Hava Puslu... Cuma'yı Bekleyin

Alihan Pehlivan

Onursal Üye
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
526
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hava Puslu... Cuma'yı Bekleyin

Son iki günde yine haber bombardımanı yaşadık. Telefonlarımız deyim yerinde ise hiç susmadı. Bire bin katıp duyduğunu bize yetiştirmeye çalışan vatandaş da vardı, çok eskiden olmuş şeyleri yeni duyup heyecana kapılıp arayan da…

İhbar eden kadar akıl soranda var şu günlerde. “ne yapmalı” diye pozisyon alamayan veya mevcut pozisyonunu değiştirmek isteyen de…

Herkes soruyor “Hükümet ne olur?” veya “ittifak bozulur mu?”

“Bu hal ile hükümet ne kadar sağlıklı yürürse ittifakta o kadar sağlıklı devam eder…”

Lakin Cuma günü mübarek gündür. Cuma günü kutsal kitaplara göre de “Kıyametin” kopacağı gündür.
Hükümet düşecek se Cuma günü düşer,
İttifak bozulacaksa Cuma günü bozulur,
Adaylardan çekilecek olan varsa Cuma günü geçilir,

Kısacası ne olacaksa Cuma günü olacak. Bekleyip göreceğiz bakalım mübarek Cuma gününü. Zaten Cuma’ya ne kaldı ki?

Bir tarafta “Bereket” diğer yandan “Felaket!”

Elbet kuruyan toprağa yağmur gerek. Ama bir ayda yağması gereken yağmur bir saatte yağınca “bereket” olmaktan çıkıp “felaket” oluyor.

Dünde öyle oldu. Başkent Lefkoşa’da bir saat bile sürmeyen yağmur sonrasında Lefkoşa Venedik’e döndü adeta. Birçok iş yerini ve evi su bastı.

Dereler taştı, arabalar yollarda kaldı. Trafik işkenceye döndü bir saatte. Sosyal medyanın ilgisi bir anda yağan yağmura oldu. Fotoğraflar, espriler sağanak gibi ardı ardına geldi.

Onca lafın onca yapılan işin aslında nasılda göstermelik olduğu çıkıverdi ortalığa. Hani çok makyaj yapmış bir kadının üzerine su dökülür de makyajı akar ya, Lefkoşa’da öyle oldu işte…

Önümüz yerel seçim, elbet bu konuda eleştiriler gelecek, gelecekten korkmamak için, gelecek eleştirilerden de korkmamak gerek.

Ancak bir durum var ki bunu ne ile izah edebiliriz inanın ki bende bilmiyorum. Zira dün sizin LTB başkanlığı koltuğuna oturduğunuz ilk günün yıldönümü idi. Yani dün tam bir yıl oldu o koltukta oturalı. Acaba diyoruz dünkü havayı neye yormak gerekiyor, berekete mi? Felakete mi?

Özkan YORGANCIOĞLU: Siz her ne kadar sorun yok deseniz de herkes bir şeyler olacağını düşünüyor. Kıyamet kopacaksa Cuma günü kopacakmış, bizden söylemesi.

Hüseyin ÖZGÜRGÜN: Yerel seçimler için UBP’nin yetkili organlarını bugün toplantıya çağırmışsınız. Artık startı vermek gerekiyor. Zira rakipleriniz sahaya indi bile.

Serdar DENKTAŞ: Gene hüsran gene yenilgi. Siz artık en iyisi tavla oynamayı bırakın. Dün Hoca’ya fena dövülmüşsünüz. Bu arada Turizm Bakanlığına istihdam yapılmadığını açıklamışsınız.

Hasan TAÇOY: Size dün fal kapattırdım, aman bu aralar pek göz önünde olacakmışsınız. Televizyon programları mı desem gazetelere röportajlar mı desem. Pek, aktif bir dönem sizi bekliyor anlaşılan.

