Güney Azerbaycan Türkleri'nin Yaşadığı Dram

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
GÜNEY AZERBAYCAN TÜRKLERİN YAŞADIĞI DRAM,
VİCDANINI KAYBETMEMİŞ İNSANLARIN DİKKATİNE SUNULUR.

İran'daki Güney Azerbaycan Türkleri, yüzyılın en büyük asimilasyon tehlikesi
ile karşı karşıyadır. "Türk" kelimesi, pek çok Azerbaycan genci için
neredeyse bir kabus haline gelmiştir. Azerbaycan Türkleri, İran
Anayasası'nın 15 ve 19. maddeleri ihlal edilerek Farsça okumak zorunda
bırakılmakta, tarih ve kültürlerini öğrenmeleri bilinçli olarak
engellenmektedir. Doğu Azerbaycan'ın merkezi Tebriz'de orta öğrenim binaları
yetersiz durumda olmasına rağmen, Doğu Azerbaycan Yönetimi yeni okul
binalarının inşasına başlamamaktadır. Bu yüzden Tebriz'in birçok bölgesinde
öğretim üçlü tedrisat şeklinde yapılmaktadır. Küçük yaştaki çocukların ve
yüksek öğrenim öğrencilerinin kurslardaki hazırlığına son verilmiştir.
Böylece çocuklarımızın, gençlerimizin anadilini daha iyi öğrenme hakları
ellerinden alınmıştır. Güney Azerbaycan'da bulunan üniversitelere de
araştırma bütçesi ayrılmamaktadır. Üniversitelerde okuyan Güney Azerbaycanlı
öğrencilerimiz her türlü baskı ve şiddete göğüs gererek, öğrenci
dergilerinin anadillerinde yayınlanması için mücadele etmektedir.

Bu mektubu, Güney Azerbaycan Türklerinin sesini duyurabilmek amacıyla
yazıyorum. Çünkü, biz Güney Azerbaycanlılar, maruz bırakıldığımız kültürel
asimilasyon ve yabancılaştırma politikalarının son bulmasını istemekteyiz.
İnsan haklarının korunması uluslararası kamuoyunun görevlerinden birisi
olduğuna göre, Güney Azerbaycan sorununun barışçıl yollarla çözümü için BM
ve AB zaman geçirmeden üzerine düşeni yapmalıdır.

Lütfen, Güney Azerbaycan Türklerinin sesini dünya kamuoyuna duyurmak
amacıyla
http://petitiononline.com adresinde başlatılan kampanyaya destek
veriniz. Daha faydalı olacağını düşündüğüm için aşağıda tercümesini
eklediğim "UNESCO ve İnsan Hakları Örgütlerine" başlıklı İngilizce metnin
olabildiğince fazla sayıda kişi tarafından imzalanması, bu çağrının UNESCO
yetkililerince daha fazla dikkate alınmasına neden olacaktır.

Bunun için yapılacak işlem çok basit!
http://petitiononline.com adresine
girip, "Iranian Azerbaijanis Mother Language Rights" başlıklı yazıyı bulmak
ve "Click Here to Sign Petition" butonunu tıklamak yeterli olacaktır.
 

20Temmuz

Alpagut Han
Katılım
20 Şub 2008
Mesajlar
838
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Beşparmaklar
İran Türkleri’nin Şahlanış Günü: 22 Mayıs 2006

