Hocalı Soykırımı

BAHAR

Dost Üyeler
Katılım
2 May 2008
Mesajlar
841
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
istanbul
Hocalı Soykırımı
Cennet Yurdu Dağlık Karabağ - Annelerin, babaların gözleri önünde yakılan, parçalanarak kızartılıp anne-babasına zorla yedirtilen o masum çocukları bizler hiç unuturmuyuz! Gazla dolu boruların içinde feryatlarla can veren çocukları ve o anda semayı kaplayan, kalpleri parçalayan çığlıkları ve katı yürekleri bile ağlatan inilti seslerini hiç unutur muyuz? Karabağ, canım Azerbaycanımın en güzel yerlerinden biridir. Azerbaycanın yanan yüreği, kopmaz, parçalanmaz, yıkılmaz direğidir.
Vatanımın unutulmaz bir parçası olan Karabağ, nice büyük insanlar yetiştirmiş; nice büyük harplere, nice birlik ve beraberliğin tecellisi olan büyük direnişlere şahit olmuştur. Dostluk, kardeşlik, hayırhahlık ve misafirperverliğiyle insanlığa örnek olmuştur. Karabağ’ın en belirgin özelliğiyse, topraklarının şehit kanlarıyla yoğrulmasıdır. . O kanlar ki, lalelerin bedenine yürüyerek onlara can vermiştir. Şuşa, Hankendi, Ağdam, Kelbecer, Kubatlı, Zengilan ve Laçin gibi Karabağımın büyük şehirleri Azerbaycan tarihinin tezahürüne sahne olmuştur. Sende mi kara günler görecektin Karabağım?!
Sende mi şehit kanıyla sulanacak, ardından evlatsız kalmış analarımı, yetim kalmış çocukları, dul kalmış gelin ve bacılarımı ağlatacak ve hiç bir zaman unutulmayacak tarihe "Kanlı Sahifeler" diye yazılacaktın?! Ah Karabağım Karabahtlım! Sen her Azerbaycan vatandaşının yüreğinde yaşayacak, hiç bir Azerbaycanlı'nın aklından silinmeyecek ve unutulmayacaksın. Ah Karabağım! 1988 yılında başlayan ve sonu bir türlü gelmeyen habersiz savaş, ne zaman bitecek ve ne zaman sana kavuşacağız? Karabağ’da tezahür eden facialardan çok konuşmak ve ciltlerle kitap yazmak mümkündür. Karabağ, tüm Azerbaycanlının yüreğinin kanayan yarası olmuştur.
Ah Azerbaycan şehitleri! Sizler vatanınız, milletiniz ve gelecek gençlik uğruna tüm zorluklara katlandınız ve Karabağ'ı son damla kanınızı verinceye kadar korudunuz. "Biz düşman önünden kaçarsak, düşman şu milleti, günahsız çoçukları, gözü yaşlı bacıları, yüreği dağlanmış anaları, gözü yolda kalmış kızları ve düşünmekten saçı ağarmış babaları katleder" diyerek, kendi canlarınızı mil-yonların uğruna feda ettiniz. Silahlılara karşı silahsızdınız, ama siz yüreklerinizle, canlarınızla, başlarınzla savaştınız ve şehit oldunuz. Annelerin, babaların gözleri önünde yakılan, parçalanarak kızartılıp anne-babasına zorla yedirtilen o masum çocukları bizler hiç unuturmuyuz!
Gazla dolu boruların içinde feryatlarla can veren çocukları ve o anda semayı kaplayan, kalpleri parçalayan çığlıkları ve katı yürekleri bile ağlatan inilti seslerini hiç unuturmuyuz?. İşte böyle zulümlere karşı onlar vatanımızı, toprağımızı terk -etmemiş, şehit olmuşlardır. Azerbaycan'ın geleceğini göz önüne alarak, bizleri düşünüp unutmadıkları halde, bizler onları unutmayı vicdanımıza hiç sığdırırmıyız?
Azerbaycan halkı şehitlerini unutmamış ve kıyamete kadar da unutmayacaktır. Karabahtlı Karabağım işte böyle zulümler görmüş, facialar yaşamıştır. İlan edilmemiş savaşa rağmen başı dertli insanlar kendi özgürlüklerini aradı ve bağımsız Azerbaycan Respublikasını (Cumhuriyetini) kurdular. Ama bu da o kadar kolay olmamış, binlerce şehit verilerek istiklale kavuşulmuştur. 1990 20 Yanvar (Ocak) Bakı Katliamı. Özgürlük için sokaklarda günlerdir mitingler yapan, Rusiya'yı protesto eden, azatlık aşkıyla yanan binlerce insan vardı. O akşam, herkes yani tüm Azeri halkı Bakü'nün merkezi meydanlarında özgürlük diye haykırıyorlardı.
O anda Azeri halkı beslediği canavarla karşı karşıya gelmişti. Hain Kızıl Ordu 20 Yanvar akşamı yaklaşık bin kişiyi katletmiştir. Bu rakamı Rus yanlısı gazeteler 96-123 kişi diye yazmışlardı. Şu anda Azerbaycan toprağının her karışında mübarek şehit kanı mevcuttur. En büyük mezarlıklarlardan biriyse "Şehitler Hiyabanı"dır. Vatanımın tüm şehir ve köylerinde şehit mezarları vardır. Her sene 20 Ocak'ta tüm Azeri halkı asla unutmayacağı o matem günlerini yeniden yaşamakta, uğruna can vermiş olan şehitlerini yeniden hatırlamaktadır.
Kamuoyunun habersiz bırakıldığı bu olayları elimden geldiği kadar açıklamayı kendime borç biliyorum. Biz Azeri milleti olarak Karabağ'ı ve bizler için şehit olan kardeş-bacılarımızı şimdiye kadar unutmadığımızı ve hiç bir zaman unutmayacağımızı belirterek boş durmuyor, can Azerbaycan'ımızın topraklarını nasıl geri alacağımızın planlarını da yapıyoruz. Hedefimizi büyük tutuyor, istikbalimizi düşünüyoruz. Azerbaycan milleti olarak siyasi birliğimizle, büyük siyaset adamlarımıza güveniyoruz.Onların kalan topraklarımızı yeniden kazanmaya muvaffak olacaklarına inanıyoruz.
Karabağ için yapılan her fiilin arkasında millet olarak var olduğumuzu belirtiyoruz. Yazıma Azeri halkının Karabağ'ı hep anmaya, Karabağ için bir şeyler yapmaya, şehitlerimizi unutmamaya, dökülen kanların yerde kalmaması için yek vücut olmaya davet ediyorum.
Azerbaycan'dan bir Türk
 

