Hristyofyas'ın Denktaş rüyası

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
Cumhurbaşkanı Talat'a her fırsatta agresif sözlerle saldıran Rum yönetimi lideri Hristofyas,CTP ile AKEL'in düzenlediği iki toplumlu etkinlikte, Talat'ı eski Cumhurbaşkanı Denktaş'a benzetti

HRİSTOFYAS, "İKİ HALK" İFADESİNE TAKTI... Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas, CTP ile AKEL'in önceki gece Derinya'da düzenledikleri ortak etkinlikte yaptığı konuşmada, "Kıbrıs'ta iki halk bulunduğunu" yönündeki açıklamalarından dolayı Cumhurbaşkanı Talat'ın kendisine eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı hatırlattığını söyledi

l DENKTAŞ'I HATIRLAMIŞ... Hristofyas: Üzgünüm, çünkü Sayın Denktaş da Kıbrıs'ta iki ayrı devlet yaratmaya yönelik taksimci politikasını Kıbrıs'ta güya iki halk bulunduğu tezine dayandırmaktaydı. İki bölgeliliğe ve iki toplumluluğa sürekli aşırı vurgu yapmak Kıbrıs sorununun çözüm çabalarına yardımcı olmaz

l SOYER: KONFEDERASYON İSTEMİYORUZ... Başbakan Soyer: Sayın Hristofyas, konfederasyon konusunda endişeli. Konfederasyon devlet tezi, 1997'den sonra, Denktaş tarafından gündeme geldi. O dönem de şimdi de CTP hükümeti, konfederasyon devletinin gerçekçi ve ortak bir çözüm yaratacağına inanmıyor. Çözüm sentezi için mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu ada, yurt, bizim ortak evimizdir. Barışa, birleşik ve federal bir Kıbrıs'a gitmek için gayretimizi sürdüreceğiz

Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ile AKEL'in önceki gece Derinya'da düzenledikleri ortak etkinlikte yaptığı konuşmada, dolaylı ifadelerle de olsa Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın kendisine eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı hatırlattığını söyledi.

Hristofyas, Kıbrıs'ta "iki halk" bulunduğu yönündeki açıklamalarından dolayı Cumhurbaşkanı Talat'ın izlediği politikayı; eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın politikasıyla benzeştirerek, "Üzgünüm, çünkü Sayın Denktaş da Kıbrıs'ta iki ayrı devlet yaratmaya yönelik taksimci politikasını Kıbrıs'ta güya iki halk bulunduğu tezine dayandırmaktaydı" dedi.

Hristofyas, iki bölgeliliğe ve iki toplumluluğa sürekli aşırı vurgu yapmanın Kıbrıs sorununun çözüm çabalarına yardımcı olmadığını belirtti.

Hristofyas, "Bu vurgular muhtemelen dıştan gelen ve konfederasyon çözümünü hedefleyen çabalarla ilgili çağrışımları gündeme getirir. Maalesef bu tür tezler müzakere masasında da kendini gösteriyor. Maalesef Sayın Talat'ın Kıbrıs'ta iki halk bulunduğuna ilişkin devam eden açıklamaları, benzer çağrışımları gündeme getiriyor" dedi.

Ortak etkinlik

CTP ile AKEL'in Mağusa İlçe Örgütleri tarafından, Derinya'da, "Yeniden Birleşme İçin Mücadele Ediyoruz, Çözümü Destekliyoruz" sloganıyla, önceki akşam gerçekleştirilen iki toplumlu etkinlikte, her iki lider de, Kıbrıs'ta barış, birleşik ve federal Kıbrıs için sürdürülen kararlı mücadeleye, yılmadan devam edileceği mesajını verdi.

Başbakan ve CTP Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Rum yönetimi başkanı ve AKEL Merkez Komitesi Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas, bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, Kostandiya Mitropoliti Vasilyos ve binlerce parti yandaşlarının katıldığı şölen, folklor gösterileri ve şairlerin okuduğu şiirlerle coşku içerisinde geçti.

Soyer ve Hristofyas ile organizasyon komitesi adına AKEL'in Mağusa bölge Sekreteri ve Polit büro üyesi Nicos Yoannu birer konuşma yaptı.

