HEM AKEL’E HEM ANKARA’YA!..
Hala kendilerini ‘solcu’ diye avutup duruyorlar. Ama; ‘dünyayla birlikte siyaset’ söylemleriyle de dünya emperyalizminin ağa babası ABD ile sıkı fıkı olmayı da çok iyi beceriyorlar. İzahını soruyorsunuz; ‘artık dünya değişti’ diyerek kestirip atıyorlar. Belli ki; ‘nostaljik sol amerikancılık’ adında bir ideoloji türetmişler.
AB ile de araları çok çok iyi..Daha bir kaç yıl önce “AB’ye verilmiş sözümüz var. Söz kestik yakında mürüvvetini göreceğiz” diyerek yeri göğü AB bayrakları ile donatıyorlardı. İşte o zamanlar, AB bayraklı miting alanlarında bir tek Türk bayrağına raslamak bile mümkün değildi. Hala; Avrupaya o denli bir aşkla bağlılar ki; Kıbrıs Türkü’ne her türlü dayatmanın ve her türlü aldatmanın buralardan geldiğini görmezden geliyorlar. İzolasyanların ve amborgoların sadistçe devamını sağlayan “evet”i alana kadar Kıbrıs Türk Halkının sırtını sıvazlayıp; sizi açıkta, ayazda ve yanlız bırakmayacağız deyip uysal ve yumuşak yüzlü görünen, amaç hasıl oluncada sözünde durmayan ‘kandırmacılar topluluğu’ ikiyüzlü AB her zaman ki çifte standartçı yapısıyla karşımıza dikliverdi!
Özellikle 2005’den sonra; Annan Planı’ın estirdiği sarhoşluk ve rehavet yerini yavaş yavaş kandırılmanın verdiği ezikliğe terketti.CTP cenahında da hükümet olmanın kuralları gereği illaki birşeyler ister istemez değişecekti! Şimdi artık Parti binalarında KKTC bayrağı yanında Türk Bayrağı da dalgalanıp duruyor..Hristofyas’ın ve AKEL’in bulunmadığı kimi törenlerde yarım ağızla da olsa İstiklal Marşımızın okunmasına refakat edebiliyorlar..Türkiye’ye hala Anavatan demeyi içlerine sindiremediler ama; Türkiye’nin yapmakta olduğu katkıları da en azından inkar etmiyorlar. Muhalefet yıllarında “yıkım paketi” dedikleri bu yardım paketlerine “ kalkınma ve istikrar paketi” diyorlar! ‘Ne seni isteriz, ne memurunu ne de paranı’ gibisinden söylemlerde bulunmuyorlar..Çok uzak değil, 2003 sonlarına kadar Türk Ordusunun bu topraklardaki varlığına; aynen Hristofyas’ın gözüyle bakıp “Türkiye’nin Kıbrıs’taki varlığı uluslararası hukuka aykırıdır” diyebiliyorlardı..
Şimdi ne hikmetse; önce ‘erken seçim’i ilan ettiler, arkasında da Ankara’ya uçtular. Kıbrıs sorununu görüşeceklermiş. Siz onu külahıma anlatın. Yakın zamana kadar Ankara’nın yolunu bile unutmuştunuz. Sizin Kabe’niz BRÜKSEL idi ! Şimdi ise koltuk adına; Ankara’nın kapılarını aşındırıyorsunuz! Siz değilmiydiniz; daha sekiz on yıl kadar önce Türkiyedeki bir televizyon kanalında Kıbrıs’taki seçimlerle ilgili bir kaç cümlelik yorum yapılmasını bahane edip ‘halk iradesine müdahale yapılıyor’ diyerek ortalığı ayağa kaldıranlar! Şimdi Ankara’dan biraz daha partizan amaçlarına nema alabilmek için iki büklüm yollardalar...
Bu ne samimiyetsizlik bu ne siyasi pişkinlik beyler! Hem her allahın günü Türkiye’ye saldıran; Türkiye’yi sanık sandalyesine oturtmağa çalışan; AB müzakere sürecine ambargolar koyan Akel ve lideri Hristofyas’la sıkı fıkı olmaya devam edeceksiniz; hem de yeniden koltukları garantilemek ve seçim desteği talep etmek adına AKP Hükümetinin kapısını aşındıracaksınız!
Bu halk bunları görmüyor, bu halk bu yalpalamalarınızı anlamıyor mu sanıyorsunuz? Bu nasıl bir meziyet ve nasıl bir politik duruştur ki; hem Amerikaya, hem Avrupa’ya göz kırpacaksınız; Akel ile içtiğiniz su ayrı gitmeyecek; bu Türk düşmanı partiye ‘güvendiğinizi ve güvenmeye devam edeceğinizi’ söyleyeceksiniz hem de Ankara’nın yollarını tutup; seçim desteği sağlamaya çalışacaksınız! İlkelilik ve tutarlılığı kimseye kaptırmayacaksınız ama; ilkesizlik ve tutarsızlığı da vazgeçilmez politika haline getireceksiniz!
Sonra da bütün bunlar yazılıp çiziliyor, sokaktaki vatandaş tarafından ağır eleştirilere muhatap oluyorsunuz diye öfkeleniyor, biryanda da hala ‘biz farklıyız’ masalını anlatmaya çalışıyorsunuz..Doğrudur farklısınız..her kapıyı aşındırmak da; her yöne eğilmek de bir maharet işi. Herkesden bunu beklemek zaten mümkün değil.
Baksanıza Fatma Azgın hanımefendiyi bile çileden çıkardınız. CTP’li Sn. Azgın bile “.. Bu milliyetçilik şovları ve önümüz arkamız, eleştirildikce daha artan yükselen dev bayraklar için ne diyecekler? Türk’ten Türk’e kampanyasını nasıl unutturacaklar? Okullarda çıplak dans şovlarını nasıl izah edecekler? Her türlü harcın astronomik rakamlara çıkması? Seçim tarihi açıklandıktan sonra AB uyum yasaları çıkıyormuş aldanamam...Kimsenin hatırı için adaletsizliğe, kalitesizliğe, yanlışa boyun eğemem. Saçma sapan işlere gerekçe üretemem. Hiçbir vaat dinleyemem..”demekte köşesinde!
Daha ne densin ve söylensin yani! Sizi ancak sizden olanlar iyi tahlil eder değil mi?