hazaryalı

-Otağ Hanı-
Katılım
26 May 2008
Mesajlar
131
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Eğer yüreğiniz dayanırsa "Hocalı" katliamına ait video görüntülerini aşağıdaki bağlantı adresinde izleyebilirsiniz.

http://www.khojaly.net/video.html

Bu konuda bir Azeri Kardeşimizin dileğini kendi lehcesi ile nasıl anlattığını okuyunuz lütfen...(Orijinal yazıdan sonra Türkiye Türkçesine yaptığım tercüme vardır.)
***********************
Deyerli Soydashlar,

Dunya terrorla savashir sozunden ele indi, bu gun yararlanmaliyiq. Ashaqida gosterilen linklerdeki filmleri birleshdirerek butov halda, Turkiye, Azerbaycan Turkcelerinde ve bashqa dillerde DVDsini hazirlayib ermenilerin terrorist olmasini bele senedli filmlerle xarici Dovletlerin TVlerinde numayish etdirmekle ermenilerin terrorist olmasini Dunyaya car cekmeliyik. ermeniler terrorist olduqlari halda ceshidli hiyle yollari ile(ermeniler NESTLE firmasi vasitesile satilan mallarin icerisine pulsuz DVD qoymaqla Qarabaqin ermeni torpaqi olmasi barede DVD daqildiblar) Turklere qarshi ittihamlar edirler ve yalan soyqirim barede ishlerini davam etdirmekdedirler. Bu filmleri coxunuz gormusuz amma bu filmlerden hec yararlanmamishiq. Artiq ishe ecmek zamani deyilmi? Bu filmleri DVD halinda hazirlayaraq Dunyaya sepelenmesini ve internetde canlanmasini heyata hecirmeyi bacaran teshkilat,qurum ve fiziki shexslere oz maddi, menevi komekliyimi teqdim edirem.
************
Değerli Soydaşlar,

"Dünya terörle savaşıyor" sözünden hemen, şimdi, bu gün yararlanmalıyız.