Konuşmaların ardından her iki parti temsilcileri birbirlerine hediye ve plaket verdi.

Kıbrıs ortak vatanımızdır, görüşme sürecini desteklemeliyiz

Başbakan ve CTP Genel Başkanı Ferdi Sabit Soyer, Kıbrıs'ın her iki toplumun ortak vatanı olduğunu belirterek, her iki toplumun görevinin, Mehmet Ali Talat ile Dimitris Hristofyas'ın görüşme sürecini yürekten ve kalpten desteklemesi gerektiğini söyledi.

Ferdi Sabit Soyer, AKEL'in 80 yılı aşkın, CTP-BG'nin de 38 yılı aşkın mücadele süreci olduğunu, her iki parti üyelerinin de zor ve çetin şartlarda büyük mücadele verdiğini, mücadele sürecinde her demokratın kendi hayatında büyük baskı gördüğünü dile getirerek, bu süreçte cesaretle mücadeleden vazgeçilmediğini vurguladı.

Soyer, verilen mücadelede, büyük acılar yaşandığını, çok sayıda kayıplar olduğunu anımsatarak, "Bundan böyle temel görevimiz, Kıbrıslı Türk, Kıbrıslı Rum, Türkiyeli ve Yunanlı gençlerin kanının asla akıtılmaması ve hiçbir ana babanın çatışmalar için gözyaşı dökmemesidir" dedi.

Kıbrıs'ta bulunacak çözümün, Talat ile Hristofyas'ın hemfikir olduğu ortak vizyona bağlı kalması olduğunu ifade eden başbakan Soyer, tek uluslararası kimliği olacak devletin, iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe sahip federal bir yapı olması gerektiğini ve bu yapının ortak ve tek egemenliği, ortak vatandaşı, ortak ekonomisi, ortak AB ve ortak AB politikası olması gerektiğini kaydetti.

Ferdi Sabit Soyer, şöyle devam etti:

"Biz solcular, biraz kirpiye benzeriz. Çünkü dikenleri etrafımıza batırmak isteriz. Faşistlere ve diktatörlere batırdığımız gibi. Arada bir de birbirimize batırırız. Aramızda, ortak değer, ortak inanç ve ortak vatandaşlık olduğuna; barışı, federal çözümü savunduğumuza göre, bu dikenler acı gelse bile, bizi birbirimizden soğutmaz. Aksi halde dostluğun ilerlemesine katkı sağlar. Ufak tefek tartışmalar olsa bile, bizim görevimiz, ortak noktaları bulup, bu noktaları daha ileriye götürmektir.

Dimitris Hristofyas, konfederasyon konusunda endişeli. Konfederasyon devlet tezi, 1997'den sonra, Denktaş tarafından gündeme geldi. O dönem de, şimdi de CTP hükümeti, konfederasyon devletinin gerçekçi ve ortak bir çözüm yaratacağına inanmıyor. Çözüm sentezi için mücadelemizi sürdürüyoruz. Bu ada, yurt, bizim ortak evimizdir. Barışa, birleşik ve federal bir Kıbrıs'a gitmek için gayretimizi sürdüreceğiz."

Müzakereler, beklentilerimizi karşılamıyor

Rum yönetimi başkanı Dimitris Hristofyas, şu ana kadar doğrudan müzakerelerin, en azından kendileri için beklentilerini karşılamadığını kaydederek, "Sürecin henüz başında ve güvenilir sonuçlar çıkartmak için henüz erken olmasına rağmen, müzakerelerin gidişatından istediğimiz oranda tatmin olduğumuzu söyleyemeyiz" dedi.

Dimitris Hristofyas, yapılan son kamuoyu yoklamalarına göre, Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğunun müzakere sürecinden memnun olmadığını belirterek, bu durumun, olumsuz bir gelişme olduğunu, Kıbrıs sorunu gibi zor bir sorunun çözüm uğraşlarında kötümserlikten ve kadercilikten daha kötü bir yol gösterici olamayacağını kaydetti.

