Cumhurbaşkanı Talat'a her fırsatta agresif sözlerle saldıran Rum yönetimi lideri Hristofyas,CTP ile AKEL'in düzenlediği iki toplumlu etkinlikte, Talat'ı eski Cumhurbaşkanı Denktaş'a benzetti
HRİSTOFYAS, "İKİ HALK" İFADESİNE TAKTI... Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas, CTP ile AKEL'in önceki gece Derinya'da düzenledikleri ortak etkinlikte yaptığı konuşmada, "Kıbrıs'ta iki halk bulunduğunu" yönündeki açıklamalarından dolayı Cumhurbaşkanı Talat'ın kendisine eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı hatırlattığını söyledi
l DENKTAŞ'I HATIRLAMIŞ... Hristofyas: Üzgünüm, çünkü Sayın Denktaş da Kıbrıs'ta iki ayrı devlet yaratmaya yönelik taksimci politikasını Kıbrıs'ta güya iki halk bulunduğu tezine dayandırmaktaydı. İki bölgeliliğe ve iki toplumluluğa sürekli aşırı vurgu yapmak Kıbrıs sorununun çözüm çabalarına yardımcı olmaz
l SOYER: KONFEDERASYON İSTEMİYORUZ... Başbakan Soyer: Sayın Hristofyas, konfederasyon konusunda endişeli. Konfederasyon devlet tezi, 1997'den sonra, Denktaş tarafından gündeme geldi. O dönem de şimdi de CTP hükümeti, konfederasyon devletinin gerçekçi ve ortak bir çözüm yaratacağına inanmıyor. Çözüm sentezi için mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu ada, yurt, bizim ortak evimizdir. Barışa, birleşik ve federal bir Kıbrıs'a gitmek için gayretimizi sürdüreceğiz
Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ile AKEL'in önceki gece Derinya'da düzenledikleri ortak etkinlikte yaptığı konuşmada, dolaylı ifadelerle de olsa Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın kendisine eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı hatırlattığını söyledi.
Hristofyas, Kıbrıs'ta "iki halk" bulunduğu yönündeki açıklamalarından dolayı Cumhurbaşkanı Talat'ın izlediği politikayı; eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın politikasıyla benzeştirerek, "Üzgünüm, çünkü Sayın Denktaş da Kıbrıs'ta iki ayrı devlet yaratmaya yönelik taksimci politikasını Kıbrıs'ta güya iki halk bulunduğu tezine dayandırmaktaydı" dedi.
Hristofyas, iki bölgeliliğe ve iki toplumluluğa sürekli aşırı vurgu yapmanın Kıbrıs sorununun çözüm çabalarına yardımcı olmadığını belirtti.
Hristofyas, "Bu vurgular muhtemelen dıştan gelen ve konfederasyon çözümünü hedefleyen çabalarla ilgili çağrışımları gündeme getirir. Maalesef bu tür tezler müzakere masasında da kendini gösteriyor. Maalesef Sayın Talat'ın Kıbrıs'ta iki halk bulunduğuna ilişkin devam eden açıklamaları, benzer çağrışımları gündeme getiriyor" dedi.
Ortak etkinlik
CTP ile AKEL'in Mağusa İlçe Örgütleri tarafından, Derinya'da, "Yeniden Birleşme İçin Mücadele Ediyoruz, Çözümü Destekliyoruz" sloganıyla, önceki akşam gerçekleştirilen iki toplumlu etkinlikte, her iki lider de, Kıbrıs'ta barış, birleşik ve federal Kıbrıs için sürdürülen kararlı mücadeleye, yılmadan devam edileceği mesajını verdi.
Başbakan ve CTP Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Rum yönetimi başkanı ve AKEL Merkez Komitesi Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, Kostandiya Mitropoliti Vasilyos ve binlerce parti yandaşlarının katıldığı şölen, folklor gösterileri ve şairlerin okuduğu şiirlerle coşku içerisinde geçti.
Soyer ve Hristofyas ile organizasyon komitesi adına AKEL'in Mağusa bölge Sekreteri ve Polit büro üyesi Nicos Yoannu birer konuşma yaptı.
