuz’unda AB Dönem Başkanlığının “Federal bir Kıbrıs” olarak yüklenilmesidir”.Kıbrıs’ta yorumlar sürmektedir ama “Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti” ilk sarsıntıyı atlattıktan sonra salvolarına yeniden başladı.

Ben 2012 Temmuz’unun bir birlikteliğin başlangıcı olamayacağına adım gibi eminim.Çünkü tarih boyunca “AB dönem başkanlığı”, Kıbrıs Rumunun ve Yunanlının Kıbrıs davalarına dayalı olarak elde edebildikleri en büyük fırsattır. Bunu Kıbrıs Türkü ile paylaşması demek,ikide bir söyledikleri gibi “Ana hedefe ihanet” olur.Oysa 2012 Temmuz’una kadar ayak sürürlerse,AB Patronu olarak tepelerde bir yerde olacaklar ve buradan öteki konulara hükmedeceklerdir.Hatta “Türkiye’yi” dize getrime olanağı da bu yolla elde edilecektir.Bu Rum ve Yunan mantığıdır.

Buna kanıt isteyenler, Rum eski Başkanlardan Andreas Vasiliu’nun kendinden daha acar politikacı olan eşi Andrulla Vasiliu’nun geçen günkü açıklamalarına baksınlar.Avrupa Komisyonu'nun Eğitim, Kültür, Çokdillilik, Spor, Medya ve Gençlik işlerinden sorumlu üyesi Kıbrıslı Rum Andrulla Vasiliu, Kıbrıs’ın 2012’nin ikinci yarısında üstleneceği oluşturması bakımından “altın fırsat” olarak değerlendirdi. Vasiliu, Kıbrıs Başkanlığı için başarılı olmanın önemli olduğunu, böylelikle Kıbrıs’ın AB üyesi bir ülke olarak önemli konuları başarıyla yürütebilecek sağlam bir ülke olarak nitelendirilebileceğini söyledi.

Andrulla Vasiliu, Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığı’nın “Kıbrıs halkı için “AB’ne yakınlaşması, Kıbrıs toplumunun Avrupa tarzına yönelmeye başlaması bakımından bir fırsat olduğunu” ifade etti.

Öte yandan,Rum Siyasi Partileri ve hatta Rum basını,bitmeyen Rum isteklerini saymaya başladılar.Karpaz, Güzelyurt, Maraş, limanlar,haritada düz çizgi ile daha fazla toprak elde edilmesi ve “Türk Kurucu Devletine” bırakılacak topraklara 100 bin Rumun dönmesi başlıklara çıkarılmaktadır.Hatta Karpaz’ın kanton olması da gündeme alınmıştır.

Bu yıl sonuna kadar ayak sürüme,AB dönem başkanlığının başlayacağı Temmuz 2012 tarihine kadar sıkı duruş anlamına gelmektedir.

& & &

Türkiye ise Cenevre’de KKTC kandının verdiği ödünlere ek olarak AB’ye yeni bir bildirim yaparak Türkiye limanlarını “Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti’ne” açma formülleri sundu.

1.Mersin veya İzmir Kıbrıs Rum Bayraklı gemilere açılacak;

2.AB 3 ay içinde KKTC’ye karşı ambargoları kaldırma kararını açıklayacak;

3. AB 3 ay sonunda ambargoları kaldıracak,Ercan’a direk uçuşlar serbest bırakılacak;

4.Bu durumda Türkiye Rum Bayraklı gemi ve uçaklara tüm limanlarını açacak;

5.AB Türkiye ile üyelik müzakerelerde dondurulan konu başlıklarını görüşmeye açacak;

Bu ana kadar KKTC ve Türkiye elini açtı.Anlaşma hedefini gösterdi.Referanduma kadar tavır belirledi.Bunu izlyecek olan AB dönem başkanlığını “Federal Kıbrıs’ın” yüklenebileceğini belirledi.

Avrupa Komisyonu çevrelerinin; Türkiye’nin Avrupa beklentilerine hizmet etmek, onu yeniden üyelik yörüngesine sokmak ve AB - NATO diyaloğunun işlememesi baş ağrısından kurtulmak için Kıbrıs sorununun, kısa prosedürlerle ve çözümün niteliğine bakmadan şu veya bu şekilde kapatılmasını istediği işaret edilmektedir.

Rum basını “Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti’nin aynasıdır.Terazi-Tatlısu(Mari) bölgesinde yer alan olay,acılara neden olduğu için dün olay Kıbrıs sorununun hatta Cenevre görüşmelerinin önüne geçti.Rumlar üç günlük yas ilân ettiler.Bu da öteki konularda susma getirdi.

Terazi bölgesinde yer alan patlamadan önce Rum basınında yer alan konulara gelince şu özeti aktarabilirim:

“AB: Kıbrıs Sorununun ‘Şu veya Bu Şekilde’ Kapatılmasını istiyor. Türkiye’ye Hizmet Etmeye Bakıyor, Çözümün Kalitesine Kayıtsız Kalıyorlar”

Avrupa Komisyonu’nun 2004’te de aynı şekilde; “temel insan hak ve özgürlüklerinin ihlaline kayıtsız kalarak” Annan Planı’nın müktesebata uygun olduğunu en resmi şekilde onayladığını yazan gazeteler, AB Komisyonunun, Kıbrıs’taki iki tarafın uzlaşacağı çözümü bünyesine almaya hazır olduğunu defalarca dile getirdiğini hatırlattılar.

Rumlar,Brüksel’in çözümün “detaylarıyla” ilgilenmediğini aksine “derhal” ve Güney Kıbrıs’ın AB dönem başkanlığını devralmasından önce herhangi bir kapsamlı çözüm bulunması üzerinde yoğunlaştığı, bunu da Türkiye’nin üyelik müzakerelerini yeniden aktifleştirmek için istediğine dikkat çekiyorlar.

BM Genel Sekreter Yardımcısı Lynn Pascoe’nun Komisyon ile direkt telefon bağlantısı içerisinde olduğu ve AB’den; uluslararası konferans düzenlenmesi ve Kıbrıs sorununa bu yıl içerisinde çözüm bulunması hedefiyle müzakerelerin derhal yoğunlaştırılması yönünde “nüfuzunu kullanmasını” istediği Rumları çıldırttı.Rumlar ayrıca AB’nin Cenevre’de alınan kararlardan memnun olduğunu saptadılar.

Cenevre sonrası ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun ziyaretinden kalan değerlendirmeler bunlar. Yine de şunu söylemeliyim ki Rum ve Yunan hedefleri değişmedi.Onlar AB dönem Başkanlığını tek başlarına götürme eğilimindedirler.
 
Üst