Dimitriş Hristofyas, tüm bunlara rağmen, hayal kırıklığı içerisinde olmadıklarını, çözüm için uğraşmaktan vazgeçmediklerini kaydederek, ortak vatanlarının toprakları, halkının, kurumlarının ve ekonomisinin yeniden birleşmesi vizyonuna bağlı kalarak çözüm için çaba sarf etmeye devam edeceklerini açıkladı.

Hristofyas, Talat ile eğer zaman içerisinde, üzerinde anlaştıkları ve partilerinin de onayladıklarını, ortak vatan için ortak vizyonu onurlandırırlarsa, Kıbrıs'ta var olan koşullara ve güçlüklere rağmen, bir anlaşmaya varabileceklerini herkesin mantıki olarak düşünmekte olduğunu da anlattı.

Düzenlenen iki toplumlu etkinliğin, her iki örgütün de 2004 yılından itibaren, kurumsallaştırdıkları bir yapının devamını teşkil ettiğini ifade eden Hristofyas, bu etkinliğin, müzakereler devem ederken gerçekleşmesinin önemine vurgu yaptı.

Hristofyas, konuşmasına şöyle devam etti:
"Müzakerelerin başlaması umut verici bir olaydır. İki toplum liderliğinde eski iki ortak mücadele arkadaşının ve dostun olduğu bir gerçektir. Kıbrıs sorununun çözümü hem yurt dışında hem de Kıbrıs'ta herkese beklentiler yaratmıştır.

Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin dostluğunu, işbirliğini ve birlikte yaşamasını savunan ve büyük bir fedakârlıkla kahramanca mücadele eden, bir hareketten geliyoruz.

Bu hareketin tarihinden ve geleneklerinden güç alarak, BM'nin ilgili kararlarında belirttiği şekilde, siyasal eşitliğin olacağı iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon çerçevesinde, barış içerisinde bir vatanı inşa etmek için mücadeleye devam edeceğiz.

Hem iki topluma ve iki federe devlete geniş özerklik verecek olan, hem de, aynı zamanda tek egemenliği, tek vatandaşlığı ve tek uluslararası kimliği olacak olan tek devleti öngören bir federasyon için mücadeleye devam edeceğiz. Tüm halk için insan hakları ve temel özgürlükler güvence altında olacaktır."

Konfederasyonu reddediyoruz

Dimitris Hristofyas, kendilerinin ne konfederasyonu ne de taksimi ve iki ayrı devletin oluşumunu kabul edemeyeceklerine vurgu yaparak, "Bu vatanımız ve halkımız için, bir yıkımdır. Bunları kesinlikle reddediyoruz"dedi.
Hristofyas, toplumlardan birine ya da diğerine ne kadar yakın olursa olsun ülkemizde yabancı güçlerin varlığını veya Kıbrıslıların yabancı ülkelerin himayesi altına konulmasını dayatan çözümleri sert bir dille reddettiklerini dile getirdi.

Hristofyas, şöyle devam etti:

"Dışarıdan dayatılan çözümlerden yeterince çektik. Kendi kaderimiz hakkında biz Kıbrıslılar, kendimiz karar vermeliyiz. Bu görev iki toplum liderlerinin elindedir ve bunu başarmalıyız. Halkımızın geleceği için bu hayati görevi, eğer müzakere masasında mantıki tezler ortaya koyarsak, yerine getirebiliriz.

Birleşik, özgür, barışçıl, askerlerden arındırılmış federal Kıbrıs Cumhuriyeti çerçevesinde Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin, yeniden yakınlaşması, işbirliği ve birlikte yaşaması için ortak mücadele verdik. Kıbrıs için vizyonumuz budur. Ortak vizyonumuzu yaşama geçirmek için mücadeleye devam edelim."

CTP ile bizi mücadeleler birleştiriyor

Organizasyon komitesi adına AKEL'in Mağusa bölge sekreteri ve politbüro üyesi Nicos Yoannu ise, CTP ile kendilerini ortak sınıfsal, sosyal ve siyasal mücadelelerin birleştirdiğini belirterek, AKEL ve CTP'nin iki toplum arasındaki dostluğu ve yeniden yakınlaşmayı geliştirme mücadelesinde ön safhada olmaya devam edeceğini söyledi.
 

