Hristofyas’ın Petrol Arama İşgüzarlığı..

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy

Hristofyas’ın Petrol Arama İşgüzarlığı….

Hani derler ya, domuzun kuyruğunu kırk yıl mengeneye koymuşlar ama yine de eğri. kalmış.
Cumhurbaşkanımız Sn. Talat kimlerle yüz yüze masa başında bir anlaşma yapacağını sanırım her geçen gün daha iyi anlamaktadır.
Bir kere bilmek zorundayız ki, hırsızlığı kendine meslek edinen kişinin bu davranışından vazgeçmesi mümkün değildir. Sahtekarlığı, yalancılığı, üç kâgıtçılığı, madrabazlığı meslek edinenlerle bir anlaşmaya varmayı beklemek, ölen insanın gözlerinden yaş akmasını beklemek kadar aptalca bir davranıştır.
Adamlar uluslar arası anlaşmaları çöpe atmanın keyfini yaşarken, dayılarına güvendikleri apaçık ortadadır.
Peki kimmiş petrol aramak için böyle bir maceraya girenler diye sorduğumuz zaman, kendilerini dünyanın patronu sanan zavallı yankilerden başkası olmadığını görüyoruz.
Sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Münhasır Ekonomik Alanı içinde petrol aramaya gelen bu kendigelenler, acaba uluslar arası hukuktan hiç mi nasiblerini almamışlar?
Sonra utanmadan Türkiye’ye gözdağı vermek için ikide birde AB’yi bir umacı gibi göstermeye kalkmaları, ciddiyetsizliklerinin ve samimiyetsizliklerinin turşusu değil de nedir?
Hristofyas’ı adam yerine koyanlara soruyorum. İşte barışcı ve insancıl dediğiniz Hrsitofyas bu işte!
Adam çaldığını cebine koymuş ve cebinden çıkarmaya niyetli olmadığını, ikide birde ne de güzel ifade edebilmektedir.
Hele Fır Hattı konusunda Hristofyas’ın Türkiye’yi BM’e şikayet etmesi de başka bir rezillik örneği. Kimin, kimi şikayet edeceği apaçık ortada iken, mal bulmuş mağrubi gibi yağ gibi sıyrılıp üstüne çıkmayı da bir marifet saydıklarını ibretle görüyoruz.
Görünen odur ki, Sn. Talat’ın kafasında olanları Hristofyas’a kabul ettirmesi asla mümkün değildir. Bunun başlıca nedeni, Hrsitofyas’ın kendine göre AB kozunu elinde bulundurmasıdır. O AB ki, aynen Hrsitofyas ve diğer Rum liderleri gibi kaptı kaçtı oyununu tezgahlamaktan zerre kadar utanç duymamaktadırlar.
Sonra da anlaşmadan dem vuruyorlar. Peki hangi anlaşmadan, yarın veya iki gün sonra varılacak bir anlaşmayı biz bu anlaşmaları istemiyorduk, bu nedenle uygulanmasında da sakıncalar görüyoruz derlerse, tıpkı Zürih ve Londra Anlaşmalarında yaptıkları gibi, tekrar kırk veya elli yıl başka bir anlaşma yapmak için beklemek zorunda mı kalacağız?
Şunu kesinlikle ifade etmeliyim ki, bu gün karşımızda bulunan Rum halkıyla, başa hangi Rum lider gelirse gelsin, samimi, ciddi ve iki halkın çıkarlarını koruyan bir anlaşmanın yapılması mümkün olmayacaktır.
Ohalde Kıbrıs Türk halkına düşen görev nedir? İşte bunu düşünmenin tam zamanı. Bana göre varılması mümkün görünmeyen anlaşmayı unutup halk olarak kesin karar almamızdır. Bu aşamada iki yol görünmektedir.
Ya Meclisimizin alacağı kararla Rum tarafıyla mevcut şartlarda bir anlaşma yapmamızın mümkün olmadığını öne sürerek devletimizi tanıtmak için Türkiye ile birlikte yola çıkacağız, ya da;
Meclisimizin alacağı referandum kararıyla anavatan Türkiye’ye bağlanmak için karar vereceğiz. Çünkü halkımızı yıllarca belirsizlik içinde yaşatmaya kimsenin hakkı değildir.
Petrol arama işgüzarlığına gelince, Hrsitofyas’ın anlaşmaları yokuşa sürmenin bir manevrasıdır.
Keşke bunu ilgililerimiz anlayabilse.
 

Mürüde Sevicer

New member
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
176
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Lefkoşa
Hristofyas'la birlikte yaşamak isteyenlere sormak lazım böyle bir dostla (gözü doymayan ne kara bıraktı ne deniz ) nasıl Beşparmak dağlarında birlikte yaşayabiliriz.Birlikte yaşamayacak halkımıza hiç yer bırakmadı. Bizim niyetimiz nasıl olsa biz kafa denkleri değiliz diye sırf onları rahat bırakmak için denizin bir kenarını doldurup yerleşmekti. Aç gözlülüğün de bir sınırı vardır lütfen dostları iyi tanısınlar yoksa çok göz yaşı dökecekler.EURO YAŞ SİLMEZ SERTTİR.
 
Üst