Hüzünlü Bayram

Ahmet Gülay

Onursal Üye
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
67
Tepkime puanı
0
Puanları
0
HÜZÜNLÜ BAYRAM

İnsan ne kadar hüzünlü olsa da bayram bayramdır işte. Adı üzerinde “ Özel olarak kutlanan gün” dür bayram. Bu gün sevinç yaşanılır, küçükler büyüklerinin elini öperek saygı gösterir, karşılığnda ödüllendirilir, büyükler de küçüklere hediye vererek sevindirir , dargın kişiler barışır, diğer günlerden farklı olarak ailece eğlenilir, bayram ziyaretleri yapılıp gün coşku içinde kutlanır. Bayramlıklar giyilir, bayram tebriğine gidilir, bayram yerinde eğlenilir, özellikle dini bayramlarda bayram namazına gidilir, konuklara şeker veya çikulata ikram edilir, bayram yerinde eğlenilir, Kısacası neşeli ve tatlı ağırlıklı müstesna bir gün yaşanır ama o güne, o bayrama damgasını vuran bir hüzün, bir aksilik, bir yaramazlık olmazsa.

Ben dokuz kasımda, henüz genç denecek yaştaki baldızımı kaybettim. on kasımda onu ebedi yolculuğuna uğurladık.Eşimle evlendiğim dönemde o daha altı yaşında tatlı küçük bir kız idi. Bizim evladımız gibi büyümüştü aile ocağımızda. Orta okul tahsili sırasında üç yıllık öğrencim de olmuştu güzel kızım. Lise bittikten sonra yüksek tahsilini İstanbul Marmara Üniversitesinde bitirip Biyoloji Bölümü’nü iftiharla tamamladıktan sonra öğretmenlik mesleğini seçmiş ve meslektaşım olarak da çok başarılı bir öğretmen olarak görev yapmıştı. Gazetelerin ondan NİLGÜN ÖĞRETMEN diye bahsetmesi ve günlerce gazetelerin ilk sayfa manşeti olarak hakkında yazılan köşe yazıları ile onu onöre etmesi, ne denli başarılı ve sevilen bir öğretmen olduğunu ıspat eder nitelikteydi. Gönyeli İlkokulunun ve Gönyeli halkının Nilgün öğretmeni idi o. Tam da bayram öncesi hepimizi derin bir üzüntüye sokarak göçmüştü aramızdan. Onu ebedi yolculuğuna uğurlarken küçük, büyük herkes ağlamıştı arkasından.

Nilgün Öğretmen benim için çok farklıydı kuşkusuz. Kızımdı, öğrencimdi, meslektaşımdı. Daima gülen yüzü ve sevecen tavırlarıyle yalnız öğrencilerinin değil, ebeveyinlerin ve kendini tanıyanların da neşe kaynağı, dert ortağı ve ilham perisi idi. Nekadar morali bozuk olsa da kimseye hissettirmez, kendi acılarını yüreğine gömer, başkalarının dertlerine derman olabilmek için çırpınır, çözüm üretmek için adeta yırtınırdı. Bazen kızardım kendine. “Kızım senin bunca derdin varken herkesin dertleriyle uğraşmak sana mı düşer?” dediğim zaman o sevecen tavrıyla beni üzmemeye de özen göstererek öyle yanıtlar verirdi ki karşı diyecek söz bulamazdım. Ölümünden iki gün önce onu hastanede hasta yatağında ziyaret ettiğim gün “Enişte bayrama birkaç gün kaldı. Bu bayramda sana her bayram yaptığımız ziyaretimizi akşama alalım da bir güzel yeyip içelim.” Demişti. Ben de ona hissettirmeden gözlerimden akan yaşı silerek Tabii eniştem demiştim. Ama o kendi derdini unutarak “Ne o enişte bayramda beni burada mı bırakmayı düşünüyorsun. İki gün sonra sapasağlam çıkacacağım buradan. Sen hiç üzülme yeyip içeceğiz alimallah. Biliyorum hastane ortamı sana iyi gelmez. Havası seni hasta eder ama ziyaretime geldiğin için nekadar mutlu olduğumu sana anlatamam. Seni buralara gelmek zorunda bıraktığım için özür dilerim.” Diyerek o her zamanki inceliğini, müşfikliğini göstermeyi ölüm döşeğinde bile esirgememişti.