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Talat Denktaş'a Benziyormuş

yazı Ayla BERKİN hanıma aittir. taşınırken dikkat edilmemesi nedeni ile yazar adı çıkmamış, TALAT DENKATAŞ'A BENZİYORMUŞ

Hristofyas,Cuhurbaşkanı Talat'ı, Kurucu Cuhurbaşkanı Denktaş'a benzetmiş.

Hristofyas Talat yoldaşın, Kıbrıs'ta iki halk bulunduğu söylemine takmış durumda. Güya Talat yoldaş da Denktaş gibi adada iki ayrı halkın varlığının kabul edilmesinden yanaymış.

Bu Hristofyas Hazretlerinin yumurtladığı incilerden bir bölüm.

Aynı şıklıkta bir inciyide bizim Soyer Hazretleri yumurtlamış o meşhur ikili etkinlikleden birinde.

İkili etkinlikte konuşan kafadarlar mı desem, yoldaşlar mı desem bilmiyorum ama sonuç itibariyle Hristofyas Talatı iki halkın kabulü konusunda eleştirmiş, bizim Soyer'de eleştirileri sol partilerin bir rutini olarak görerek, bunun gerektiğine dikkat çekmiş. Bu eleştirilerin doğruyu bulmakta yardımcı olacağına da inanıyormuş.

'Eleştirinin bizi güçlendirmesi ve ortak noktalar bulmamıza yardım etmesi gerektiğini' söyleyen Ferdi Sabit Soyer, 'iki halk' ifadelerinden ve Kıbrıs Türk tarafının konfederasyon çözümüne olumlu yaklaşmasından duyulan endişeler konusunda ise; konfederasyon çözümünü reddettiğini söyledi. Bunu, 'geçmişteki Denktaş önerisi' olarak niteleyen Soyer CTP'nin bu teze karşı durmaya devam edeceği teyidinde bulundu.

Bu müzakerelerin; iki bölgeli, iki toplumlu, tek egemenliği, tek vatandaşlığı, tek uluslar arası temsiliyeti ve siyasi eşitliği olan bir federasyon çözümüyle sonuçlanması gerektiğine işaret etti.

İşte Rum ve Türk tarafından saçmalamalara örnekler.

Her iki tarafta iki bölgeliliğe, iki ayrı halkın varlığına karşı. Bundan bahsedenleri ise eleştiriyorlar. Anlamadığım bu adamlar nerede yaşıyorlar. Nasıl iki tane halkı, iki ayrı devleti görmezden gelebiliyorlar. Ya bizi aptal sanıyorlar, kusura bakmasınlar ama ya da kendileri aptal.kardeşim burada iki halk var! İki halk! Bunu kabul etmek zorundasınız. Eğer bir çözüm olacaksa bu iki halkın eşitliğine dayanan, iki halkın haklarının korunduğu, siyasi ve sosyal açıdan iki halkında söz sahibi olduğu bir çözüm düşünülmeli. Bunun aksinin ortaya konulduğu bir çözüm ise sadece Rum'un zaten var olan devletinin tescili olmaktan öteye geçmez.

Bunu bizim hazretlerin görememesi ise tamamen bir gaflet, gafletten de öteye bir ihanettir. Rum inatla tek halktan söz ederken acaba kendisinide kıbrıslı olarak görüyor mu? Megalo idealarından vaz geçiyor mu? Bunu da sorguluyor mu acaba Sayın Mister Ferdi. Akdeniz'de ki Yunan olmamış tek adayı da Yunanista'ın sınıralarına katma yemininden dönmüşler mi.

Rum bu fikirlerinde en ufak bir döneklik yapmazken, bizler nasıl oluyorda bu kadar çabuk vazgeçebiliyoruz büyük Türk ideallerinden anlamıyorumi kaldı ki bizlerin kimsenin toprağını elinden almaya da niyetmiz yok. Kimsenin egemenlik haklarını da gasp etmek gibi bir fikrimiz yok. Peki hala Rum bizimle anlaşmaya varamıyorsa, hala çözümün tek vatandaşlık tek egemenlik üzerinden yapılmasını istiyorsa, üstelik buna Türk tarafından da yandaş buluyorsa, gerçekten de durumumuz vahim demektir.

