Geleceğe Bakalım

Salim Doğan

Onursal Üye
Katılım
7 Nis 2012
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
GELECEĞE BAKALIM


Bir Çin atasözü “Geçmişiyle övünen insanlar patates fidanına benzer. En iyi yönleri toprak altında kalmıştır.” Bir milletin geleceğe umutla bakması gerekir. Bu toplumsal psikoloji o ulusun kendine olan güvenini sağlamaktadır. Yeryüzünde varlıklarını devam ettiren uluslar ancak gelecek korkusu yaşamayan uluslardır. Bu yüzden toplum öncüleri yaşam tarzları ve davranışlarıyla ulusu öyle kültürlemeli ki yaşayan insanlarda gelecek kuşkusu olmasın.

Bugün Irak halkının geleceği yoktur. Çünkü Irak halkı bütün değil, param parça. En büyük kötülüğü işgalci güçler değil, kendileri bir birlerine yapmaktadırlar. Düşman işgali altında insanların bir birleriyle birleşme, dayanışma içerisinde olması gerekir. Aralarındaki sorunlar kaldırılıp. Birincil hedefin işgal güçlerinin yurttan atılması olmalıdır. Bu nedenle de elbirliği yapılmalı güçler birleştirilmelidir
. Ancak Irak geleceğe umutla bakamamaktadır. Çünkü Irak Şiiler, Sünni Araplar,Türkmenler ve Kürtlerden oluşmaktadır. Yurdun işgali peşmerge tarafından desteklenmiştir. Saddam’ın zulmü gerekçe gösterilmiştir. Irak’ın işgali ile ilgili gerçekler dünya insanlığından saklanmaktadır. Peşmerge durumu kendi lehine çevirmek istemektedir. Artık Irak’ın bir bütün olarak devam etmesi olanaksızdır. Çünkü oradaki üç gurup bir birinin fırsatını kollayacaktır. Aralarındaki çelişki yüzlerce yıl devam edecek kadar derindir. Her kesim kendince haklı olduğunu sanmaktadır. Bana göre en gerçekçi yaklaşımı Saddam asılırken söyledi. Saddam bu konuda ne kadar büyük bir hata yaptığını ancak asılırken anlayabildi.


Şiiler geleceğe güvenle bakabilecek mi. Yurtları neresi, komşuları kim, bayrağı ne, ulusal marşı var mı, varsa hangisi, Hangi parayı kullanacak? Bu soruları diğerlerine de soralım. Cevap var mı arkadaşlar. Bir birlerine karşı saldırılarının tarihsel bir temeli yoktur. Binlerce yıl bir arada yaşayarak bu güne gelmiş olan Şiiler, Kürtler, Araplar, Türkmenler oraya aydan mı geldiler? Şimdiye kadar ufak tefek sorunları paylaşarak, birbirlerine tahammül ederek yaşamadılar mı? Peşmergenin yapay devletçiği tüm bu olanlara rağmen ne kadar yaşayacak. Bu kadar zıtlıkların bir arada bulunduğu bir coğrafya yaratıp ortasına oturup rahat etmiş bir devlet varmadır?

Bu durum İsrail için de geçerlidir. Yakın çevresinde dost bir tek devlet yokken varlığını daha ne kadar devam ettirecektir. İçinde bulunduğu koşulların avantajları sürecek midir? Emperyalist Amerika bir gün maşalarını atarak kendi kıtasına çekilecektir. İşte o zaman kıyamet kopacaktır. İşgale davetiye çıkaranlarla bağımsızlık savaşı verenler kozlarını paylaşacak, zafer bağımsızlık savaşı veren onurlu insanların olacaktır. O zaman Ortadoğu haritasında maşa devletçikler olmayacak.

İrak Saddam’ın idamıyla Ortadoğu’nun sırlarını da götürdü. Saddam’ın son sözleri çok geç söylenmiş sözlerdir. Birlik içinde yaşamayı zamanında sağlayacaktı. İktidar uğruna kan döken hiç kimsenin adı yazılı değildir mezar taşlarında. Umarım Ortadoğu halkı birlik içerisinde tarihi bir karar vererek emperyalizme ve işgale karşı birleşerek onurunu korur. Dünyada böl parçala sömür düzeni farklı sürümlerde devam etmektedir. Ne Soroslar biter ne turuncu devrimler. Bu kepazelikleri yaşayan milletlerin içinden balans ayarı yapacak yiğitler çıkacaktır.

Şimdi biraz da geçmişe bakalım. Aynı durumlar bizim ulusumuzun da başına geldi yakın tarihte. Aynı oyunlar etnik guruplar bağımsızlık vereceğiz diye ayaklandırıldı. İç isyanlar bir mantar gibi yurdun her yerinden başlatıldı. Tarikatlar kelle avına çıkartıldı. Yurt işgal altında, yurttaş bölük pörçük, yerli işbirlikçiler iş başındaydı. Milletin geleceği karanlıktı. Kargaşa her yerde kendisini göstermekteyken bu millet bir ferdine kurtarıcı görevini verdi O; Mustafa Kemal ATATÜRK’TÜ. Mustafa Kemal Milletin azim ve kararını bir ulusal kurtuluşa kanalize etmesini bildi. O birleştirici tutumuyla ayrımcılık yapmadan en yüce değer olan yurttaşlık onuruyla herkesi birleştirdi, sorumluluklarını hatırlattı, öncülük etti ve başardı. Türk Devriminin ve Mustafa Kemal’in başarısının ardındaki gerçek ulusal birliktir. Bu Kemalist fikir Emperyalizmi yenmiş, bağımsız bir devlet kurdurmuştur. Ancak Irak Saddam’ın son sözleriyle birleşirse, bir ulusal kurtuluş savaşı vererek kurtulabilir.
Emperyalizmin unutturmaya çalıştığı bir gerçek vardır uluslar geçmişine bakarak geleceğine yön verebilirler. Yoksa globalleşme ya da Avrupa Birliği gibi aldatmacalarla gelecek tayin edilmez. Gelecek emperyalizme karşı her zaman, her yerde uyanık olmakla sağlanır. Gelecek kayıtsız ve şartsız birlik içinde sağlanır. Geleceğe umutla bakmak istiyorsa her birey hiçbir ortamda ve koşulda ayrımcılığa, bölücülüğe, gericiliğe, ırkçılığa, dogmatizme değil; ilericiliğe, çağdaşlığa, bilime güvenmelidir. Geleceği bilimsel verilerde, teknolojide, uygarlaşmada aramalıdır.

Türk ulusunun geleceğe umutla bakabileceği bir cumhuriyeti vardır. Aydın gençliği vardır. Çağdaş yurttaşları vardır. Üstünde güvenle yaşayacağı Anadolu toprakları vardır. Emperyalizmin oyununa gelinmezse hepimizi gönenç içerisinde ebediyete kadar yaşatacaktır. Yeter ki birlik içerisinde olalım geleceğe güvenle bakalım.
 
Son düzenleme:
Üst