İllaki Türk Sanat Müziği...

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
İLLAKİ TÜRK SANAT MÜZİĞİ...

Sizi bilmem ama ben Türk sanat müziği dinlemeden şiir okuyamadan asla yaşayamam. Şu anda ‘TRT Müzik’te Radyo günleri/İzmir’i büyük bir keyifle hem dinlemekte hem izlemekteyim. Şarkıların efsun dolu nağmeleriyle insan; ruhunun en derin köşelerine kadar inen; kâh hüzün kâh sevinç duygularının galeyanı içinde coşkuyla akan ırmak misali yaşıyor insan.

İzmir Radyosu ses sanatçılarından Derya Bedavacı genç kızımız “sevmek için yaratılmış gözler de yaşlar niye” şarkısını enfes bir tad içinde seslendiriyor. Muhteşem bir orkestra büyük ustalıkla enstrümanlarını çalmayı sürdürüyorlar. Adeta gazino da imiş gibi bir tat, hoş bir ruh hali sarıyor insanın içini. Günlerin getirdiği; stres ve karamsarlığın yerini; sevinç ve coşkuya bırakıyor.

Bir başka genç sanatçı, bir delikanlı Mücahit Tüfekçi ‘Batarken ufukta bir akşam güneşi beni bırakıp gitmiştin sevgili’ derken insan eskinin unutulmaz nostalji gölün de buluyor kendini.. Sürüklenip gitmekten kendinizi alamıyorsunuz.

Bu muhteşem Radyo günlerini dinleme izlemenin adeta tiryakisi oldum! Ne olur siz de ruhunuzun ve kalbinizin; sevginin o coşku dolu seli içinde yıkanıp, arınmasına fırsat tanıyın! Göreceksiniz sonunda etrafındaki her şeyden mutlu olmayı başaran bambaşka bir insan olacaksınız.

Yine Derya Bedavacı “ Orhan GENCEBAYIN çok popüler bir eseri “Dert bende derman sende” şarkısını seslendiriyor… İstemem ayrılık boynumu büksün… diyerek devam ediyor şarkıya! Baba Orhan’ın bu büyük olduğu kadar her ruha ve her gönüle ılık bir sıcaklıkla akıp giren; şarkısı yıllar geçse de aynı zevk ve duygu selinde dinlenmesini sürdürecek…

Hayatın dertlerini kederlerini bir yana bırakarak illaki, müzik dinleyin! Hangi türden olursa olsun!

“TRT Müzik”teki 90 dakikalık müzik ziyafetinde; iki sanatçı solo seslendirdiği“Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek, dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek” ve dehalarını seslendiriyorlar. Derken dinleyenleri yıllar öncesinin aşk kokulu, sevda kokulu; hem buğulu ve hem büyülü sevgi günlerine götürüyorlar.

Bir bakıyorsunuz; Burhan Çaçan’la birlikte münübüs içinde yolculuk yapan insanlar bir birinden güzel türküleri sanatçıyla birlikte söylüyorlar. Sanatçı şoför rolünde. Sizin anlayacağınız bu Yeşil Çam Filmlerinden derlenmiş bir türkü ziyafeti..

BÜYÜLÜ BEYAZ YA DA BEYAZ SEVİNÇ!...

Çarşamba öğle sonrası yağan karı dile getirmek istiyorum biraz da! Özellikle boğaz bölgesiyle yüksek yerlere kısa süreli yağan karın insanlarımız da yarattığı sevince ortak olmak, ne güzeldir değil mi?

Nisan yağmuru gibi kısa süreli oldu. Lapa Lapa yağmalı çoluk çocuk kadın erkek karların arasın da bir çocuk masumiyeti ve özgürlüğü içinde kartopu oynamanın tadına varmalılardı.

Hava tüm kirliliklerinden bembeyaz karın zerreleriyle temizlenmeli, yer altı su kaynaklarımız kar sularından nasibini almalıydı. Olsun bu kadarı da güzeldi. Can kaybına neden olmayan küçük kazalara rağmen insanımız bir müddet için olsa da sevinç çığlıklarıyla doğanın bu şahane yağışıyla coştular ya, daha başka ne isteriz ki? Belediyedeki grev anlaşmayla noktalandı. Lefkoşa çöp yığınlarının arasından çekip çıkarıldı.

Ne var ki, biryandan da sessiz sedasız petrol ürünlerine zam geldi. Hükümet edenler yine vatandaşın cebine daldırdı elini! Toplanacak zam gelirlerinin nerelere harcanacağını şimdiden kestirmek zor. Vatandaşın asgari ücrete talim etmesi sürüyor. Lakin hayat pahalılığı her geçen gün insanımızın sırtına bindirilen bir kambur olmaya devam ediyor.

Yönetenler; sağlık ve eğitim başta olmak üzere tüm sorumluluklarını hatırlamalı, halkımıza daha iyi bir sağlık hizmeti; grev ve eylemlerin keşmekeşliği içinde gerekli eğitim ve öğretimi alamayan yavrularımıza ve gençlerimize çağdaş, sağlıklı eğitim imkanı sağlanmalıdır…Yönetenler hiçbir mazeretin arkasına sığınıp, sorumluluklarından kaçamazlar…!
 
Üst