İki Kafadarın Marifetleri!..

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İKİ KAFADARIN MARİFETLERİ!..

Sn. Talat’la Hristofyas arasındaki ağız dalaşı vatandaş arasında fıkra konusu bile olmaya başladı. Malum değerlendirmeler farklı. Kimine göre, her gün dozu artarak devam ettirilen karşılıklı iddia, suçlama ve daha çok da Hristofyas ağızlı aşağılamalar, ‘müzakere masası’nın sonunu getirecek ciddiyette..İki liderin bu gidişle bir uzlaşmaya varmalarının mümkün olmadığına inananlar, 2009 yılı sonlarına doğru müzakerelerin kesileceğine parmak basıyorlar.

Kimileriyse, bütün bu karşılıklı atışmaların rol gereği olduğunu, aslında Talat’la Hristofyas’ın bitmiş bir işi yavaş yavaş ‘allayıp gülleyip’ kotarmağa çalıştıklarını iddia ediyor. Bu kesimlerin süregelen ağız dalaşına yaptıkları izahsa, her iki liderinde bu yolla kendi halklarının ‘gaz’ını aldıkları ve en sonunda da ‘ne yapalım, bu kadar kavgaya rağmen ancak bu kadarını koparabildik’ mazaretine zemin hazırlamaya çalıştıkları yönünde..

İşte bu kanaati taşıyanlar, yani tartışmaların sureten yapıldığı görüşünde olanlar, bir fıkrayla görüşlerine güç katmayı da ihmal etmiyorlar. Fıkra bu ya; Köyün birinde, iki kafadar hırsız, her allahın günü elalemin içinde kıyasıya kavga ederlermiş. Karanlık basınca da, birlikte önlerinde kavga ettikleri vatandaşın malını mülkünü talan ederlermiş..Ancak ‘yalancının mumu yatsıya kadar yanar’ diye bir söz varya; sonuçta bizim kafadarlar da, iş üstündeyken birlikte yakayı ele vermişler..Kahve ortamlarında bitmek bilmeyen ağız kavgaları da böylece sona ermiş..

Gerçekten de insan, Sn. Talat’la Hristofyas arasında süregelen ağız dalaşına bir anlam veremiyor. Aslında Sn. Talat’ın sadece kendisini değil, ‘yoldaş’ bildiği Hristofyas’ın bütünüyle tüm Türk halkını aşağılayan hakaretamiz saldırılarına olması gerektiği şekilde karşılık verdiği bile yok. Ancak iddia şu ki; söylenenlerden dolayı iki lider arasında gerginlik yaşanıyor ve buda müzakere masasına yansıyor..

Hakikaten, bizim basınımıza yansıtıldığı gibi karşılıklı söylemler iki taraf arasında gergin ilişkilere yol açıyor mu? Mesela; Hristofyas’ın Sn. Talat için sarfettiği “sütten kesilsin ve gelsin..Ankara’nın boğucu kucaklamasından kurtulsun..İçeride başka dışarıda başka konuşuyor..Hadım ediyor..Kaba saba müzakere yollarına başvuruyor..” şeklindeki hakaretlerin müzakere masasındaki yansımaları ne oluyor?.. ‘Kayıtdışı görüşme’ denilen başbaşa görüşmelerde, kim kime ne gibi izahlarda bulunuyor? Bütün bunlar bizlerin meçhulü..

Aslında iki lider arasındaki bütün bu itişip kakışmaların ne anlama geldiğine, yada ne derece ciddi olup olmadığına BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon bakın nasıl yanıt veriyor: “müzakereler iyi yönde ilerliyor ve iki lider arasında mükemmel bir uyum var.” Müzakerelere zaman zaman bilfiil katılan Moon’un temsilcisi Aleksandr Downer’in de, ‘uyum’ konusunda benzer açıklamalar da bulunuyor. BM çevrelerine göre işler iyi gittiğine göre, iki kafadar rollerini gerçekten çok iyi oynuyorlar.

Cumhurbaşkanı Talat’sa müzakerelerle ilgili olarak kendisine sorulan sorulara, “Bizim tarafta çözüm arzusu var. Hissettiğim onların da istediği yönünde. Görüşmeler yavaş ilerlemesine karşın sınırlı da olsa ilerleme var. ‘Yönetim ve Güç Paylaşımı’ başlığı altındaki konuların yarısından fazlasında ilerleme var. Bir çok konuda mutabakatımız var.” İyi güzel de Sn. Talat; işler tıkırında gidiyorsa, ki açıklamalarınızdan öyle anlıyoruz o zaman bütün bu patırtı ve kütürtüler niye? Yoksa “Birleşik Kıbrıs’ yolundaki ilerlemenin tadını böyle mi çıkarıyorsunuz?

Hatta ‘hayal kırıklığına uğradım’ yollu açıklamalarınızda mı, Hristofyası kendi içinde muhaliflerinden korumaya yönelik..Öyle ya; daha önce “Tek egemenlik ve tek vatandaşlığı” sırf Hristofyas’ı rahatlatmak için kabullendiğinizi de söylemediniz mi?
 

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
Makbule hanım, gaz alıyorlar mı veriyorlar mı orasını bilmem, ama masa başında konuşulanlar bizlerin meçhulü olmamalı, madem bizler için görüşme yapılıyor, herşey şeffaf olmalı. masabaşında birbirini rahatlatacak sözlerden ziyade, görüşmelerin kamuoyunda yarattığı olumlu ve olumsuz tepkileri görmeliler.. neticede evet birileri rolünü çok güzel oynuyor o da Hristofyas'dan başkası değil..!
 

Mürüde Sevicer

New member
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
176
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Lefkoşa
Tek amaçları halkı bıktırıp bezdirmek. Senaryonun sonunu gördükleri halde halen daha çıkıp halka doğru dürüst bir açıklama yapılsa halk biraz olsun rahatlayak. Hristofyas'ın gönlü olsun masada otursun halk ister üzülsün ister isyan etsin hiçbir değeri yoktur çünkü Hristofyas bizden daha değerli. Neyse değeri anlamadık. Biri gitti biri kaldı onu da biz mutlu etmek için çaba sarfederiz.Ne mutlu bize Hristofyas ile dostluğumuzun bitmemesi için kendimizi feda ettik. Onun gibi bir adamın kullandığı kelimeleri yutarız ve susup kalırız. Ne Mutlu Bize.
 
Üst