Tarihler 12 Mayıs 2006’yı gösterirken İRNA Haber Ajansı’na bağlı “İran” isimli devlet gazetesinin Cuma ekinde, Azeri Türklerini böcek olarak gösteren bir karikatür yayınlanıyordu. Karikatürde Azeriler, hamamböceği olarak temsil edilmişti. Dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri de karikatürün üzerinde yazılı olanlardı. Karikatürün yayınlandığı sayfanın başlığı “Hamamböceklerinden nasıl kurtulabiliriz?” idi. Bu başlığın yanı sıra Azerilerin öldürmekle bitmeyeceği ve Türkçe’yle ilgili daha nice hakaret de aynı yazıda yer almıştır.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta, karikatürün yayınlandığı gazetenin devletin resmi gazetesi olmasıdır. Karikatürün çizeri Mana Nistani de devlete yakınlığıyla bilinen biridir. Bu durum göstermektedir ki; olay herhangi bir yanlış anlaşılma veya birkaç kişinin şahsi düşüncesi değildir. Karikatürün yayınlanması Farsların kendi dışındaki unsurları aşağı gören zihniyeti ve devletin de bu zihniyet tarafından yönetilmesinin ürünüdür.

Bu hasmane, alçakça karikatür ve yazılara ilk önce İran’daki Türk öğrencilerden tepki geliyor; ancak İran yönetimi bu tepkileri ciddiye almıyordu. Devletin bu sessizliği tepkiyi daha da artırıyordu. Yapılan hakaretlere haklı olarak tepki gösteren, böcekliği kabul etmeyen şerefli İran Türkleri 22 Mayıs 2006’da sokaklara dökülüyordu.

22 Mayıs’ta 1 milyona yakın İran Türk’ü kahramanca bir ayaklanma başlatıyordu. Durumun vahametini kavrayan ve onurlu Türklerin bu hakareti kaldıramayacağını anlayan İran yönetimi, söz konusu gazeteyi kapatıp sorumluları tutuklayarak olayları dindirmeye çalışıyor; ancak geç gelen özür halkı yatıştırmaya yetmiyordu. Devletin de bu ayaklanmaya sert müdahalesiyle sonuçlanan gösterilerin bilançosu; elliden fazla şehit, yüzlerce yaralı ve binlerce tutuklu olarak tarih sayfalarındaki yerini alıyordu.

Bu olay tüm dünyaya bir kez daha gösteriyordu ki; Türk milleti hiç bir baskıdan yılmıyor; şerefini ve onurunu ayaklar altına almaya çalışanlara gerekli cevabı veriyordu. Daha da önemlisi görülüyordu ki, Türk milletinin içindeki bağımsızlık ateşi hiçbir zaman sönmüyordu.

Türklere açık bir düşmanlığın olduğu bugün Farslar tarafından yönetilen İran’ın tarihine bakıldığında açıkça görülen bir şey vardır: Türk mührü.

1000’li yıllarda Gazneliler’le birlikte Türk yönetimine giren İran’ı; Selçuklular, Harzemşahlar, İlhanlılar, Timur Devleti, Karakoyunlu Devleti, Akkoyunlu Devleti, Safevi Devleti gibi Türk Devletleri ve Avşar ile Kaçar Türk Boyları belli dönemlerde yönetmiştir.

İran’da Türk yönetimi 1925 yılında İngiliz destekli Rıza Şah’ın, Kaçar hanedanını devirmesine kadar sürmüştür. Fars Pehlevilerin de iktidarı ele geçirdikleri bu tarihten itibaren yoğun bir Farsileştirme politikası izlenmiştir. İran Türkleri’nin, Türkçe eğitim görme ve Türkçe yayın yapma gibi en küçük kültürel hakları dahi ellerinden alınmıştır. Yine bu dönemde, İran Türkleri’ne aslında Türk olmadıkları gibi saçma sapan şeyler öğretilmeye çalışılmıştır.

Farsların İran Türklüğüne karşı yaptığı baskılar karşısında, damarlarında dolaşan asil kanın gerektirdiği gibi davranan İran Türkleri’nin bağımsızlık girişimleri olmuştur.