Ne söylesem ne yazsam onun hatırasını anlatmaya ne kelimeler ne de övgüler yeter. O bir melekti, o herkesin dostu, herkesin dert ortağı, müşfik bir anne, yardımsever, hoşgörülü, bulunmaz bir insandı. Bu bayram gününde onun yokluğunu yaşamak benim için ölümden de beter. Bu bayrama onun hüznü düşmüştür. Eğlenmek, gülmek bize göre değil, ama o olsaydı eminim ki, “bayramlar eğlenmek için vardır.” Diyecek ve bizi bayram ortamına, hayata döndürmek için çırpınacaktı. Nekadar acıdır ki biz onu yakalandığı amansız hastalıktan geri döndüremeyip Allahın lutfuna emanet ettik.

Sevgili kızım, değerli öğretmenim, sen kabrinde rahat uyu. Çocuklarına ve bıraktığın güzelliklere sahip çıkacağıma söz veririm. Hatıranı yaşatmak için var gücümle gayret edeceğim. Zaten sen her şeyi fazlasıyle hak etmiştin. İnan ki bıraktığın şan ve şerefle herkesin gönlünde ebedileşecek, unutulmayacak bir eser olacaksın. Yattığın yer nurla dolsun, mekanın cennet olsun.


AHMET GÜLAY
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Türkiye Sevdalısı

Dost Üyeler
Katılım
26 Eki 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrının emanet verdiği bedende
Cevap: Hüzünlü Bayram

Sevgili Ahmet Gülay Hocam,

O kadar güzel ifade etmiş ve o kadar duygu yüklü yazmışsınız ki bizleri de okuduğumuz her satırda duygusallığın tam ortasına çekip alıverdiniz. Anlattığınız gibi kızınızın melek kalpli biri olduğunu ben de düşünüyorum. Mekanının da cennet olduğu şüphesiz. Melek kalpli birine babalık, abilik, hocalık yapmaktan daha güzel bir şey ne olabilir ki. Acılarımızın ilacı, onlarla birlikte yaşadığımız mutlu anılardır ve tanrının bu mutluluğu bizlere bahşettiği için şükretmemiz lazımdır.

Size kızınızla birlikte yaşadığınız anıları bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ediyorum.

En derin saygılarımla
 
Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Cevap: Hüzünlü Bayram

Çok Değerli Ahmet Gülay Hocam,

Yüreğinizden taşan bu çok özel ve ulvi duygularınıza canı gönülden katılıyor ve Sevgili Kızınızı, Nilgün Öğretmeninizi rahmetle anıyor ve sevgiyle selamlıyorum...
Onun aziz bedeni aramızdan ayrılmış olabilir ama melek ruhu şu anda dahi sizin bu yüce duygularınızı hissediyordur buna emin olunuz...
Mekanı cennet olsun...

En Derin Sevgi ve Saygılarımla Selamlıyorum...
Atilla ÇİLİNGİR
 
Son düzenleme:

Ahmet Gülay

Onursal Üye
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
67
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Hüzünlü Bayram

Değerli komutanım, Türkiye Sevdalısı kardeşim. Taziye mesajlarınıza teşekkür ederim. Genç yaşta kaybettiğim kızımın acısını benimle paylaştığınız için inanın ki bana güç ve kuvvet verdiniz. Hayata ve yaşam yoluna erken dönmemi sağladınız. Size ve diğer ilgilenen dostlarıma müteşekkirim. Allah kimseye böyle acılar vermesin. Tüm dostlarıma sağlık dolu bir yaşam dileğiyle bir kez daha teşekkür ederim.
Sevgi ve saygılarımı sunarım. AHMET GÜLAY
 

Hüseyin LAPTALI

Onursal Üye
Katılım
13 Ağu 2008
Mesajlar
465
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Hüzünlü Bayram

Ahmetciğim
Dünkü telefon görüşmemizde elim olayı sizden işitince çok üzüldüm. Tekrar merhumeye Allah'tan rahmet diler, yattığı yer cennet olsun dan başka ne diyebilirim. Yüce Tanrının takdiri karşısında diyecek de kalmıyor.
İçli yazını okudum. Çocuğunu kaybetmiş gibisin. "Ölenle ölünmez kardeşim," demek de istemiyorum ama yine de metin olmanı dilerim.
Saygılar bizden...
H.LAPTALI
 
Üst