Hop Kalkıp Pat Oturuyoruz...

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
HOP KALKIP PAT OTURUYORUZ...

Evet değerli okurlarım. Biz ve maalesef bazı siyasilerimiz de dâhil; burnumuzdan ileriye bakmayıp, hop kalkıp, pat oturuyoruz… Yalan mı?

İnsan gibi yaşayabilmek için göç etmeliyiz veya gerek iktidarın, gerekse muhalefetin icraatlarını beğenmiyoruz diye, istişare yoluyla, adam gibi bir çözüme varmak varken; yüzümüze darılıp burnumuzu kesmek gibi eylemlere girmeyelim... Elcil ve gibilerin, makam ve yetkilerini aşıp, makamlarının kendilerine tanıdığı olanakları ve gücü de… Sendikacılığı da kötüye kullanarak, sözde ‘hak huk’ arayacağız martavallarıyla, halkı kandırıp meydanlara döken ve kasıtlı olarak devletin ‘çarkını’ durdurma, kırma hatta devleti devirme maksatlı siyaset yapanlara alet olmayalım, kullanılmayalım… Uşaklığına soyunduğu efendisi Hrisofayas’ın gözüne girmek ve kim bilir belki de ‘makam koparma’ ve yalakalık yarışına girdiği Elcil’e inat, daha da gür yaygara yapıp Rum ağzıyla zehir saçan... Emperyalist yardım ve paralarıyla, beş on yarı buçukla kurduğu çakma partisiyle, güya siyaset yapan… Doğup büyüdüğü, ekmeğini yiyip suyunu içtiği toprakların ve devletinin tezlerini değil de, uşaklığına soyunduğu efendisi Hristofyas’ın tezlerini savunan İzzet’in cart curt etmesine uyup da, ona pirim vermeyelim… Veya inat için; varımızı yoğumuzu, evimizi barkımızı; şehit kanıyla yoğrulmuş topraklarımızı… Kısacası bizim olan her şeyi sahiplenip, bizi eninde sonunda tüketeceğini de inkâr etmeyen cellâtlarımızla bir olup, bizi de, devletimizi, özgürlüğümüzü ve vatanımızı da, para vb karşılığı satanlara alet olmayalım… Fevri davranmadan, biraz da makul olalım, önümüzü görelim. Çocuklarımızın eğitimini, geleceğini düşünelim ve şu partiye, bu partiye veya ‘falana’ inat, keskin sirke misali kendi kabımıza zarar vermeyelim; hop kalkıp, pat oturmayalım diyorum…

Görüldüğü gibi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti; tüm kurum ve kuruluşlarıyla tıkırında çalışan, birçok ülkeden daha demokratik daha rahat, daha özgür bir ülke. Bunu kimse inkâr edemez. Baksanıza, ‘adam’, ekmeğini yediği devlete de… “İstemiyorum” dediği ancak, ödenmesi bir saat gecikse paparalar kopartarak, arsızca ve tükürdüğü tükürüğü yalarca cebe indirdiği ve üstelik hak da etmediği maaşını ödeyen velinimeti Türkiye’ye de… Güvencesinde rahatça uyuduğu, korkusuzca yaşadığı, serbestçe cart curt edebildiği Türk Askerine de alenen küfrediyor… Ancak kendisini ve tutumunu tenkit edenlerin, seçtiği yolu yadırgayanların ve kendisini ikaz edenlerin de demokratik hakları olduğunu hiçe sayarak, utanmadan mahkemeye de veriyor ve arsızca 100 bin TL tazminat talebinde de bulunuyor! Adam hazır paraya alışmış bir kere. Ancak suç, verenlerde! Ne ise…

Dünyanın halinden bihaber; vatan ve özgürlüğün değerini bilmeyip para karşılığı tüm maneviyatını maddiyata ve düşmana teslim eden... Hop kalkıp, pat diye oturarak, devletimize zarar verecek söylevlerde bulunan… Ve bu, ülkemizi düzlüğe çıkarmak için uygulanması gereken “Paket”i de, Anayasamızın birçok durumlarda devreye girmesini de… Oy potansiyeli veya şahsi çıkarlar yüzünden onaylamayan siyasilerimiz için de geçeli... Dıştan gelen baskılar, ambargolar… Elen Rumların arsızlığı, satılmışların, işbirlikçilerin hainlikleri yetmiyormuş gibi; bir de kendi içimizdeki yan gelmiş yatanlarla, oy kaybeder korkusuyla suskun duranlarla uğraşmayalım. Bu devlet kanla, canla YAŞATILMAK için kurulmuştur! Bu devleti ilelebet yaşatmak da her ferdin görevidir! Devletimizi ve egemenliğimizi tehlikeye atmaya ve bu halkı daha da bunalıma sokmaya KİMSENİN HAKKI YOKTUR!
 
Üst