Hristofyas Bu Kafayla...

Seyyan Uzunoğlu

Onursal Üye
Katılım
24 Şub 2009
Mesajlar
194
Tepkime puanı
0
Puanları
0
HRİSTOFYAS BU KAFAYLA...

Değerli okurlarım. Rum’un aceleciliği, kendini beğenmişliği ve illaki de Türk’e karşı beslediği kin ve nefreti yüzünden; elbet bir gün yine kendi kendine bayda atacaktır. Bundan kimsenin de şüphesi olmasın. Çünkü bunu geçmişte de yaptı, bugün de hala yapmakta! Çünkü her ne kadar ‘barışçı’ Türklerle (onlara göre Kıbrıslı!) larla ‘eskiden olduğu gibi’ birleşerek bir arada yaşamak - ki bu, abesle iştigaldir resmen. Çünkü eskiden komşu olarak yaşadığımız Rumların, Yunanlılarla bir olarak, bizi 48 saat içinde tüketmek için KANLI NOEL gecesi AKRİTAS PLANI düğmesine basarak bize katliamlar uyguladıklarını… ENOSİS emellerini gerçekleştirebilmek için işi aceleye getirerek soykırıma kadar gittiklerini unutmak asla mümkün değildir… Evet, ‘eskiden olduğu gibi’ (!) adayı birleştirip bir arada yaşamak; bile bile intihar etmek anlamına gelir. Haliyle, Aziz şehitlerimizin henüz kanları toprakta kurumamışken… Gazilerimiz hala acı çekmekteyken ve birçok çocuklarımız öksüz babasız, anasız kalmışken şimdi ‘eskiden’ olduğu gibi ‘bir arada’ veya ‘yine birleşelim’ demek, doğrudan doğruya – affedersiniz - bizi kurbanlık koyun sürüsü, aptal, enayi yerine koymaktan başka da değildir...


Ancak bir yandan “Kıbrıslı Türklerle, Kıbrıslı (!) Rumların yine bir arada kardeşçe yaşamalarını istiyoruz” derken; arada bir kendini unutarak her geçen gün biraz daha yüksek sesle ve biraz daha vurgulayarak, Kıbrıs’ın bir Elen adası olduğunu ve öyle de kalacağını ‘hünkürmekte’ olan Başpapaz Hrisostomos bir yana… Buradaki sözde barış yanlısı, sözde ilerici – aslında uşak, köle ruhlu, gâvur beslemesi – kesimce, bir barış meleği olarak lanse edilen Hristofyas da; bir yandan bizim bu meşhur barış yanlısı kesimi para ve ‘yoldaşlık’ nutuklarıyla aldatmaktaysa da… Bu sözde barış meleği, sözde Türk dostu Hristofyas sahtekârı da, sık sık aceleye gelerek Türk’e olan nefretine yenilmekte ve bu nefreti gizleyemeyerek her fırsatta deşifre etmektedir… Türkleri, kadın çocuk, ihtiyar, yatalak demeden; kancıkça ve hunharca katletmiş… Çeşit işkence yapmış EOKACILAR’ın kendisine İLHAM verdiğini söylen ve mezarlarında salya sümük ağlayan birisi, nasıl Türk dostu olabilir sizce? Akıl var, yakın var. Ne ise...

Bakınız, Güney kesimde, nüfus her geçen gün artmaktayken… Dünyanın dört bucağından gelmiş, Uzak Doğulu’sudur, Pontuslu’sudur, Yunanlı’sıdır… Mısır’dan Hıristiyan Araplardır ve daha birçok ülkelerden ithal nüfusu apar topar vatandaş da yapılmış ve üstelik bizim Güney’de kalmış evlerimizi, mallarımızı da verdikleri yüz binleri körlenmezken… Bu adada en az bizim kadar hakkı olan ve üstelik KENDİ IRKIMIZ olan… Kimileri bu ada için canlarını vermiş Aziz şehitlerimizin aileleri olsun… Burada çalışıp ekonomimize katkısı olan kardeşlerimiz olsun… Hısım akrabalarımız olsun… Kızlarımızla veya Gençlerimizle evlenip de çoluk çocuk sahibi de olmuş ve üstelik otuz küsur yıldan beri de bu toprakları vatan yapmış, vatan bilmiş Anavatan’dan ‘hoş gelmiş’ kardeşlerimiz Hristofyas’a batmakta! Çünkü bize daha dün gibi on binlerce Yunan askeri ile bir olup katliam yaptıklarını, soykırım uyguladıklarını unutmuş… Bize yapılmış bu SAVAŞ SUÇLARINI ve SUÇLULARINI görmezden gelirken; bizim bir avuç soydaşımızın KKTC’de oluşunu, “Kıbrıs Türk toplumunun nüfus yapısı aktif bir şekilde değiştiriliyor” martavalıyla bir ‘savaş suçu’ olarak nitelemesi; yalan yaygaradan, Bizans oyunundan maada, çok ayıp ve üstelik gülünçtür de!


Hristofyas bir yandan buradaki ödenekli 5. Kollarını tetikleyerek, yalan dolanla meydanlara KENDİSİ döktürmüşken; bir de utanmadan: “Kıbrıslı Türklerin kısa zaman önce (Elcil uşağının nankör ve hain marifetlerini örnek göstererek) kolonizasyona ve (bizi besleyen, her ihtiyacımızı gören… Koruyan, kollayan… Her yıl 800 m. Dolar da karşılıksız yardımda bulunan) Türkiye’nin, baskıcı (!) ve ekonomik önlemlerine karşı sert ve toplu bir şekilde gösteri yaptıklarını” dile getirerek Rum-Yunan tezleri lehinde kullanmaktan ve yalan dolan söylemekten de utanmıyor!


Hristofyas, daha dün gibi ve yine aceleye gelerek “Biz savaşa hazırız” derken, ne büyük bir gaf yaptığının farkında bile değil. Çünkü adam yine kendini unutmuş ve Türk’e olan kinine yenik düşmüştü belli. Ancak Hristofyas bu kafayla devam ederse, şimdi adanın 2/3’ünü sahiplenmişken, otursun oturduğu yerde; yoksa değil taksim, elindekini de kaybedeceği resmidir… Çünkü zaten; KIBRIS TÜRKTÜR, TÜRK KALACAKTIR! Bu da, nereden çıkarmışsa; “Kıbrıs Elendir” diyen Hrisosdomuz’a kapak olsun….
 
Üst