Aşağıda gösterilen bağlantı adreslerindeki filmleri birleştirerek bu şekliyle, Türkiye ve Azerbaycan Türkçelerinde ve başka dillerde DVDsini hazırlayıp Ermenilerin terörist olduğunu böyle belgeli filmlerle dış (diğer, yabancı) Devletlerin TV'lerinde yayınlatmakla Ermenilerin terörist olduğunu Dünyaya duyurmalıyız.

Ermeniler, terörist oldukları halde çeşitli hile yolları ile (Ermeniler, NESTLE firması aracılığı ile satılan malların içerisine bedava DVD koyarak Karabağ'ın Ermeni toprağı olduğu yalan DVDlerini dağıtmaktadırlar) Türkleri itham edip yalan soykırım işlerini devam ettirmektedirler.

Bu filmleri çoğunuz görmüşşünüzdür ama bu filmlerden hiç yararlanmadık. Artık işe koyulmak zamanı değil mi?

Bu filmleri DVD halinde hazırlayarak Dünyaya dağıtılmasını ve internette de gösterilmesini hayata geçirmeyi başaracak; teşkilat, kurum ve şahıslara hürmetlerimi arz ederim.
 
Son düzenleme:

BAHAR

Dost Üyeler
Katılım
2 May 2008
Mesajlar
841
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
istanbul
Allahım izleyecek yüreğim yok inanın..nasıl bir katliamdır bu insanlık dışı bişey lanetliyorum..
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
26 şubat 1992 Azerbaycan, Hocalı


Elleri bir ağaca arkadan bağlanan hamile bir kadının başına dikilmiş olan
iki Ermeni yazı tura atıyordu. Bu kanlı kumarı yaklaşık 100 yıl önce
Anadolu toprağında Kars'ta Ağrı'da Van'da Erzurum'da da ataları oynamıştı.
Onlardan duymuşlardı.

Karnı burnunda çaresiz bir Azeri kadının doğumu oldukça yakın görünüyordu.
Çaresiz kadın bir hazan yaprağı gibi titriyordu. Elbiseleri yırtık,
ayakları çıplaktı... Ermenilerin uzun boylu olanı elindeki AK-47 model Rus
yapımı otomatik tüfeğinin namlusuna monte edilen seyyar kasaturayı
çıkartırken, diğeri elindeki demir parayı havaya attı:

-Akçik, manç?.. (Kız mı, oğlan m*?)

-Akçik... (Kız)

Bu cevap üzerine 'oğlan' diyerek bahse giren Ermeni, elindeki kasatura ile
hamile kadının karnını bir hamlede yarıp çocuğu çıkarttı. Kan bürülü
gözleri bebeğin kasıklarına kilitlendi.

-Tun şahetsar, ınger... (Sen kazandın, yoldaş)

-Yes şahetsapayts ays bubrikı inç bes bidigiğdana... (Ben kazandım ama bu
bebek nasıl beslenecek?)

-Mayrigı bedge giğdatsine. (Annesi besleyecek elbette)

Bunun üzerine daha kısa boylu olan Ermeni, bir hamlede kasaturaya
geçirdiği bebeği annesinin göğsüne yapıştırdı:

-Mayrig yerahayin zizdur. (Çocuğa meme ver)

Aynı dakikalarda Hocalı'nın başka bir semtinde tek kale futbol maçı
hazırlığı vardı. iki kesik Azeri kadın başını kale direği yapmışlar, top
arayışına girmişlerdi. Başı tıraşlı bir çocuk bulup getirdiklerinde ise
Ermeni çeteci sevinçle bağırdı:

-Asixn ma/, çimi yev bızdıge, aveg gındırnadabidi. Gıdıresek... (Bu hem
saçsız hem de küçük, iyi yuvarlanır. Kopartın...)

Ayn anda çocuğun gövdesi bir tarafa, başı da orta yere
düşmüştü...Ermeniler zafer naraları atarak, kanlı postalları ile kesik
çocuk başına vurarak kanlı bir kaleye gol atmaya çalışıyordu.

Bu iki olay Hocalı'da bundan çok değil yalnızca 14 yıl önce yaşandı. Her
iki olay da ermeni çetecilerin katliamlarına bizzat şahit olan görgü
tanıklarının anlatımlarıdır
. Ne yazık ki 26 şubat 1992 günü binlerce Azeri
türlü yöntemlerle vahşice katledilmiştir.

