Genç Osmanlılar (Genç Türkler) Cemiyeti’ni kimler ve hangi gayelerle kurmuşlardır?

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Genç Osmanlılar (Genç Türkler) Cemiyeti’ni kimler ve hangi gayelerle kurmuşlardır? Namık Kemal ve Ziya Paşa bu derneğe neden girmişlerdir ?



Osmanlı Devleti’nde, Sultân Abdülaziz’e kadar, sadrazam, Şeyhülislâm, yeniçeriler ve benzeri gruplar arasında görülen muhalefet hareketi, Sultân Abdülaziz zamanında gayrı resmî olarak kurulmaya çalışılan Yeni Osmanlılar veya Genç Osmanlılar Cemiyeti (Batılılar Jön Türkler demektedirler) adlı bir dernekle kurumlaşmaya başlamıştır. Reşid Paşa, Âli Paşa ve Fuad Paşa’ların ıslâhat hareketlerini az bulan ve çoğu Avrupa’da tahsil görmüş olmaları hasebiyle daha da Avrupalılaşmak taraftarı olan gençler tarafından İstanbul’da 1865 Haziranında kurulmuştur. Ortak özellikleri, zenginlerin, paşaların ve entel ailelerin çocukları olan bu gençler, Mehmed Bey, Kemal Bey, Refik Bey, Reşad Bey, Nuri Bey ve Âyetullah Bey’dir. Hürriyet ve ıslâhat ağızlarından düşmüyor ve ama her ne yolla olursa olsun Namık Kemal’i Hâriciye Nâzın ve Ziya Paşa’yı da Sadrazam yapmak istiyorlardı. Sonradan bu cemiyete asker ve siyasi simalar da girmeye başladı; Harbiye Mektebi komutanı Süleyman Paşa ile Hidivliği kaçırdığı için Osmanlı Devleti’ne kızan Mustafa Fâzıl Paşa’nın cemiyete girmesiyle tam bir siyasi muhalefet haline geldi.

Hürriyet ve meşrûtiyyeti ağızlarından düşürmeyen ve milletten kopuk olan bu ekip, 1867’de Bâbı Âli’ye baskın teşebbüsünde bulundular ise de, Âli Paşa’nın önceden haber almasıyla, tasfiye edildiler. Bunun üzerine kurucularından bir çoğu Avrupa’ya kaçan Genç Osmanlılar Cemiyeti üyeleri, idareden küsen Mustafa Fâzıl Paşa’nın mali desteğiyle Avrupa’da teşkilâtlanmaya başladılar. 1867’de Padişaha Fransızca bir mektup gönderen Fâzıl Paşa, Genç Osmanlılara da ulaştırdığı bu mektubunda iki şey istiyordu: hürriyet ve meşrûtiyet (nizâmı serbestâne). Genç Osmanlıların bir diğer programı da, dini, sosyal, iktisadî ve siyasi hayatta ikinci plana atmaktı. Mektup üzerine İstanbul’da başlayan tevkifler, Namık Kemal, Ziya Paşa, Ali Suavi, Mehmed, Nuri, Reşad, Agâh ve Rifat Beylerin Paris’e kaçmalarına sebep olmuştu. Artık cemiyetin gizliliği kalmamış ve fiilî reisliğini de Fâzıl Paşa yürütür olmuştu. Ortak özellikleri Avrupa hayranı olmak olan bu gençlerden Ziya Bey, Abdülaziz’in Londra seyahatinde Osmanlı Devleti’nin geri kalış sebeplerini açıklayan bir layiha takdim etmişti. Avrupalılar ise, bu yeni hareketi, her yönüyle destekliyor ve Genç Osmanlılar yerine Genç Türkler manasına gelen Jön Türkler tabirini tercih ediyorlardı.
Tunuslu Hayreddin Paşa’nın İslâm Devletlerinde Gerekli Islâhat isimli Lâyihası cemiyete ilham verdi ve artık Avrupa’da fikirlerini yaymaya başladılar. Bu maksatla 1867’de Ali Suavi Londra’da Muhbir adlı gazeteyi ve Namık Kemal de bir yıl sonra Hürriyet’i yayınlamaya başladılar. Avrupalıların tahrikleriyle, ümmeti Osmaniye kelimesini, dinî açıdan İslâm ümmeti çerçevesinden Dürziler de dahil bütün din mensuplarını kapsayan bir çerçeveye oturtmuşlar; kavmiyet anlayışını Osmanlı Devleti’ni parçalayacak şekilde bilmeden sarsmışlardır. İslâmiyetin ve tarihî birikimin tersine gelişmeler üzerine, Genç Osmanlılar ikiye bölünmüşler; ılımlıları Ziya Paşa temsil ederken aşırıları Mehmed Bey temsil eder hale gelmiştir. İkinci grup meşrutiyeti aşarak kendilerine göre cumhuriyet anlayışına gelmiş bulunmaktaydılar.
Bütün programları Bâbı Âli’yi ve onu temsil eden Âli Paşa’yı tenkit olduğundan, Osmanlı Devleti’nde yapılan müsbet hizmetlere bile menfi gözlüklerle bakmışlardır. Kısaca tam anlamıyla bir muhalefet partisi durumuna gelmişlerdir. Ancak muhalefetleri, yapıcı değil, hep yıkıcı olmuştur. Hareketi her açıdan destekleyen Mustafa Fâzıl Paşa’nın Sultân Abdülaziz’e yakınlaşıp affedilmesi ve arkasından da İstanbul’a dönmesiyle hareket parçalanmaya başlamıştır. Para kaynağı kesilen Hürriyet kapandı. Ziya Paşa devam ettirmek istediyse de, mümkün olmadı. Cemiyetteki buhran, Rıfat Bey ve Ali Suavi’nin istifa etmelerine sebep oldu. 1871’de Âli Paşa’nın vefatıyla Genç Osmanlılar Cemiyeti mensupları İstanbul’a dönmeye başladılar. Bunların sadrazam adayı olan Mahmut Nedim Paşa, Midhat Paşa ve Hüseyin Avni Paşa sonradan önemli makamlara getirildiler. Ancak Abdülaziz’in hal’ındaki bütün olumsuz işler, hep bu cemiyetin mensupları olan kimselere aitti. Gerçekten Genç Osmanlılar, Osmanlı Devleti’ne fikren bazı yenilikleri getirmişler ise de, 93 harbinin acı sonuçlarını hazırlayan siyâsi ekibin içinde yer almışlardır. Destekçilerinin Avrupa devletleri, mason locaları ve İstanbul’daki yabancı büyükelçiler gibi çevreler olması, bu hareketi tarif açısından önemli bir kriter olsa gerektir. Ayrıca askeri siyâsete karıştırmak da, bu ekibin kötü bir mirasıdır. Daha sonra da, bu ekip Jön Türkler olarak İttihâd ve Terakki Partisinin kurucuları tarzında yine karşımıza çıkacaklardır.
 
Üst