Harekatın Sonuçları

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Harekatın Sonuçları


20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı'nın sonuçları a) Genel Sonuçlar, b) Türkiye Açısından, c) Yunanistan ve Kıbrıs Rum Liderliği Açısından, d) Sosyal, Kültürel ve Ekonomik Açıdan, e) Harekat Sırasındaki Katledilen Türkler başlıkları altında şöyle değerlendirilebilir:
a) GENEL SONUÇLAR

1) 20 Temmuz müdahalesi ile Yunanistan'daki askeri Cunta istifa etmiş ve sivil bir hükümet kurulması gerçekleşmiştir. Eski Yunan politikacılarından Konstantin Karamanlis, sürgünde Olduğu Fransa'dan gelerek Yunanistan'ın başına geçmiş ve 20 Temmuz Yunanistan'da Demokrasinin yeniden doğmasına neden olmuştur.
2) Aynı şekilde Kıbrıs'ta 15 Temmuz darbesinin sonucu olarak başa geçen Nikos Sampson çekilerek, yerine Klerides geçmiş ve darbecilerin Rum toplumu içinde egemenliklerini sürdürmeleri engellenmiştir.
3) 20 Temmuz, Rum toplumu içinde siyasi görüş farklılıklarından dolayı darbecilerin sürdürdüğü katliamları durdurmuş, daha binlerce insanın katledilmesini önlemiştir.
4) Hiç şüphesiz 20 Temmuz'un en önemli sonucu bir asırdan fazladır sürdürülen ENOSİS kampanyasının amacına ulaşmasını ve ENOSİS'in gerçekleşmesini ebediyen önlemiş olmasıdır. 20 Temmuz'la doğan gerçekler bu Ada'da Türk toplumu var oldukça ve Türkiye varlığını sürdürdükçe ENOSİS'in gerçekleşmeyeceğini en kör gözlere dahi sokmuştur.
5) 20 Temmuz'la, Türkiye, 1963 olaylarından beridir savunduğu Federasyon tezinin gerçekleşmesine olanak sağlamış eşitliğimiz BM kararları ile kabul edilmiştir.
6) 20 Temmuz'la, Ada'da yaşayan bütün Türkler Kuzeyde toplanarak, can güvenliklerini sağladılar ve coğrafi temele dayalı federasyonun maddi temelini oluşturdular.
7) Bunun bir devamı olarak Kuzeyde toplanan Türkler, Türkiye Cumhuriyeti ile işbirliği içinde Kıbrıs Türk Federe Devleti'ni, ardından Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni oluşturdular ve kendi devletlerine sahip çıktılar.
8) Self-determinasyon hakkına sahip olan bir ulusal halk olduklarını ve gerekirse bu hakkı ayrı bağımsız devlet yönünde kullanabileceklerini dünyaya duyurdular. Rum liderliğinin herhangi bir anlaşmaya yanaşmaması üzerine de bu hakkı kullanarak kendi bağımsız devletlerini, KKTC'yi kurdular.
9) 20 Temmuz'la iki müttefik üye olan Türkiye ve Yunanistan karşı karşıya geldi ve sonuçta Yunanistan, NATO'nun askeri kanadından çekildiğini açıkladı. (Geçici bir süre için. Nitekim sonradan tekrar dönmüştür.)
10) 20 Temmuz nedeni ile Türkiye ile ABD de karşı karşıya gelmiştir. Ve Yunan Lobisinin de büyük çabaları sonucu ABD kendi müttefiği Türkiye'ye karşı uzun sure askeri-ekonomik ambargo uygulamıştır.
11) Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetiminin yoğun propaganda girişimleri sonucu AET ve Avrupa Konseyi ile diğer bazı uluslararası örgütlerde Türkiye sıkıştırılmak istenmiştir. Bu kampanya 24 yıldır sürdürülmektedir.
12) Kıbrıs Türk Halkı, özgürlükçü demokrasi rejimin uygulanmasında büyük mesafeler kaydetti ve çok partili hayata geçilerek serbest seçimler yapıldı.
13) 20 Temmuz'dan sonra dostunu ve düşmanını daha iyi tanıyan Türkiye Cumhuriyeti, dış politikasında bir atılım yaparak çok yönlü dış politika uygulamaya ve özellikle 3. dünya ülkeleri ve İslam ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmeye başladı.