İlkan BÜLBÜL: Bak gördün mü Lefkoşa’ya yağmur da yağdı ve havanın nemi değişti. Şimdi eğer nemi almadıysanız taa Küba’lardan getirdiğiniz puroların tadı değişti demektir.

Kadri FELLAHOĞLU: Şimdi bu felaket mi bereket mi? Üstelik dün tam da 365 gün önce koltuğa ilk oturduğunuz gündü. Tanrı’nın bir işareti mi yoksa?

İrfan BATU: Hafta sonu herkes velespit ile çarşıyı dolaşırken siz yaya dolaşmayı tercih etmişsiniz. Yoksa bir velespitiniz olmadı mı sizin hiç?

Ertan BİRİNCİ: Genç TV’in yeni logosu çok güzel olmuş, emeği geçenleri tebrik ediyoruz. Özellikle rengine hayran kaldık.

Kemal DÜRÜST: Dün hastaneden eve taburcu olmuşsunuz. Bu arada hastanede ziyaretçi akınına uğramışsınız.

Dr. Erkut AŞICIOĞLU: Doktorların can güvenliği konusunda artık birilerini bu ülkede adım atması gerekiyor değil mi? Her şeyin yasası geçerken şu güvenlik işi ne oldu.

Menteş GÜNDÜZ: “Çok yakında patlayacağım” demişsiniz. Aman bari siz durun zira bu günlerde patlayan patlayana.

Zeki ÇELER: Valla komitede iktidar vekillerinin gözünü öyle bir korkutmuşsunuz ki sizin yanınızda artık çok daha dikkatli konuşmak zorunda kalıyorlarmış.

Oğuz KÖSE: Büyükkonuk’ta ki seçim çalışmalarına ara verip yeniden Başkentte dönmüşsünüz. Bizce hafta sonu başkenti boş bırakmayın.

Hüseyin Avkıran ALANLI: Adaylığınız açıklandı açıklanmasına ama vatandaş size ulaşamamaktan şikayetçi. Dün 3 hattınızı da aradık hepsi de kesikti.

Dr. Ramadan KAMİLOĞLU: Cumartesi günü Girne’de küçük bir kutlama organize etmiş arkadaşlarınız. Şaşırmayın diye biz bugünden size bilgi verelim istedik.

Mehmet ÇELEBİOĞLU: Özel Güvenlik Yasası meclisten geçti diyorlar. Ee geçti de ne oldu? Bu konuda kamuoyunu aydınlatırsanız çok seviniriz.

Ercan BARSAKCIOĞLU: Emekli olduktan sonra şimdide sigortacılık sektörüne atılmışsınız. Ee sizin gibi yılların komutanı evde oturacak değil ya. Ha can güvenliği ha mal güvenliği.

Sezai SEZEN: Londra’da sonra şimdide Ankara yollarına revan olmuşsunuz. Hayırdır önce Londra sonra Ankara. Nedir bu başkentlere yapılan ziyaretlerin perde gerisi.

GÜNÜN SÖZÜ
“Ben kendi isteğimle çıktım. Ne başka bir ülkede bir sorun yaşadığım için ne de bir başka sorun olduğundan. Gittim dilekçe verdim. İçişleri Bakanı ile de ‘yanlış anlama olmasın’ diye buluşup konuştum.”
Ozan Ceyhun

CAN YÜCEL’DEN
Bir sergide ortada dolanırken, alımlı bir kadın heyecanla yanına gelir:
- Can bey, tanıştığımıza ne kadar memnun oldum anlatamam. Sizin en büyük hayranınızım.
Can Baba sırıtır:
- Demek öyle, yatalım o halde?
Kadın küskün bir ifadeyle bozuk atar:
- Aşk olsun can bey!!
Can Baba cevaplar:
- Aşk da olacak elbet..

GÜNÜN FOTOGRAFI
Dün, Lefkoşa Şehit Orhan Veli Sokak’ta balık avlayan Hasan Yağız. (3 kefal 2 sokan tutmuş)
7m2l85.jpg
 
Üst