İki Ana Konumuz

İsmet Kotak

Onursal Üye
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İki Ana Konumuz

İKİ DEVLETLİLİK: Yaşadığımız dünya çifte standartlar dünyası. Kıbrıs Türk Halkı için “Bağımsız Devleti” hak olarak kabul etmedikleri hâlde Filistin –Israil konusunda “İki Devletli “çözümü tek yol kabul etmektedirler. Bu doğru mu? Evet Israil’den de öte Filistin Halkı kendi toprakları üzerinde bağımsızlığı hak etmiştir. ”Netanyahu iki devlelti çözümü Kabul etmek zorunda” diyor ABD Başkanı Barack Obama. Bunun devamı ne olmalıdır? Kıbrıs’ta da Hristofyas, iki devletli çözümü kabul etmek zorundadır.

Ya Kosova? Uluslararası örgütler eliyle eski Yugoslavya,sonraki Sırbistan Cumhuriyeti’nden “Ayrılmak suretiyle bağımsızlık ilân etme” hakkı tanındı. Sırbistan-Karadağ ise anlaşarak ayrıldılar. Yugoslavya’dan ayrılan her federe devletin de bağımsızlık ilân ettiğini anımsatmaya gerek yok.BUnların içinde beel ödeyen “Müslüman-Bosnalı” kardeşlerimiz oldu. Gerisini Batı askerleri korudular.

İşte şimdi, sırf Yunanistan istedi diye yine günün sonunda adanın Yunanistan’a bağlanmasına olanak vermek üzere “Kıbrıs adasında” Rum-Yunan darbesine ve işgalciliğine rağmen “Kıbrıs Türk Halkının hakkı ve hukuku” çiğnenmekte,adada “Birleşik Kıbrıs” denemesi yapılacağı ve dünyanın geriye kalanına örnek gösterileceği maskaralığı ileri sürülmektedir.1960 Ortaklık Cumhuriyeti’ndeki ortaklardan biri olan Rumlar, Garantör olan Yunanistan ile birlikte silahlanmış, darbe yapmış bizi devletten dışlamış ve “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni” 56 yıldan beri işgaline sokmuştur.Öteki ortak olan Kıbrıs Türk Halkının özgürlük ve bağımsızlığına saygı gösterilmemektedir.Halkımız dayatma ile Ruma yama yapılmak istenmektedir.

Acı olan Rumu,Rumdan daha çok savunanların hâlâ KKTC dümeninin başında olmalarıdır. Bunu aşmak ve dünyaya haykırmak gerekmektedir:” Ben Bağımsızlık hakkına sahibim ve koruyup,kollayacağım” demek gerek…Uluslararası camiaya entegre olmak lafazanlığı Kıbrıs Türk Halkını Ruma yama yapmanın başka adıdır.Unutunuz.

Benim “Self-Determinasyon hakkım vardır; bu hakkımı 15 Kasım 1983’de kullandım. Bunu korumak benim görevimdir.” Benim haklarımı kimse ama kimse Rumlarla pazarlık yapamaz.İsteyen karşı sahile geçebilir.
&&&

SAVAŞ TAZMİNATI: VARAN 2

“Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “başına geçen Rum Liderlerinin “Akridas Plânını” hazırlayarak, 21 Aralık 1963’de uygulamaya koyduklarını ve “Sivil halka yönelik” kıyım yaptıklarını,Türk Halkını silâh zoruyla devletten uzaklaştırdıklarını,Devlete el koyarak Türk Halkına zarar verdiklerini, 2binin üzerinde insanımızı Şehit ettiklerini,Türkün malını yağmaladıklarını, yakıp yıktıklarını yazıp “Tazminat hakkımız” olduğunu ileri sürdüm. Vardığım sonuç da çok açıktı: Biz toprak vermeyeceğiz.O konumda değiliz. Rum ve Yunanlı aksine Türk Halkına tazminat ödemek durumundadır.

Bunun ikinci basamağı Rum ve Yunanlının “Türkiye’ye ve Türk Ordusuna tazminat” ödemek zorunda olduğudur.Rum ve Yunanlılar, 15 Temmuz 1974’de “Enosis” darbesi yaptılar.Adayı kana buladılar.Cunta Lideri Samson’u ekrana çıkaırp bunu ilan ettiler.Adaya uçaklarla asker yığdılar. Türk Halkına saldırdılar.Türk Halkını bir kez daha yerinden yurdundan ettiler.Hatta bazı Rumları da öldürdüler.

Türkiye,Garantör olarak sorumlulukla hareket ederek Türk Ordusunu adaya sevketti.Bunu isteyenler araısında Rumların da olduğu ve bunu açıkça ortaya koydukları, Rum Halkının da katledilmesi karşısında Makarios,Papaz Stetsos gibi Kilise mensuplarının da Yunanlıları suçladıkları tarihi olaydır. Ve hatta bu suçlamaları BM Güvenlik Konseyi kayıtlarına geçirdikleri bilinmektedir.

11 yıl adada görev yapan BM Barış Gücü kanı durduramamıştır.Oysa 15 Temmuz’da adaya çıkan Türk Ordusu 1974 Ağustos sonunda ateş kesi sağlamıştır. Bugüne kadar da Türk Ordusu sayesinde adada ateş-kes korunmuştur.Yani Türk Ordusu gerçek anlamda Barış Gücü görevi üstlenmiş ve Uluslararası antlaşmalar gereği Garantörlük hakkını kullanmıştır.

Bunun için Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti ile Yunanistan’ın Türkiye’ye tazminat ödemesi gerekmektedir. Bu da ateş kesin tamamlandığı ve anlaşmanın yapıldığı masada ortaya konmalıdır. BM Barış Gücünün masraflarını ödeyen Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti, adada kalıcı barışı koruyan Türk Ordusunun masraflarını da karşılamalıdır.Nasıl olsa günün sonunda yapılacak antlaşmaya göre tazminat ödeyecektir.

İkinci Dünya Savaşından sonra Almanya, Avrupa’yı işgâl ettiği ve yakıp yıktığı için tazminat ödemiş,hatta bazı devletlerin yollarını, okullaırnı, fabrikalarını inşa etmiştir.

Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti’nin KKTC’ye bedel ödetecek hak ve yetkisi yoktur. Bu bedel toprak iadesi hiç değildir. Hatta bugün yazdığım gibi artık Türk Ordusuna yani Türkiye’ye tazminat ödemenin zamanı geldi.
 

BAHAR

Dost Üyeler
Katılım
2 May 2008
Mesajlar
841
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
istanbul
Cevap: İki Ana Konumuz

Kıbrıs'da hürriyetin bedeli Türk olmanın dieti ödenmiştir!!!
 
Üst