Konuşmaların ardından her iki parti temsilcileri birbirlerine hediye ve plaket verdi.
Kıbrıs ortak vatanımızdır, görüşme sürecini desteklemeliyiz
Başbakan ve CTP Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Kıbrıs'ın her iki toplumun ortak vatanı olduğunu belirterek, her iki toplumun görevinin, Mehmet Ali Talat ile Dimitris Hristofyas'ın görüşme sürecini yürekten ve kalpten desteklemesi gerektiğini söyledi.
Ferdi Sabit Soyer, AKEL'in 80 yılı aşkın, CTP-BG'nin de 38 yılı aşkın mücadele süreci olduğunu, her iki parti üyelerinin de zor ve çetin şartlarda büyük mücadele verdiğini, mücadele sürecinde her demokratın kendi hayatında büyük baskı gördüğünü dile getirerek, bu süreçte cesaretle mücadeleden vazgeçilmediğini vurguladı.
Soyer, verilen mücadelede, büyük acılar yaşandığını, çok sayıda kayıplar olduğunu anımsatarak, "Bundan böyle temel görevimiz, Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Rum, Türkiyeli ve Yunanlı gençlerin kanının asla akıtılmaması ve hiçbir ana babanın çatışmalar için gözyaşı dökmemesidir" dedi.
Kıbrıs'ta bulunacak çözümün, Talat ile Hristofyas'ın hemfikir olduğu ortak vizyona bağlı kalması olduğunu ifade eden başbakan Soyer, tek uluslararası kimliği olacak devletin, iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe sahip federal bir yapı olması gerektiğini ve bu yapının ortak ve tek egemenliği, ortak vatandaşı, ortak ekonomisi, ortak AB ve ortak AB politikası olması gerektiğini kaydetti.
Ferdi Sabit Soyer, şöyle devam etti:
"Biz solcular, biraz kirpiye benzeriz. Çünkü dikenleri etrafımıza batırmak isteriz. Faşistlere ve diktatörlere batırdığımız gibi. Arada bir de birbirimize batırırız. Aramızda, ortak değer, ortak inanç ve ortak vatandaşlık olduğuna; barışı, federal çözümü savunduğumuza göre, bu dikenler acı gelse bile, bizi birbirimizden soğutmaz. Aksi halde dostluğun ilerlemesine katkı sağlar. Ufak tefek tartışmalar olsa bile, bizim görevimiz, ortak noktaları bulup, bu noktaları daha ileriye götürmektir.
Dimitris Hristofyas, konfederasyon konusunda endişeli. Konfederasyon devlet tezi, 1997'den sonra, Denktaş tarafından gündeme geldi. O dönem de, şimdi de CTP hükümeti, konfederasyon devletinin gerçekçi ve ortak bir çözüm yaratacağına inanmıyor. Çözüm sentezi için mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu ada, yurt, bizim ortak evimizdir. Barışa, birleşik ve federal bir Kıbrıs'a gitmek için gayretimizi sürdüreceğiz."
Müzakereler, beklentilerimizi karşılamıyor
Rum yönetimi başkanı Dimitris Hristofyas, şu ana kadar doğrudan müzakerelerin, en azından kendileri için beklentilerini karşılamadığını kaydederek, "Sürecin henüz başında ve güvenilir sonuçlar çıkartmak için henüz erken olmasına rağmen, müzakerelerin gidişatından istediğimiz oranda tatmin olduğumuzu söyleyemeyiz" dedi.
Dimitris Hristofyas, yapılan son kamuoyu yoklamalarına göre, Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğunun müzakere sürecinden memnun olmadığını belirterek, bu durumun, olumsuz bir gelişme olduğunu, Kıbrıs sorunu gibi zor bir sorunun çözüm uğraşlarında kötümserlikten ve kadercilikten daha kötü bir yol gösterici olamayacağını kaydetti.