14) Türkiye kendi savunma gücünden başka bir güce güvenmeyeceğini anladı ve ulusal savunma sanayini geliştirdi.
15) Ortaklık esasına dayalı bir federasyon için, eşitlik temelinde toplumlararası görüşmeler başladı. Ne var ki Rumlar bu eşitliği içlerine sindiremedikleri için görüşmelerden bir sonuç çıkamadı.
16) Kıbrıs'ta iki eşit toplum ve bu toplumların meşru hakları olduğu dünyanın ezici çoğunluğu ve BM tarafından kabul edildi.
17) Kuzeyde kalan ekonomik değerler ve Türkiye'nin yaptığı yardımlar, Kuzey Kıbrıs'ta ekonomik seviyenin yükseltilmesine neden oldu.
18) Türk toplumu ve iş adamları ilk kez ayrı bir siyasi varlık olarak Türkiye ve üçüncü ülkelerle doğrudan ticari ve ekonomik ilişkileri kurma olanağı buldu. Acentelikler aldı.
19) Türk toplumunda ilk kez bir ekonomik yapıdan, bir ticaret sektöründen söz edilebilir duruma gelindi.
20) Türkiye ile KKTC arasında ekonomik ve kültürel işbirliği büyük boyutlara ulaştı. İmzalanan işbirliği protokolleri, Üniversiteler, Türkiye basın-yayın organları ve yoğun şekilde işleyen turist akım nedeni ile ekonomik ve kültürel etkileşim ve kaynaşma hızlandı.
21) 1974 öncesi tamamı ile tüketici bir toplum olmaya zorlanan Kıbrıs Türk Halkı, Barış Harekatı sonrası sağlanan olanaklar sonucu, üretici bir konuma geçti ve her alanda üretici kapasitesini ortaya koydu.
22) Barış Harekatı sonrası Türk toplumunun sosyal hayatında bir canlanma oldu ve her meslek dalında birçok mesleki örgüt, birlik, dernek, sendika, cemiyet kuruldu, sosyal yaşantı, demokratik içeriğe tüm kurumları ile kavuştu. Kısacası çağdaş, organize bir halk ve devlet olmanın tüm gereksinimleri tamamlandı.
b) TÜRKİYE AÇISINDAN
1) 1974 Barış Harekatının Türkiye açısından en önemli sonucu, Türk halkının uluslararası anlaşmalara bağlılığını ve kendi güvenliği ile Kıbrıs Türk halkının güvenliğini tehlikeye atacak girişimlere hiçbir zaman seyirci kalmayacağını dünyaya fiilen kanıtlaması olmuştur.
2) Türkiye, bunun yanında işgalci olmadığını, İngiltere'ye birlikte müdahale teklifinde bulunması ve Kıbrıs'ın bütününü alma fırsatı varken bunu yapmaması ile kanıtlamıştır.
3) Türkiye barış yanlısı bir ülke olduğunu fiilen kanıtlamış bulunmaktır. 1974 Barış Harekatından bu yana Kıbrıs'ta hiçbir ciddi olayın meydana gelmemesi, bu gerçeğin kanıtı değil mi?
4) Türkiye, Barış Harekatı ile, 1963-1974 arası 11 yıl barış ve huzur yüzü görmeyen Kıbrıs'a barış, huzur, özgürlük ve demokrasi getiren bir ülke olmuştur.
5) Barış Harekatının bir diğer sonucu da Türkiye'nin dost ve düşmanını daha iyi tanıması olmuştur.
6) Barış Harekatından hemen sonra ABD tarafından Türkiye'ye karşı uygulanan silah ambargosu, Türkiye'nin kendi ulusal savunma sanayiini kurması ve bu yöndeki çabalarını hızlandırması sonucunu doğurmuştur.
7) Türkiye, ABD ambargosu ile çok haksız bir cezalandırmayla karşı karşıya kalmıştır. Bunun yanında Avrupa ülkeleri ile Sovyetler Birliği'nin de başlangıçta sessizce destekledikleri Barış Harekatına sonradan karşı çıkışları ve Rum liderliğinin yanında yer almaları, kendimize güvenmekten başka çıkar yol olmadığını kanıtlamıştır.
c) YUNANİSTAN VE KIBRIS RUMLARI AÇISINDAN
1) 1974 Türk Barış Harekatı ile her şeyden önce faşist bir Cunta İdaresi altında inleyen Yunanistan'a özgürlük gelmiştir.
