Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
İhtimâl
ne mutlu sana, ağlatmıyor şarkılar.başını kanatmıyorsun aynalarda ve hiç bir yere damlamıyor kanın...
ne mutlu sana, pencerenden bakıpta lanet okumuyorsun yıldıza aya..
belkide en sevdiğin dizinin bölümlerindesin şuanda..
parçalanmadan kalıyorsun odanda.
özlemiyorsun mutluluğu.unutmuşsun aşkın naftalin koktuğunu.huzurun varlığını ve yokluğunu...
ne mutlu sana, ölmek gelmiyor içinden.
alnına dayamıyorsun pan zehirleri..ve bir yudum suda götürmüyorsun kurşunları..tersin düz olmuş.
hayat bir varmış, bir yokmuş..
çığlıkların yok ses tellerinde..fosfor düşmemiş saç tellerine.
saat başı arayacağın acıların kalmamış.arayacağın kişiye ulaşamadığında,tekrar deneme lüksün olmamış..
ne mutlu bana,ağlasamda şarkılarda, kanasamda aynalarda,damlasada kanım halılarda,kaşığı çatalı fırlatsamda soframda,kahırlar biriksede kursağımda
ne mutlu bana,lanetde okusam aya ve yıldıza,
parçalansamda odamın tenhalığında,
arasamda mutluluğu yana yakıla
naftalin kokuları gelsede burnuma,
ne mutlu bana
ölmekte gelse içimden, bardakta zehir, şakakta namluda olsa
umudum pembe romanlara da kalsa
sesim kısılmış, saçlarıma aklarda yapışsa
ve ısrarla aradığım kadın telefonunu açmasada
BİLSİNKİ
ARADIĞIM KİŞİYE ULAŞACAĞIM ENİNDE SONUNDA...