Ajanslar, katliam haberini bütün dünyaya hızla geçerken, arşı titreten
ağır bir vahşet ya*anan Hocalı halkından geri kalanlar ise çaresizlik
içinde kıvranıyordu. Türkiye'de büyük bir dehşet uyandıran katliama
ilişkin ilk görüntüler ise TRT aracılığı ile duyurulmuştu. Bütün olanları
batılı gazeteciler, özellikle de New York Times belgeledi.

26 şubat'ta güçlü silahlarla donatılmış Ermenistan silahlı kuvvetleri ile
Hankendi'nde konuşlanmış bulunan Albay Zarvigarov komutasındaki 366'ncı
Rus Motorize Alayı, Hocalı'ya saldırarak tarihin en vahşî katliamlarından
birini yaptılar.

26 şubat gecesi Rus motorize alayının tanklarından açılan top ve roket
saldırıları ile Hocalı Havaalanı kullanılamaz hâle getirilerek kentin dış
dünya ile ilişkisi de tamamen kesildi. Savunmasız kalan kente giren Rus
destekli Ermeni askerleri, çocuk, yaşlı, kadın, bebek demeden birçok
insanımızı vahşîce katlettiler.

Ermenilerin işgal ettikleri Hocalı'da dehşet verici olaylar yaşandı. Canlı
canlı insanların kafa derilerini yüzdüler, sağ olarak ele geçirdiklerini
ise sistematik bir işkenceye ve tıbbî deneylere tâbi tutarak, insanlık
dışı muamelelere maruz bıraktılar. Hızar ve testereler ile diri diri
insanların kol ve bacaklarını kestiler. Genç kızların önce saçlarını,
sonra da kafa derilerini yüzdüler. Babanın gözü önünde evladını, evladın
gözü önünde babayı kurşunlara dizdiler. Kesik kafaları sepetlere
doldurdular.

Peki neydi bu düşmanlık? Ermenistan'daki okul duvarlarında asılan
haritalarda Türkiye'nin 12 ili yer almaktayken, Ermenistan'ın bayrağında
Türkiye hudutları içindeki Ağrı Dağı'nın resmi varken, Ermenistan Millî
Marşı'nda "Topraklarımız işgal altında, bu toprakları azat etmek için
ölün, öldürün" denmekteyken, başkaca bir neden aramaya zaten gerek yok
sanırm.

Dağlık Karabağ Bölgesi'nde bulunan Hocalı'ya, eski Sovyet ittifakı Silahlı
Kuvvetleri'ne ait 366. Alay 'ın desteği ile Ermeni Silahlı Kuvvetleri
tarafından düzenlenen saldırılar sonucu 613 Azerbaycan Türk'ünün hayatını
kaybettiği resmî olarak açıklandı. Ancak kayıp sayısının bu rakamların çok
çok üstünde olduğu bilinmektedir. 56 hamile kadın karnı yarılmış durumda
bulunmuştur.

Bu alçak saldırıda 487 kişi ağır yaralanırken, 1275 kişi ise rehin
alınmış, geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmış ancak bu
olayın tahribatından ruhları ve hafızaları asla bir daha kurtulamamıştır.

şahitlerin anlattıklarını dinleyenler önce kulaklarına inanamadı. Fakat
katliam sonrası Hocalı'ya girdiklerinde ise, görgü tanıklarının
abartmadığını kısa sürede anladılar. Hocalı'da katliam bölgesini gezen
Fransız gazeteci Jean-Yves Junet'nin gördükleri karşısında söyledikleri,
katliamın boyutunu da anlatıyordu: "Pek çok savaş hikâyesi dinledim.
Faşistlerin zulmünü işittim, ama Hocalı'daki gibi bir vahşete umarım kimse
tanık olmaz"

Peki 26 şubat 1992 günü yaşanan bu katliamın emrini kim vermişti;
Ermenistan Devlet Başkanı sıfatını taşıyan Robert Koçaryan denilen kirli
katilden başkası değildi. Yaptığı terör faaliyetlerinin oranı nispetinde
terfi eden Taşnaksutyun örgütü liderlerinden Robert Koçaryan, 20 Mart
1996'da Ermenistan Başbakanı oldu.
Karabağ'da barış istediği için aşırı
milliyetçilerin tepkisine daha fazla direnemeyen Levon Ter Petrosyan
istifa edince de 30 Mart 1998 yılında ondan boşalan Devlet Başkanlığı
koltuğuna, 'Hocalı Katliamı' baş sorumlusu olan azılı terörist Robert
Koçaryan oturdu.
 
Üst