GAZETECİLİK Mİ? YALAKALIK MI?
Gazete ve okur arasında yakın bir ilişki vardır.
Gazeteci bu ilişkinin bilinci ve sorumluluğuyla hareket etmek zorundadır.
Gazetecilik mesleğinin getirmiş olduğu ahlaka uymak, o etik sorumluluğu dâhilinde hareket mecburiyeti vardır.
Bilgi ve haber ile özgür düşünce, herhangi bir ticari mal ve hizmetten farklı olarak toplumsal bir nitelik taşır.
Gazeteci bir tüccar mantığı içinde veya krala sürekli yalakalar yapan saray soytarısı konumunda olamaz.
Gazeteci ilettiği haber ve bilginin sorumluluğunu üstlenir ve paylaşır.
Maalesef, yaygın/hâkim medyaya ve Mersinde çıkan yerel medyaya baktığımızda; haber kaygısının yerini ticari kaygılar ve yalakalık iğrençliğinin mantığı işletiliyor.
Haberlerin başlıklarında, yazarların köşelerinde müthiş bir kendinin pazarlama ve yamama ahlaksızlığı görülmektedir.
Bu işi dürüst ve ilkeli yapan yerel ve ulusal basın yok mudur?
Tabiî ki vardır.
Onlar her türlü çirkefliğe rağmen gazeteciliğin temel görevleri ve ilkelerinden ödün vermeden yaşamaktadırlar.
Gazeteci; mesleğini reklâmcılıkla, yalakalıkla ve propagandacılıkla karıştırmaz, kirletmez.
Her türlü baskıyı ret eder.
Çalıştığı basın-yayın organındaki yöneticiler dışında kimseyle işi dışında talimat almaz(tabi o yönetici dürüstse) .
Bakıyoruz.
Gazetecilikle alakası olmayan insanlar, kafa kol ilişkisi içinde mesleğin içinde yer alıyor.
Konumunu ya popülistçe ve prakmatistce kullanıyor.
Yerel ve genel yönetimlere bu kimlikle yaklaşıp ekonomik menfaat sağlamayı düşünme mantığıyla gazetecilik mesleğini yozlaştırıyorlar.
Bir insan ya gazetecidir ya doktordur.
Ya iş adamıdır ya gazetecidir.
Ya öğretmendir ya gazetecidir.
Her iki sıfatla hareket edemez.
Burada tabiî ki en büyük suç gazete sahiplerinin ve genel yayın yönetmenlerinindir.
Ahlaki olarak buna müsaade edilmemesi gerekir.
Adamın haberine veya köşesine bakıyorsun konu aldığı önemli bürokrat bir reflekste bulunmuş veya sohbet esnasında kendince bir takım yuvarlak sözlerde bulunmuş, hayda bu haber değeri taşımayan konu hemen manşete ve köşelere çekildiği yetmiyormuş gibi yalakalıklar diziliyor ve yazı hitabı haber formatı dışında ağam, paşam edebiyatıyla övgülerle götürülüyor.
İyi bir gazeteci haberdeki kişilere efendimci sözcükler kullanmaz. Haber formatıyla yazar.
Medya;
Sermaye egemenliği altında kendini kurtaramadığı sürece,siyasi iktidarlarla organik ilişkilerini kesmeyip kurumların sözcüsü gibi davranıp ,yoksul halkı unuttuğu sürece,savaşı ve getireceği acıların çığlıklarına kulaklarını kapattığı sürece,üretim ve demokrasiye katkısı olmayacak tabandaki kitlenin de güvenini kaybedecektir.
Miktat Algül
Gazeteci - Yazar