Gemiyi Yüzdürmeye Bakalım !

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
GEMİYİ YÜZDÜRMEYE BAKALIM !

Rahmetli Özker Hoca DP-CTP Koalisyon Hükümeti döneminde Başbakan Yardımcısı iken ülkenin içinde bulunduğu mali ve ekonomik sorunları dikkate alarak “deniz bitti gemi karaya oturdu” demişti.

Ne var ki; siyaset kurumuna musallat olan popülist politikalara daha o günlerden son verip, devletin, toplumun ve ekonominin gereksinme duyduğu yapısal değişim ve dönüşümleri yapma cesareti gösterilememişti.

Eğer; o yıllarda nüksetmeye başlayan ve siyasi sistemi de giderek yozlaştıran radikal değişimler yapılabilseydi, belki bu gün alınmak istenen önlemlerin acıtıcı hiçbirine gereksinme duyulmayacaktı.

Ülkemizde ekonomik krizin yeniden kapımızı çalması Bankaların peş peşe batırıldığı ve binlerce bankazedenin yollara döküldüğü hatta Meclise bile girildiği dönemde olmuştu.

Türkiye o dönemde de imdadımıza yetişirken, peyak mudilerinin bile mevduatları Anavatanın cömertçe sağladığı kaynaklarla ödenmiş, ancak; başımıza dank ettiği için de bankacılık sistemi sağlıklı bir yasal yapıya kavuşturulmuştu. Ancak her zaman ve her konuda olduğu gibi; bankaların içini boşaltanlardan da hala her nedense bu güne değil hesap sorulamamıştır. Bu da ayrı bir mesele!

CTP iktidarı döneminde inşaat sektöründeki patlamanın kamu maliyesinde yarattığı rahatlamadan sarhoş olan hükümet; kamu kaynaklarını bol keseden, hovardaca ve partizanca sağa sola dağıtması sonucu kriz 2007 de yeniden kapımızı çaldı.

İyi hatırlıyorum; o sıralarda bütün sektörlerden tepkiler yükselmekte ve sokaklar hemen her gün eylem ve grevlerle dolup taşmaktaydı.

Yenidüzen köşe yazarlarından Fatma Azgın o sıralarda yazdığı köşe yazılarında CTP Hükümetine ağır eleştiriler yöneltirken; “böyle giderse Kuzey Kıbrıs’ta da Yunanistan’daki ayaklanmalara benzer ayaklanmaların olacağını, bu nedenle derhal erken seçime gidilmesini” salık vermekteydi.

Söylemek istediğim şudur. Bir ara TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı da aynı gerçeğe parmak basmıştı. Eğer CTP; 2007 yılında ortaya çıkan krizi dikkate alarak gerekli önlemleri alma ve yapısal reformları yapma cesaretini gösterseydi, bugünkü sıkıntıların belki de çoğunu yaşamamış olacaktık.

Yani toplumsal, sosyal ve ekonomik yaşamda; doğru zamanda, doğru karalar alma ve gerektiğinde ülkenin geleceği adına siyasi bedel ödemeyi göze alma bir erdem ve kararlı duruş gösterme cesaretidir.

Neyazık ki; CTP bu erdem ve cesareti gösterememişti. Ferdi Sabit Soyer Başbakanlığındaki Hükümet, gerekli radikal önlemleri alarak statükonun savunucusu yandaş sendikalarla çatışmayı göze almak yerine “erken seçim” kararı alarak iktidar koltuklarını boşaltmayı yeğlemişti.

Halbuki bizzat kendisi, ÖRP olayı nedeniyle tartışmalı hale gelen halk iradesinin yeniden belirlenmesi amacıyla muhalefetin erken seçim çağrıları karşısında “gökten feriştah inse erken seçim yapmayacağız” demekteydi.

Bunları şunun için hatırlatıyorum. Erken seçim demek; seçim ekonomisi ve istikrarsızlık demektir. Nitekim; “erken seçim” kararı veren CTP-ÖRP Koalisyonu, ‘2009 Mali Yılı’nın daha ilk aylarında bir yıllık bütçeyi sıfırlamış, devlet uçan kuşa borçlu hale getirilmişti. Çoğu Partililerin, evlerine elektrik bağlantılarının yapılması bile Maliyeden çıkarılan kaynaklardan karşılanmıştı. Bakanlar Kurulu toplantılarında, yapılan baklava ve buna benzer ikramların bile ödemeleri ilgili yerlere yapılamaz durumlara düşülmüştü.

Bunları bu halk unutmadı. Zaten CTP’nin seçimlerde aldığı ağır yenilginin nedeni de, uyguladığı partizan ve popülist politikaların, kamu maliyesini taşıdığı iflas noktası ve tüm sektörlerin batma noktası getirilmesiydi.” yapıyoruz

Şimdi; UBP’yi seçimlerde verdiği sözleri tutmamakla itham edenler ve alınmakta olan kimi yakıcı önlemleri “Türkiye’nin dayatması” olarak takdim edip kazan kaldıranlar, önce geriye dönüp arkalarında bıraktıkları sefil tabloyu görmeleri gerekmez mi?

“iktidar programı” yapıyoruz demek başka, iktidar olmanın gereklerini doğru zamanda ve doğru şekilde alma cesaretini sergilemekse başkadır.

“Erken seçim” diye diye “sinek vızıltısı” çıkaranlara acizane tavsiye; çoktan karaya oturan geminin yüzdürülmesi girişimlerine destek vermek, hatta öncülük yapmaktır.

Güneydeki ve Avrupa’daki muhalefet partilerinin yaptıkları gibi!!!
 
Üst