İki Cephede Kesin Sonuç

İsmet Kotak

Onursal Üye
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İki Cephede Kesin Sonuç

Türkiye’nin Avrupa Birliğine(AB) üye alınmayacağı ve Kıbrıs’ta yakın gelecekte bir “anlaşma” olmayacağı kesinleşti.Buna bakarak herkes akıntıya kürek çekmemelidir.

Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy geçtiğimiz günlerde AB’nin kesinkes “Hristiyan Kulübü” olduğunu onaylar şekilde “80 milyon müslümanı AB’ye alamayız” dedi.Bu 80 milyon Müslüman “Türkiye” demektir.Bugün Türkiye kabul etmese de AB üyeliği konusunda sorun sadece küçücük “Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti” değildir.Kıbrıs Rumu bence ağababalarının suyundan gitmekte ve de onların istekleri doğrultusunda konuşup, davranmaktadır. Türkiye’ye karşı olan sadece Fransa değildir.AB’nin en büyük ortağı Almanya, başından beri Türkiye karşıtı tutum sergilemektedir ve de bunu saklamamaktadır.Bu iki patronu izleyen ülkelerin sayısı da az değildir.

Dolayısıyla Türkiye,Kıbrıs Rumunun oyunları bitse,vetosu kırılsa da geride hayli kalabalık bir kitle Türklüğe ve Müslümanlığa karşıdır.Oyun günlük olaylarla oynanmaktadır ama ana amaç Türkiye’nin önüne engel çıkartmaktan ibarettir.İstedikleri büyük bir oyunun ardından, Türkliye ile imzaladıkları ve büyük avantaj elde ettikleri “Gümrük Birliği antlaşmasının” yürürlükte kalmasıdır.Bununla Türkiye’nin üye oluşu ile getireceği kabul edilen engeller aşılmaktadır.

2011 yılında belli oldu ki AB Türkiye’ye kapı açmayacak,aksine tam üyelik için önüne engeller koyacaktır.Ankara bunu bilerek davranmalı,Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetlerinin ortasında kılıç sürümeyi yeterli bulmalı,Rusya ile mali ve ekonomik işbirliğini güçlendirmelidir.Bu enerji patronluğu için de gereklidir.

Türkiye AB üyesi olamayacağını bilerek davranmalı öyle hesap yapmalıdır.

& & &

Kıbrıs konusuna gelince…Kıbrıs’ta bir anlaşma umudu yoktu ama şimdilerde hiç umut kalmadı.Bunu Rum cephesinde yer alan olaylara bakarak teslim etmek olası.KKTC’de Ruma toz kondurmayan cephe istediği kadar pembe gözlüklerle olaya baksın;gerçek oradadır.Hristofyas’a geriye kalanların dayatmalarına bakmak, nerede olduklarını ve nereye kadar uzanacaklarını göstermektedir.

Bizimkiler, her konuda Kıbrıs Türk halkına suç bulmaktan vazgeçerlerse gerçeği görebilirler.CTP iktidar olduktan sonra gerçeği gördü ve teslim etti.İktidarda öyle davrandı.Basında kalem oynatan ve geçmişin saplantılarından kurtulamayanlar, hayâli bir takım yaklaşımlarla Kıbrıs Türk halkını yanıltmaya kalkmaktadırlar.

Lefkoşa’nın güneyinde, DIKO,Hristofyas’a Hükümet ortaklığı koşulu olarak istekler sunmaktadır.Dönüşümlü başkanlık, ağırlıklı oy,Türk nufusu konusundaki ünlü Rum görüşünün değiştirilmesinde ısrarlıdır.Bunlara bakmak,görüşmelerde bir karış ilerlenemeyeceğini göstermeye yetmektedir.Ben bunu söylediğim için “Statükocu” damgası ile mi damgalanmalıyım? Ya sizin at gözlüğü takarak olaylara yaklaşımınıza ne demeli? Ortada fol yok, yumurta yokken,Rum tarafını barış meleği göstermek Kıbrıs Türlk Halkına bugüne kadar ne kazandırdı?

Lissaridis yine sahne aldı ve “Zemin kabul edilmeden müzakere edilemez” demektedir.Hatta protestoları yeterli bulmamaktadır. Lissaridis geçmişte de Türklere eşitlikle alay etmekte ve “İnsanlar zaten eşit doğarlar” demekte idi.

Öte tarafta,Rum Partiler arasında kıyasıya kavga vardır. Hristofyas yakında azınlık Hükümeti ile kalacaktır.Bu da Kıbrıs görüşmeleri için yeterli değildir.

Atina artık Hristofyas’a güvenmemektedir.Rum sağı artık iktidar günlerinin yakın olduğuna inanmaktadır.

O hâlde KKTC ve Türkiye,Ruma ve Yunanlıya artık gerçekci gözle bakmalıdır.AB’yi memnun etmek için görüşmeleri sürdürmekte anlam olmadığı anlaşılmalıdır.Bunun Türkiye’nin AB üyeliğine de yararı artık kalmadı.

Tablo Ankara tarafından da artık görülmelidir.
 
Üst