1944 yılında Seyit Cafer Pişeveri liderliğinde Güney Azerbaycan Milli Hükümeti kurulmuştur. Ancak kurulan hükümetin SSCB’ye yakın olması nedeniyle, milli hükümet A.B.D tarafından kabullenilmemiş ve A.B.D tarafından yıkılması için ciddi girişimlerde bulunulmuştur. A.B.D’nin girişimleri sonucunda SSCB ordusu Güney Azerbaycan’dan çekilmiş ve Tahran ordusu Güney Azerbaycan’a baskın düzenlemiştir. 1944’de kurulan Güney Azerbaycan Milli Hükümeti 1945’de A.B.D’nin yardımı ile devrilmiştir.

1979’da İran’da İslam Devrimi gerçekleşmiştir. Ayetullah Humeyni önderliğinde gerçekleşen bu devrimde, kültürel ve siyasal hak talep eden İran Türkleri’nin mücadelesi büyük rol oynamıştır. Fakat devrim öncesinde Türkler’e vaat edilenler daha sonra büyük ölçüde unutulmuştur. 1979 Anayasası’nın açıklanmasıyla birlikte Türkler’e fazla bir hak verilmediği görülmüş, bunun üzerine Türk nüfusun %80’i anayasa oylamasına katılmamış ve Tebriz’de resmi daireler işgal edilmiştir. İran yetkilileri isyanı, Türk önderlerin telkin ve desteği ile ancak bastırabilmiş, duruma hâkim olunca da Türk asıllı devlet adamları devre dışı bırakmışlardır.

Güney Azerbaycan’ın azatlık mücadelesi; 1991’de Kuzey Azerbaycan’ın SSCB’nin yıkılıp bağımsızlığını kazanmasıyla yeni bir döneme girmiştir. Bağımsızlıkta büyük pay sahibi olan Azerbaycan Halk Cephesi’nin Lideri Ebulfez Elçibey’in Azerbaycan Cumhurbaşkanı olması ve Güney Azerbaycan’ın bağımsızlığını hedefleyen politikaları İran Türkleri’nde yeni bir heyecan yaratmıştır.

İran devlet yöneticileri, İran’ın kuzeyinde bağımsız bir Azerbaycan’ın kurulmasından ziyadesiyle rahatsız olmuşlar; Azerbaycan ve Türkiye’nin karşısındaki ülkelerle yakın ilişkiler içine girmiş; Türkiye ve Azerbaycan karşıtı bir dış politika izlemeye başlamıştır.

Azerbaycan’a karşı, Ermenistan’ın Karabağ’ı işgaline destek vermiş; Moskova ve Erivan yönetimiyle işbirliğine gitmiştir. Hazar petrolleri konusunda da Azerbaycan’ın egemenlik haklarını kullanmasını engellemeye çalışmış ve gerilim yaratmıştır.
Türkiye’ye karşı da; yıllarca PKK terörünü desteklemiştir. Kıbrıs meselesinde de Rum politikalarını destekleyerek güçlü bir Azerbaycan ve Türkiye’yi bölgede istemediğini açıkça ortaya koymuştur.

Tarihi vakalar göstermektedir ki; Farslardaki Türk düşmanlığı 2006 yılında ortaya çıkmış değildir. Ancak yine göstermektedir ki, Türk milleti karşısındaki düşman kim olursa olsun, düşmanını tarihin tozlu sayfalarına gömmeyi bilmiştir.

22 Mayıs 2006’da İran Türkleri bir mesaj vermiştir: Güney Azerbaycan’ın, İran Türkleri’nin bağımsızlığı yakındır. Elçibey’in “Bütov Azerbaycan” ülküsü yakında gerçek olacaktır. Enver Paşa’nın, Atsız Bey’in, Başbuğ Alparslan Türkeş’in “Turan” ülküsü gerçekleşecektir.

22 Mayıs 2006’da başlayan İran Türkleri’nin kahramanlık destanının yıldönümünde bu olaylarda şehadet mertebesine ulaşan tüm soydaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyor, tüm İran Türkleri’ne ve esir Türk coğrafyalarına selam ediyorum.

Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin.


Sinan GÜLER​
 
Üst