Halkın Şeref Ve Haysiyeti Rafa..

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
HALKIN ŞEREF VE HAYSİYETİ RAFA..

Hristofyas’ın ukalalıkları, hakaret ve aşağılamaları karşısında bu kez Sn. Talat kararlı bir duruş sergiler mi diye tam bir hafta merakla bekledim. Eminim benim gibi azımsanamayacak sayıdaki vatandaş da, aynı beklenti içinde oldular.
Hristofyas’ın çözüm istediğine ‘ikna edilenler’ yada bu Bizans ırkcısı’nın ‘barışcılığı’na körükörüne inananlar, nam-ı diğer adlarıyla içimizde ‘yoldaşlık’ acenteliğine soyunanlar, aynı beklenti içinde oldular mı dersiniz? Asla, tam tersi bu işbirlikci takım; Sn. Talat’ın bilinen duruş ve yaklaşımlarına bile, ‘aşırı ve katı’ nitelemesinde bulunmakta, hatta daha da eğilip, bükülmesini önermektedirler.
Yoksa Hristofyas boşuna mı “Türk işgaline ve kolonizasyona karşı mücadelemizde Kıbrıs Türkleri hatta CTP içinde bile çok sayıda yandaşımız bulunmaktadır” deyip duruyor?
Sn. Talat, sıradan bir insan değil. Kendisi bu ülkenin Cumhurbaşkanı. Bu devleti ve bu halkı temsil ediyor. Anayasal görev ve sorumlulukları var. O nedenledir ki Sn. Talat’a yönelik yakıştırmalar, aşağılamalar, sadece kendisini değil, Kıbrıs Türk halkının şeref ve haysiyetini de yakından ilgilendirir.
Peki biz bir hafta süreyle neden sabırla bekledik dersiniz? Hristofyas’ın dış temaslarıyla tavana vuran dayatmalarından , Sn. Talat’ın artık sabır damarının patlayacağını umduğumuzdan ve patlaması gerektiğini düşündüğümüzden.
Sn. Talat’ın ve çevresinin uzun bir süre “Hristofyas çözüm isteyen bir lider, o nedenle bu kez çözümden umutluyuz” diyerek Hristofyas’ın uluslararası popülaritisini ve inandırıcılığını artırırken, buna karşılık, Rum liderin yaptıklarının artık kabul edilmez ve sineye çekilmez noktaya geldiğini umuyorduk. Sn.Talat’tan o nedenledir ki; kararlı bir tavır bekliyorduk.
Ama olmadı. Deyim yerindeyse ‘dağ fare doğurdu’. Sadece Sn. Cumhurbaşkanının değil, şahsında Kıbrıs Türk Halkı’nın da şeref ve haysiyetini hedef alan saldırıların ‘not edilip’ rafa kaldırıldığını esefle Sn. Özdil Namiden öğrendik..Rusya ile imzalanan manifesto ve Hristofyas’ın fütursuzluklarına karşın; meğer yine herşey süt liman ve ‘ortada gerginlik yokmuş, işler tıkırında gidiyormuş!’ Böylesi teslimiyetçi mentaliteyi anlamak ve kabullenmek mümkün mü?
Hristofyas’ın şu sözlerine bakın “ Talat, muhalefet yıllarındayken bizimle mutabık kaldığı ilke ve deklerasyonlardan caydı. Makama geldiğinde Ankara’nın kucağına oturdu.”, “Talat’tan Ankara’nın boğucu kucaklamasından kurtulmasını ve küçük ihtilalini yapmasını bekliyorum.”, “Talat’ın sözleri ile uygulamaları arasında farklar var.”, “Talat, hadım ediyor.”, “Talat içeride başka dışarıda başka konuşuyor.”, “Talat, sütten kesilmeyi başarmalıdır.” Ve daha neler, neler!
Hristofyas’ın bu söylemleri yenilip yutulacak şeylermidir? Sineye çekilecek, es geçilecek sözlermidir? Bu sözler, aşağılama, küçük görme ve hakaret etme anlamını taşımıyor mu? Ve bu sözler sadece Sn. Talat’ın şahsını mı hedef alıyor?
Sn. Talat, bütün bunları hala daha niçin ve ne diye sineye çekiyor anlamak mümkün değil. Kabullenmekse hiç mümkün değil.
Adam, güya masaya oturup Sn. Talat’la ‘kapsamlı müzakere’ yapıyor. Dışarı çıkınca da dedikleri şu “Sn. Talat’a Kıbrıs sorununun, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini işgal nedeniyle Kuzeyde uygulayamama sorunu olduğunu açıkca ve defalarca söyledim.” Peki Sn. Talat, siz bu kafadaki adamla hala daha neyin müzakeresini yaptığınızı söylüyorsunuz? İlerleme var dediğiniz şeyler nasıl bir ilerleme? kimin değirmenine su taşınıyor? Neden hala daha hem masada hem de dünya kamu oyunda Rumların ve Hristofyas’ın ne istediği konuşulup değerlendiriliyor da, Kıbrıs Türk Halkı’nın beklenti ve istekleri sorulmuyor? Görüşülüp değerlendirilmiyor? Sn. Talat’ın görüşme masasındaki silikliğinin, ürkekliğinin, pasifliğinin mihenk noktası işte bu!..
Doğrusu sormadan edemiyeceğim. Geçtiğimiz haftaki, görüşmede gerilim olduğunu ve Hristofyas’ın Moskova ile imzaladığı ‘manifesto’yu bu kez sineye çekmeyeceğinizi belirtmemişmiydiniz? Peki ne oldu Sn. Talat? Hristofyas bu kez bilinen görüşlerini size yazılı olarak da iletti. Yani kayıt altına alıp müzakere edildiğine dair dosyaya da koydurdu. Peki ya siz ne yaptınız? Hiçbir şey! Hiçbir şey olmamış gibi Hristo’nun koşullarında görüşmeye devam ettiniz! İşte bu tavırlarınıza isyan derecesinde itirazımız var. Bu kadarı da olamaz yani!
 
Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Kıbrıs Türk Kadınının Cesur Sesi.. MÜCAHİDE BACIM..

Değerli MÜCAHİDE KARDEŞİM Makbule Hanımefendi,

Sitemizde yazmaya başladığınız günden beri büyük bir zevk ve gururla okuduğum yazılarınızın devamı olan bugünkü yazınız, aslında Kıbrıs Türk Halkına hiç layık olmayan ve bugün maalesef halkının geleceğinin şekillenmesine karar verme konumunda olanların Rum Teslimiyetçiliğini nasıl yerine getirdiğine dikkat çeken çok önemli bir yazıdır..Kimi köşe yazarları Cumhurbaşkanı Talat'a bu sitede alkış tutarken, karşı görüşte olanlar işte tam bu noktanın altını çiziyordu!...Son görüşmede Rum liderine söylendiği ifade edilen şamar gibi sözlerin bir hayal mahsulü olduğu.. Görüşmelerde herşeyin tıkır,tıkır yürüdüğünün açıklaması ile bir kez daha teyid edilmiştir..
Bu nedenle, gerçeği tüm çıplaklığı ile okuyucunun önüne koyan ve çok önemli tespitleri içeren bu yazınız nedeni ile size teşekkür ediyorum..
Cesur yüreğiniz, duygu ve düşüncelerinizi korkusuzca yazan kaleminiz inanınız ki halkımıza büyük bir moral vermektedir..
İyi ki varsınız ve Kıbrıs Türk Kadınına örnek olmaya devam ediyorsunuz..

Sevgi ve Saygılarımla..

ATİLLA ÇİLİNGİR.
 

Levent Akıncı

Onursal Üye
Katılım
12 Eyl 2008
Mesajlar
49
Tepkime puanı
0
Puanları
0
KKTC'nin Halide Edip'i Makbule Hanımefendi

Cesur ve son derece yol gösterici bu yazınız, yolunu şaşıranlar için rehber niteliğindedir. Masadan kaçtı denmemesi için bu çile çekilmez. Bir Cumhurbaşkanı milletinin onurunu temsil eder, bu onur korunmalıdır. Kaldı ki bu Cumhurbaşkanı adında Türk ismi taşıyan bir Cumhuriyeti temsil ediyorsa yapacağı ne olmalıdır. Bence; gösterilen tüm iyi niyete rağmen yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamadığı, nedenleri ile açıklanarak, görüşmelerin kesildiği medyaya duyurulmalıdır. Makbule hanımefendi siz bunu yapardınız, sizde o yürek var ama bu tür yürekler herkes de bulunmaz, bizim şanssızlığımızda bu. Elinize sağlık diyor saygılarımı sunuyorum.
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Talat Bey Kıbrıs Türk'tür. Türk Kalacaktır. Ya sev ya terket.
TANRI TÜRK ULUSUNU KORUSUN VE YÜCELTSİN,
DÜŞMANLARINI VE HAİNLERİ KAHRETSİN.
AMİN....
 

KÜLTEGİN

Genel Koordinatör
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,731
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Tanrı Dağlarında
Talat Beğ'in; Koordinat sistemi tamamiyle "rum" tarafına dönmüş iken, onun geriye dönüşü yalnızca,"soykırım abideleri" altında başını kuma gömerek ve, o daha çoçuk yaşta iken "çoçuk yaşta" katledilen Kıbrıs Türk'lerini hayal ederek, olursa ki bir ihtimal kıblesini rumdan öte, Kıbrıs Türk'lüğüne çevirir...

Yada bir ihtimal,ancak sonu olmaya ki, Yunanistan'ın albaylar cuntasında yaşadıkları "cuntacıların müebbet hapis ve vatan hainliği yaftası"...

Belkide böylelikle hep hayal ettiği "afyonlaşmış düşünceleri" ile rumların gönlünde kahraman "Türk" ola...

Kıbrıs Türk milletinin "Türk'lüğü" ve "bağımsızlığı" kimsenin tekelinde değil, yalnızca kahraman Türk askerinin ışıldayan süngüsünde mevcuttur...Tıpkı, 34 yıl önce olduğu gibi...

TTK
 

Dr.Yalnızefe

Dost Üyeler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,339
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Öncelikle bu güzel yazınız için tebrik ve teşekkür ederim....
Günümüz kıbrısında hala Talat'a ağzı açık maymun gibi bakıp, keramet gösterip bir anda bütün sorunları çözeceğini zanneden gafil ve hainlere karşı yazılmış son derece güzel bir mesaj...
Ellerinize yüreğinize sağlık..
Tam gönlüme ve yüreğime göre bir yazı..
Sağolasınız...

TTK ve Y
 
Üst