Bu vahim durumdan kurtulmanın tek yolu, en azından Türk tarafında ki yoldaşların görevine son vermek olacaktır. Fakat bunun birde Türkiye kanadı var ki oradaki işbirlikçilerin de işlerine son verme zamanı gelmektedir. Eğer Türkiyedekileri siyaset sahnesinden çekmeden burada kileri görevden alırsak netice değişmeyecektir. Gelen yeni hükümet te Ankara ile uyumlu bir siyaset izlemek zorunda kalacaktır ki, bugün Ankara'nın desteklediği her adımı ister istemez o da atmak zorunda kalacaktır. Her ne kadar kendimizi bağımsız gibi görsek de bizi tanıyan tek Ülke ve anavatanımız olarak Türkiye'nin desteğine ihtiyacımız var.

Demek oluyor ki Anavatanımızla koordineli olarak yeni bir yapılanmanın içine girmeliyiz ki şu tek halk, tek egemenlik safsatasından kurtulalım. Ayakları yere basan, devlet etiğine uygun hareket edebilen yönetimlerle Rum'a karşı koyabilelim. Bu da vatandaşların birlikte hareket etmesiyle olacaktır. Eğer hala bekleyelim de görelim dersek, en sonunda gördüğümüz Rumlaşmış bir toplum olarak, tüm hakları ellerinden alınmış bireyler olacaktır.

Unutmayalım ki bu tek halk, tek egemenlik yoluna bir kez girildikten sonra dönüşü yoktur.


7.12.2008
 
Son düzenleme:

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ben bu yazıyı cevap olarak yazmamıştım.

aynı şekilde iki yazım daha benzer başlıklar altına cevap olarak geçirilmiş, bunun nedenini öğrenmek isterim.
 

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
Konu başlıkları farklı , ancak içerikleri aynı olan konular, görüntü kirliliğine sebep olmaması ve üyelerimizin aynı konulara ayrı ayrı cevap yazmak durumunda kalmaması için, açılan konunun tarih ve saat önceliği dikkate alınarak tarafımdan birleştirilmiştir.
 

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konu başlıkları farklı , ancak içerikleri aynı olan konular, görüntü kirliliğine sebep olmaması ve üyelerimizin aynı konulara ayrı ayrı cevap yazmak durumunda kalmaması için, açılan konunun tarih ve saat önceliği dikkate alınarak tarafımdan birleştirilmiştir.



içerikleri aynı değil, en azından birisi haber, diğeri alanında uzman bir kişinin uyarısı.

uyarı ve haberi, içerik benzerliği olarak değrlendirilerek birleştirilmesi onaylanır bir davranış değil.

açıklama son derece yetersiz, siteyi kınıyorum.

yazıları servis etmeden önce diğerlerini görmüş, kararımı bu şekilde vermiştim.

bu kusurlar telafi edilinceye kadar siteyi protesto ediyorum.

hürmetlerimle,
 

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
sayın kartalgözü, mübarek bayram gününde kalp kıracak tartışacak birini arıyorsanız maalesef o ben değilim, kendinize başka bir muhatap bulunuz.. içerikleri aynı değil ne demek..? yazıları servis etmeden okuduğunuza göre bilmeniz gerekir, bir haber çıkmış o habere istinaden uzman kişi dediğiniz yorum yapmış..!

yanlış okumadıysam, daha önceki konu içi yazılarınızda sitemize gönül vermiş olduğunuzu vurgulayan beyanlarınız vardı.. açıklamam yetersiz geldiyse yerinizde olsam sebepsiz yere art niyet arama ve uluorta kınama yerine, üstlerime o da yetmedi site adminine özel mesaj atarak şikayetinizi belirtebilirdiniz..! burada "protesto" etmekle sitemize verdiğiniz değeri ben kendi çapımda anlamış oldum.. hayatınızda başarılar dilerim.. iyi bayramlar..
 
Üst