2) 1974 yılından itibaren Yunanistan'da demokrasiyi yok eden Yunan Cuntası devrilmiş demokrasi ve sivil yönetim yeniden kurulmuştur.
3) Kıbrıs'ta da iş başına geçen faşist Sampson yönetimi devrilmiş, yerine sivil yönetim ve demokrasi kurulmuştur.
4) 15 Temmuz'dan itibaren süren iç savaş sona ermiş, Yunanlı Subayların yönetimindeki katliam durdurulmuştur.
5) Türk Barış Harekatının gerçekleşmemesi halinde, hazırlanan listelere göre binlerce solcu ve Makarios'cu kişinin katledileceği yine Rumlar tarafından açıklanmıştır. Dolayısı ile Türk Barış Harekatı yalnız Kıbrıs'a değil; Kıbrıs Rum toplumuna da barış huzur getirmiştir.
6) Tüm şikayetlerine ve yaygaralarına karşın Rum toplumunun 1974 öncesinde 2000 dolar civarında olan milli gelirinin 8000 dolara yükselmiştir.
d) SOSYAL, KÜLTÜREL VE EKONOMİK SONUÇLAR
1) 20 Temmuz Barış Harekatının sonucu olarak Kıbrıs Türk halkının bir bölgede toplanması; Türk halkına il yıl yaşadıkları insanlık dışı kuşatma altında geliştirme olanağı bulamadıkları ekonomilerini, sosyal ve kültürel yaşamlarını geliştirme olanaklarını yarattı.
2) 1974 öncesi sıfır düzeyde olan üretim, 1974'den sonra canlandı. Tarım, hayvancılık, sanayi, turizm hizmetler sektörleri, 1974 öncesine göre büyük gelişme gösterdi. Haberleşme ve ulaşım alanında 1974 öncesinde düşünülmeyecek aşamalar yapıldı.
3) 1974 Barış Harekatının doğurduğu özgür ortam, kişilerin her alanda yeteneklerini geliştirmelerini sağladı.
4) Dış ticaret büyük gelişme gösterdi. Kıbrıs Türkleri bugün 70'den fazla ülke ile ticari ilişki kuran dışa açık bir halk durumuna geldi.
5) 1974 öncesinde 548 dolar olan kişi başına düşen milli gelir 1997 yılı sonunda 4250 dolar civarına çıkarak 8'e katlanmıştır.
e) HAREKAT SIRASINDA KATLEDİLEN TÜRKLER
16 Ağustos 1974'te ilan edilen ateşkesin ardından Kıbrıs'ta bazı korkunç gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Rum çeteleri ve EOKA-B militanları, silahsız ve savunmasız Kıbrıs Türklerine toplu katliam uygulamışlardı.
İkinci harekatın başladığı 14 Ağustos günü EOKA-B militanları, Atlılar köyünü basmışlardı. Atlılar, Magosa'nın 15 km. kuzeybatısında, Rum köyleri arasına sıkışmış bir Türk köyüydü. Çeteler, çoluk-çocuk, yaşlı-kadın demeden Atlılar'daki Türkleri köy dışına çıkarıp kurşuna dizmişlerdi. Ölüler, bulundukları yerde dozerle açılan çukura topluca gömülmüşlerdi. 37 kişinin öldüğü bu katliamda, köyden ancak 3 kişi kurtulabilmişti.
Muratağa ve Sandallar köylülerinin akıbeti de aynı olmuş, EOKA-B militanları Muratağa köyünden 55, Sandallar'dan da 34 kişiyi otomatik silahlarla tarayarak öldürmüşlerdir. Cesetler, iki köy arasındaki çöplüğe topluca gömülmüşlerdir.
Harekattan 15 gün sonra bu toplu mezarların bulunuşu ve açılışı dünyada büyük yankı uyandırmıştır. İngiliz BBC başta olmak üzere dünya televizyonları vahşet görüntülerini TRT'den naklen yayınlamışlardır. İsveç ve diğer bazı televizyonlar ise kendi kameramanlarının çektiği görüntüleri yayınlamışlardır. Gazeteler de olaya geniş yer ayırmışlar ve haberleri görüntülü olarak vermişlerdi.
