İki Ergenekon

Miktat ALGÜL

Onursal Üye
Katılım
28 Eyl 2008
Mesajlar
39
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İKİ ERGENEKON


Anlaşılan yine malum birilerinin canını sıkmaya başladık. Evvelden 3-4 ayda bir ziyaretime gelip "savcılığa ifade vermeye" davet edenler şimdi daha sık ziyaret etmeye başladılar. Aslında böyle olacağını tahmin etmiyor değildik. Zaten geçenlerde de yeni devletin Ahmet Altan isimli demokrat maskeli sapığı köşesinden duyurmamış mıydı; "dışarıda kalanlar kendilerine dikkat etsin!" diyerek?

Ergenekon iddianamesinde sıkça adımız geçtiği ve tüm sorgulananlara "TGH ile bağlantınız var mı?" diye sorulduğu da kayıtlara geçtiği için kendimizi pek dışarıda, özgür ve rahat hissetmiyoruz ya zaten, neyse.


Bende madem öyle, "dinsizin hakkından imansız gelir" dedim ve açıklamamızdan rahatsız oldukları şu malum konuları tekrar, tekrar ve üstelik altını çize çize birkez daha seslendireyim dedim.

Bu arada şunu da belirteyim; şu an yazacaklarım, daha önce yazdıklarım gibi kimilerine göre "halkı hükümete/devlete karşı kışkırtmak" ve "terör örgütünü övmek" suçunu da teşkil edecek. Birçok kişinin bu detaya dikkat ettiğini ve bu sebeple sessiz kaldıklarını da biliyorum. Ülkeyi temelinden yıkan, milleti esir ettiren asıl etkenin milletin suskunluğu olduğunu bildiğim kadar...

Birileri kamuflaj değil gömlek, postal değil ayakkabı, silahı değil yüreği ile beraber mücadele ederken ve bu yolda şehit olmayı bile düşlerken birileri de laf salatası yapıyorlarsa bizi ilgilendirmez. Kimseyi yakasından tutup zorla doğru yola getirecek değiliz elbet. Herkesin aklı var, fikri var. Zaten bu ülkenin ve milletin tek bekçisi de biz değiliz.

Şimdi gelelim şu malum operasyonun nasıl işlediğine.

Birincisi; kamuoyunun bildiğinin aksine iki Ergenekon var. Bunları "ünlüler" ve "ünsüzler" olarak tanımlamak ve ayırmak mümkün.

Ergenekon operasyonu başladığından beri her dalgada muhakkak bir iki medyatik ve ünlü isim de gözaltına alınıyor ve kamuoyunun dikkati diğer isimlerden uzaklaştırılarak sadece bu isimler üzerinde yoğunlaştırılıyor. İlhan Selçuk, Orgneral Şener Eruygur, Tuncay Özkan, Sinan Aygün gibi isimler bildiğiniz üzere "ünlüler" sınıfındalar.

İslamcısından ulusalcısına kadar bütün medya kuruluşlarının ve aydınlarının işi gücü, varı yoğu sadece bu ünlüler.

Ya aynı anda gözaltına alınan diğer ulusalcılar? Yani sessiz sedasız ortadan kaldırılan diğer ünsüzler? Bunların kimler olduklarını ve bugüne kadar neler söyleyip neler yaptıklarını konuşan, halkı bilgilendiren (bizlerden başka) kimselerin olmaması tuhaf değil mi?

İslamcı olduğu sanılan Fetullahçı medyanın böylesine bir karartma uygulaması ve vatanseverlere karşı anti demokratik bir tavır sergilemesini anlamak mümkün. Ancak, ulusalcı olduğu sanılan medyanın ve aydınların, "sessizce ortadan kaldırılan" bu ünsüz vatanseverlere karşı Fetullahçılar ile aynı politikayı izlemesini açıklayabilmek pek kolay değil.


Sormamız gereken üç soru var.

Birincisi; ünlü ve ünsüz Ergenekoncular arasında ne fark var?

Aslında bu ilk sorunun cevabı diğer iki soruyu gereksiz kılacak ama yinede soralım;

Soru iki; İslamcı ve ulusalcı medya ve aydınlar ile bu ünlü-medyatik Ergenekoncular arasında ne bağ var?

Son soru ise; aynı medya ve aydınların ünsüz Ergenekoncular arasındaki sorun ne?


Ünlü ve Ünsüz Ergenekoncular Arasındaki Farklar;

Ergenekon'un ünlüler sınıfındaki Tuncay Özkan, Şener Eruygur, İlhan Selçuk gibi isimler ellerindeki tüm imkanları (dernek, tv, gazete, vakıf, vs.) kullanarak Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine destek sağlamaktadırlar. İşin ilginç yanı, bu özelliklerini kamuoyundan saklama gayretine girişmiş olmalarıdır. Bu gerçeği kamuoyuna açıklamaya çalışanlara gazete ve tvlerden saldırıya geçer, bu insanları "Fetullahçı, Anti Kemalist" gibi suçlamalarla susturmaya çalışırlar. Oysa aşağıda da şahit olacağınız gibi, Fetullahçılar ve anti Kemalistler ile aynı talepleri dillendirmekte ve aynı istekleri paylaşmaktadırlar.

Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın Harp Akademelerinde yaptığı bir konuşmada dile getirdiği "TSK AB karşıtı olamaz. Çünkü AB, Mustafa Kemal'in Türk toplumuna gösterdiği çağdaşlaşma hedefinin zorunluluğudur" açıklamasına 30 Mayıs 2003 günü destek veren ve "AB'nin Mustafa Kemal'in gösterdiği medeniyet hedefi olduğu teyit edildi. AB kriterleri için çabalamak hepimizin görevi" diyen kişi ünlü(!) Ergenekoncu Tuncay Özkan'dır.

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olan diğer bir ünlü(!) Ergenekoncu İlhan Selçuk da AB taraftarı olduğunu birçok kez köşesinden itiraf etmiştir. Hatta bazı dönemler daha da ileri gitmiş ve örneğin 9 Eylül 2006 tarihinde yayınladığı yazısında "NATO güneydoğuya asker göndersin" diyerek işgale davetiye çakarmıştır!

Emekli Orgeneral Şener Eruygur'da diğer ünlülerden farklı değildir. Yöneticiliğini yaptığı bir vakıf aracılığı ile AB'den yüzbinlerce yuro hibe/para almış ve sözde Türkiye'nin AB'ye yönelimi doğrultusunda sözde projeler hazırlamıştır. Bir operasyonla apar topar Atatürkçü Düşünce Derneği'nin başına Başkan olunca, ADD'lilerden "Avrupa Birlikçi olduğu gerekçisiyle(!)" tepkiler almış ve istifası istenmiştir. Ancak tam tersi olmuş ve duruma tepki gösteren üyeler istifaya zorlanmış ya da dernek üyelikleri fesedilmiştir! Bununla da yetinmeyen bu ünlü Ergenekoncu, kendisi hakkındaki gerçekleri ortaya çıkaran ünsüz Ergenekonculara davalar açmış ve bu insanları medyanın önünde "fetullaha ve ikinci cumhuriyetçilere hizmet etmek" ile suçlayarak bu insanları zor durumda bırakmıştır..!

Ünlü Ergenekoncuların bir diğer özelliği de Türkiye'deki vatanseverlerin İslamcı ve Ulusalcı olarak bölünmesini körükleyen isimlerden olmalarıdır.

İlhan Selçuk'un Cumhuriyet Gazetesi "türbanlı /başörtülü domuz" karikatürü yayınladığında buna en büyük tepki gösterenler ve en ciddi eleştiri yönetenler yine ünsüz Ergenekonculardır ama bu bile Türk milletinden bilinçli olarak gizlenmiştir.


Ünlü Ergenekoncularda rastlanan bu işbirlikçi ve ihanet kokan yaklaşımları ünsüz, sessizce ortadan kaldırılan Ergenekoncular da görmek mümkün değildir.

Ünsüz Ergenekoncular AB'nin bir ihanet projesi olduğunu ve AB'yi destekleyenlerin vatana ihanete teşebbüs içinde olduklarını, milleti İslamcı-Ulusalcı gibi kamplara bölmenin ve kışkırtmanın en büyük ihanet olduğunu her alanda açıkça ve yüksek sesle ifade eden insanlardır. Bu sebeple sessizce ortadan kaldırılmışlardır...

Bugün eğer kamuoyunda anlattıklarımızın aksi bir fikir oluşmuşsa bütün bunların sorumluları ünlü, daha doğrusu sahte Ergenekonculardır.

Bunlar bu millete kılavuz olduğu sürece burnumuz boktan, vatanseverler "terörist" ilan edilmekten kurtarılamayacaklardır.

İkinci ve üçüncü sorunun cevapları ile diğer ünlü Ergenekoncular hakkındaki gerçeklere bir dahaki yazımızda devam edeceğiz.


(Bu vesile ile aziz milletimizin Ramazan bayramını kutluyor ve hayırlı bayramlar diliyoruz.)



Türk Gençliği Hareketi
Cem KILIÇ


"Resmi makam ve üniformaya sığınarak mücadele devri bitmiştir. Artık açıkça ortaya çıkmak ve milletin hakları adına gür sesle bağırmak gerekir"
Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Türk Gençliği Hareketi
 

KÖKBÖRÜ

New member
Katılım
22 Eyl 2008
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kaleminize sağlık.Yanılmıyorsam Türk Gençliği Hareketi Kendilerini Atatürkçü ve Kuvayı Milliyeci diye tanımlayan,Genç Parti'nin gençlik kollarından oluşan bir grup.Cem KILIÇ'da Bodrum merkezli Türk Gençliği Hareketi platformu sorumlusu.
 

TGH

New member
Katılım
24 Eyl 2008
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Merhaba,

ben Cem KILIÇ.

"Kökbörü" rumuzlu arkadaşımız sanıyorum internet ortamında bir araştırma yapmış ve gördüklerini burada sizlere aktarmış. Şunu belirtmek isterim ki, bizim ne Genç Parti ile ne de herhangi bir başka siyasi parti ile en ufak bir bağımız yoktur. Kurucularımız ve yöneticilerimiz arasında da herhangi bir partiye mensup arkadaşımız yoktur. Hemen her partiden olduğu gibi Genç Parti'den de bazı genç arkadaşlarımız bizi desteklemekte ve bu desteklerini internet ortamında paylaşmaktadırlar, hepsi bu.

Türk Gençliği Hareketi, Türkiye'deki bağımsız, tarafsız ve kimi güçlere tapmak/yaranmak yerine kendi gücü ile hareket eden nadir örgütlerden biridir.

Kıbrıs'lı kardeşlerimizin ve dostlarımızın bilgilerine sunarım.

Selam ve saygılarımızla...
 
Üst