Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
HER ŞEYİ TU KAKA GÖRMEK!..
Maalesef ülkemizde kimi çevreler; her girişimi, her gelişmeyi, her güzelliği; velhasıl halkımız yararına olabilecek atılımları tersinden algılamayı alışkanlık edinmiş durumdalar. On parmaklarında deyim yerindeyse on yağlı kara; önlerine çıkan tüm olumlu çabaları karalamayı muhalefetten saymaktalar.
Eleştiri yapmak, uyarıda bulunmak, öneri ortaya koymak ve dahası eylemler yapmak; her bireyin, her kesimin, tüzel ya da özel kurum ve örgütlerin inkâr edilemeyecek eylem biçimlerindendir.
Ama bizler ne yapıyoruz? İç ülkemizde Muhalefetin iktidarın, başarısını alkışladığını gördünüz mü?
Yetkili bakanlık tarafından,7 Şubat 2012 tarihinde Kadın Çalışmaları Dairesi’nin tanıtımı yapıldı. Bakanlığın ve kadınlarımızın sırf şevkini kırmak adına söz konusu dairenin ihtiyaçlara cevap vermeyeceğini ilan etti 19 kadın örgütü adına birileri!
Sırf kadınlarımızın 8mart Dünya Kadınlar Gününü gölgelemek, kendi etkinliklerini öne çıkarmak için! Durun bakalım henüz daire tanıtım safhasında! Sizin de kadınımızı her alan yüceltecek, şiddeti ve cinsiyet ayırımcılığını asgariye düşürecek önerileriniz varsa hazırlanınız! İlgili bakanlık illaki sizin önerilerinizi de gözden geçirecektir. Ülkemiz de Totaliter rejim yok! Demokrasinin ve özgürlüğün en güzel örneği uygulanılmakta çok şükür!
* * * * *
ORKESTRA ŞEFİ SN.TALAT!...
Cumhurbaşkanımız Sn. Eroğlu ve müzakere Heyeti; uzlaşmaz Rum fanatizminin en katı temsilcisi Hristofyas’ı çözüme razı etmek için müzakere sürecinde her türlü badireye göğüs gerip, taşın altına elini sokuyorlar! Buna karşılık Hristofyas ve Enosisçi Rum siyasilerinden önce bizdeki taşeronları isyan bayrağını açıyorlar. ‘Eroğlu çözüm istemiyor’ (!)diyorlar. Bu halkımızın yakinen tanıdığı; malum siyasi partiler, sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu inkârcılar korosunun orkestra şefi ise Sn. TALAT!
Dur bakalım Sn. M. Talat! hem Papadopulos ve hem de Hristofyas’la müzakere masasına oturdun da Kıbrıs konusundaki hangi başlığı çözebildin. Şimdi kalkmışsın Sn Eroğlu’nun çözüm istemediği saplantısına takılıp, kırık plak misali boşa dönerek kafa şişiriyorsun! Siz değilmiydiniz Sn. Talat, Rum uzlaşmazlığından bunalıp, ‘Rumlara ne yapayım sizin için kendimi Girne Kapısına mı asayım’ diyen?
Rum tarafında değişen bir şey yok! Biz Kıbrıs’ta tek egemeniz(!) Bizim dediğimiz olacak, bizim istediklerimizi vereceksiniz(!) diyorlar da başka bir şey demiyorlar! Ne yani Sn. Eroğlu’ kendi halkına verdiği sözün hilafına uzlaşmaz Rum fanatizmine boyun mu eğsin? Ne BM’nin ne AB’nin direktif ve isteklerinin halkımızın nazarında öneminin olmadığı, asıl olanın, Kıbrıs Türk Halkının geleceğe güvenle yürüyeceği, endişesiz, tasasız, huzurla ve güvenle yaşayabileceği bir çözümün tesisidir. Sn Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu; müzakere masasında bunun arayışı içindedir. Hristofyas’ın kaprislerine de sırf halkının hatırı için katlanmaktadır.
Gelin görün ki, Sn.Talat başta olmak üzere; CTP’si TDP’si sendika ve sivil toplum örgütleriyle ‘Ret cephesi’ beyhude bir atak peşindeler. Hele bir tane densiz, Sn. Egemen BAĞIŞ’A “sende gideceksin Kıbrıs’tan Türkiye de”(!) diyor. Haydi oradan kendini bilmez!
Kimlerin aramızda barınabileceğinin kararını; ezici çoğunluktaki, mukavemetçi, mücadeleci, Türkiye’nin varlığını nefes almak kadar gerekli gören ve onun üzerine titreyen Kıbrıs Türk Halkı verecektir.
Siz kendi bastığınız dalı kesmeye devam edin! Düşmenize ramak kaldı!
Ne devletimizi, ne egemenliğimizi, ne Türkiye’mizi ‘Tu kaka’ edemeyeceksiniz!
Yok AB şöyle yaparmış, yok ABD böyle yaparmış, yok BM şunu istermiş! Haydi oradan TABANSIZLAR!.. Onlar sizin ham hayalinizdir! Karabasanlar basmadan kendinize geliniz! Özgüveniyle, sadakatiyle, kadirşinaslığıyla ve en önemlisi affediciliğiyle dimdik ayakta duran Kıbrıs Türk Halkının gönlünü kazanmaya çalışınız! Sizin kurtuluş yolunuz onun kararından geçiyor. Öyle değil mi? Son Söz onun!