Dimitriş Hristofyas, tüm bunlara rağmen, hayal kırıklığı içerisinde olmadıklarını, çözüm için uğraşmaktan vazgeçmediklerini kaydederek, ortak vatanlarının toprakları, halkının, kurumlarının ve ekonomisinin yeniden birleşmesi vizyonuna bağlı kalarak çözüm için çaba sarf etmeye devam edeceklerini açıkladı.
Hristofyas, Talat ile eğer zaman içerisinde, üzerinde anlaştıkları ve partilerinin de onayladıklarını, ortak vatan için ortak vizyonu onurlandırırlarsa, Kıbrıs'ta var olan koşullara ve güçlüklere rağmen, bir anlaşmaya varabileceklerini herkesin mantıki olarak düşünmekte olduğunu da anlattı.
Düzenlenen iki toplumlu etkinliğin, her iki örgütün de 2004 yılından itibaren, kurumsallaştırdıkları bir yapının devamını teşkil ettiğini ifade eden Hristofyas, bu etkinliğin, müzakereler devem ederken gerçekleşmesinin önemine vurgu yaptı.
Hristofyas, konuşmasına şöyle devam etti:
"Müzakerelerin başlaması umut verici bir olaydır. İki toplum liderliğinde eski iki ortak mücadele arkadaşının ve dostun olduğu bir gerçektir. Kıbrıs sorununun çözümü hem yurt dışında hem de Kıbrıs'ta herkese beklentiler yaratmıştır.
Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin dostluğunu, işbirliğini ve birlikte yaşamasını savunan ve büyük bir fedakârlıkla kahramanca mücadele eden, bir hareketten geliyoruz.
Bu hareketin tarihinden ve geleneklerinden güç alarak, BM'nin ilgili kararlarında belirttiği şekilde, siyasal eşitliğin olacağı iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon çerçevesinde, barış içerisinde bir vatanı inşa etmek için mücadeleye devam edeceğiz.
Hem iki topluma ve iki federe devlete geniş özerklik verecek olan, hem de, aynı zamanda tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası kimliği olacak olan tek devleti öngören bir federasyon için mücadeleye devam edeceğiz. Tüm halk için insan hakları ve temel özgürlükler güvence altında olacaktır."
Konfederasyonu reddediyoruz
Dimitris Hristofyas, kendilerinin ne konfederasyonu ne de taksimi ve iki ayrı devletin oluşumunu kabul edemeyeceklerine vurgu yaparak, "Bu vatanımız ve halkımız için, bir yıkımdır. Bunları kesinlikle reddediyoruz"dedi.
Hristofyas, toplumlardan birine ya da diğerine ne kadar yakın olursa olsun ülkemizde yabancı güçlerin varlığını veya Kıbrıslıların yabancı ülkelerin himayesi altına konulmasını dayatan çözümleri sert bir dille reddettiklerini dile getirdi.
Hristofyas, şöyle devam etti:
"Dışarıdan dayatılan çözümlerden yeterince çektik. Kendi kaderimiz hakkında biz Kıbrıslılar, kendimiz karar vermeliyiz. Bu görev iki toplum liderlerinin elindedir ve bunu başarmalıyız. Halkımızın geleceği için bu hayati görevi, eğer müzakere masasında mantıki tezler ortaya koyarsak, yerine getirebiliriz.
Birleşik, özgür, barışçıl, askerlerden arındırılmış federal Kıbrıs Cumhuriyeti çerçevesinde Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin, yeniden yakınlaşması, işbirliği ve birlikte yaşaması için ortak mücadele verdik. Kıbrıs için vizyonumuz budur. Ortak vizyonumuzu yaşama geçirmek için mücadeleye devam edelim."
CTP ile bizi mücadeleler birleştiriyor
Organizasyon komitesi adına AKEL'in Mağusa bölge sekreteri ve politbüro üyesi Nicos Yoannu ise, CTP ile kendilerini ortak sınıfsal, sosyal ve siyasal mücadelelerin birleştirdiğini belirterek, AKEL ve CTP'nin iki toplum arasındaki dostluğu ve yeniden yakınlaşmayı geliştirme mücadelesinde ön safhada olmaya devam edeceğini söyledi.