İngiliz Sun gazetesi muhabirin, gördüğü sahne karşısındaki tepkileri şöyledir:
"Muratağa faciasını gördüm. Bu çeşit vahşiyane hareketlerin yorumlanması çok değişik oluyor. Ancak Muratağa'da vahşice bir cinayet işlendiğinden başka ne söylenebilir. Rumlar ile Yunanlıların yaptıkları bir alçaklıktır."
BM Barış Gücü Temsilcisi Lars Hakanson ise, Atlılar katliamı için şunları söylemektedir:
"Ömrüm boyunca böyle bir facia, böyle bir barbarlıkla karşılaşmadım. Hayatımda böyle şey görmedim. Çok memnunum ki, olayın soruşturulması görevi bize verildi. Zira, bütün dünya bu vahşeti Barış Gücü'nün ağzından öğrenmiş olacaktır."
Rum-Yunan katliamları, Muratağa ve Sandallar katliamlarıyla sınırlı değildi. Rumların elinde bulunan Güney Kıbrıs'ta Larnada ile Limasol arasındaki üç Türk köyünde de toplum katliamlar yapılmıştı.
İkinci Harekatın yine ilk günü 14 Ağustos'ta Andriko Melani'nin komutasındaki EOKA-B militanları, Taşkent (Tokni) köyünü basarak 13-74 yaş arasındaki erkekleri, ertesi gün de Tatlısu (Mari) ve Terazi (Zyyi) köylerinden de 15 Türk erkeğini bir otobüse doldurup Limasol'a hareket etmişler, yolda ıssız bir yerde indirilen kafile tamamen kurşuna dizilmek suretiyle öldürülmüştür. Cesetler, aynı yerde dozerlerle açılan çukura gömülmüşlerdir. Geri kalan 34 kişiden haber alınamamıştır; ancak bunların da o yörede başka bir yerde kurşuna dizildikleri sanılmaktadır. 50 kişilik ilk kafilede bulunan Suat Hüseyin kalça ve kolundan yaralanıp ölmemiş, öldü taklidi yaparak gözden saklanmış ve gece kaçarak 6 gün dolaştıktan sonra Agratur İngiliz Üssü'ne sığınmıştır.
BM kayıtlarına göre; yine 14 Ağustos'ta Baf'ta da RMMO askerler tarafından biri üç yaşında 5 Türk daha öldürülmüştür. Bundan başka Baf'ın Ayios İoannis köyünde RMMO askerlerince 5'ten fazla Türk öldürülmüştü.
Zehra H. Kral adındaki Türk kadını Baf olaylarını şöyle anlatıyordu:
"14 Ağustos günü silahlı Rumlar Baf'ın Türk kesimine saldırarak erkekleri kurşunladılar, kadın ve yaşlıları ise silah dipçikleriyle dövdüler. Korkudan evlerimize saklandık. Gatti isminde bir Rum, sokak kapımızın camını kırarak dışarıya çıkmamızı emretti. Ben ve oğlum Hasan kapıyı açmaya yeltendiğimizde, Gatti oğluma, dışarıya çık köpek, diye bağırdı ve dışarıya çıkar çıkmaz silahını çekerek oğlumu vurdu. Bütün halk sokaklara dökülmüştük. Silahlı Rumlar, erkekleri alıkoydular, kadın ve çocukların evlerine dönmelerini emrettiler. Eve döndüğümüzde oğlum Hasan'ın al kanlar içinde ölü olarak yattığını gördüm. Daha sonra diğer oğullarım İsmail ve Salih'i, torunlarım İlhan ve Zehra'yı yaralandıklarını ve 3 yaşındaki torunum Rahme'yi öldürdüklerini öğrendim."
KAYNAK:
1) Artuç, İbrahim-; Kıbrıs'ta Savaş ve Barış, Kastas Yayınları, İstanbul 1989, s. 319-328.
2) 2) İsmail, Sabahattin-; 150 Soruda Kıbrıs Sorunu, Kastas Yayınları, İstanbul 1998.
 
Üst