İhanet Edenleri Uyarmak Hakkımızdır

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy


İhanet Edenleri Uyarmak Hakkımızdır

Vatan, millet, bayrak dendiği zaman kendini vatansver bilen bir insanın, zamanı geldiği an, gözünü kırpmadan ölüme giderken tek düşündüğü husus, devletinin varlığı, milettinin her geçen gün daha da güçlenerek sahip olduğu vatan topraklarına sahip çıkıp gelecek nesillere bağımsız ve özgür bir vatan bırakmaktır.

İşte Kıbrıs Türk halkı yüzyıllardır atalarından emanet aldığı bu topraklarda varolmanın mücadelesini vermektedir.

Büyük bir gurur ve mutlulukla sahip olduğu devletini yüceltmek ve sonsuza kadar vatan bildiği bu topraklarda var olmak için, gerek Rum-Yunan ikilisinin adaya sahip olma heveslerini ve gerekse Batı emperyalizminin Kıbrıs için kabaran iştahlarını kursaklarında bırakma mücadelesi verirken, birilerinin, para, kadın, makam uğruna bu yüce halka ihanet etmenin mendeburluğunu sergilerse, vatana sahip çıkan güçler tarafından affedilmelerini beklemek, aptallık değil de nedir?

Bu satılmış ve kendi halkına ihanet etmenin pisliğini sergileyen kişi veya kişiler, acaba yaptıklarının yanlarına kalacağı düşüncesi içinde midirler ki, çeşitli ikazlarımıza rağmen her geçen gün bu halkın moralini ve huzurunu kaçırmak için çeşitli senaryolarla sokaklara dökülmenin hesabını yapmaktadırlar?

Peki diyelim ki yaptıkları bu akıl almaz ihanetle Kıbrıs Türk halkını çaresiz ve güçsüz durumla karşı karşıya bıraktıkları takdirde, acaba murad ettiklerine kavuşmanın bedelini düşündüler mi?

Hani deriz ya, “Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan olmak da var” kabilinden, murad ettikleri durum gerçekleştiği takdirde, acaba kendilerine söz verilenlerin yerine getirileceği, vaad edilen makamlara oturacakları veya ceplerine giren paralarla hem kendileri ve hem de çocukları ve hatta torunlarının dikensiz gül bahçesinde yaşayacakları hususundaki hayalleri gerçekleşir mi dersiniz?

Yoka Girit misali, firesiz ve tam bir elen halkının yaşaması için bir gecede satırlarla, baltalarla, kasatura ve silahlarla yok olmanın kaderiyle baş başa kalırlar mı dersiniz?

Hey gidi dünya, sen nelere kadirsin ki, bu akıl almaz oyun içinde olanlara hala daha akıl verememenin çaresizliği içinde olacak olanlara güz yummaya devam etmektesin.

Kendi halkına ihanet edenlere acaba kimin veya kimlerin güvendiğini sormak hakkımız değil mi?

Kendi halkını paraya, kadına ve makam uğruna satan, ihanet eden kişi veya kişilerin muteber insan olduklarını acaba hangi aklı başında insan kabul edebilir ki? Ve kendi halkına ihanet eden kişi veya kişiler, zamanı geldiği an Rum-Yunan ikilisine de ihanet etmiyeceğini kim garanti edebilir ki?

Peki sokak gösterilerinin ve sözde grevlerin senaryosu Dimitirs Hristofyas tarafından yazıldığını bile bile, sokaklarda hengame çıkarmak kime yarar ki?

Yoksa Dimitri Hristofyas kendi halkına, “Ben Enosisi politik mücadele ile elde edeceğim, bana güveniniz” dereken, bu satılmış ve hain insanların bir gün kendine de ihanet edeceklerini hiç mi hesaba katmadı dersiniz?

Bana göre hesabını çok iyi yapmıştır. Ve eminim ki onların sonu için de gereken ne ise şimdiden senaryosu yazılmış her şey tezgâhlanmıştır.

Bizim üzerinde durmak istediğimiz husus, kendi halkını gammazlayan, kendi halkına para, kadın ve makam için ihanet edenlerin sonunun ne olacağını düşünmek değil, yıllardır varoluş mücadelesi veren ve anavatan Türkiye’nin kopmaz bir parçası olarak ata emaneti bu topraklarda yaşamını sürdürmek isteyenlerin, bu mendebur ve hain kişiler tarafından ihanete uğramaları ve kazanılmış bir zaferi sıfırlar çarpmaya çalışanların yaptıkları akıl almaz ihanettir..

Yoksa onlar için, canları cehenneme deriz olur biter.

Ne günlere kaldık yarabbi!
 
Üst