Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
Bugünlerde Türkiye’de gündemi meşgul eden en önemli konu 12 Haziran seçimleri olarak görülüyor. Şiddeti temel alan politikalarıyla PKK ve siyasi sözcüsü BDP ise, güvenlik duygusunu, ülkenin birliğini tehdit eden yapılar olarak seçimleri protesto etmek amacıyla her türlü yolu deniyorlar. Kürt sorununun demokratik yollardan çözümünün önünde en önemli tehdit olarak yer almalarının yanı sıra, dini duyguları sömürerek iç politikadaki dengelerle oynamayı tercih ediyorlar.
PKK’nın son zamanlarda camileri taşladığı, halkın dini açıdan hassas noktalarına dokunduğu, maddi ve manevi zarar vermek için çaba gösterdiği, Türk bayrağı asan ev ve işyerlerine de saldırılar düzenlediği biliniyor. Bizzat BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın ağzından, devletin tayin ettiği imamlar arkasında namaz kılmamaları konusunda halkı uyaran PKK, daha sonra şehir yapılanması KCK aracılığıyla devreye soktuğu sahte imamlar eşliğinde sivil Cuma namazları organize ediyor. Bütün bunlarla da kalmayıp, vaazlarında özellikle teröre ve en başta PKK’ya karşı halkı bilinçlendiren, gençleri sokak eylemlerine katılmamaları, örgütten uzak durmaları konusunda uyaran imamları katlediyor. Geçen yıl Hakkari’de sabah namazı öncesi sırtından kurşunlanarak öldürülen imam Aziz Tan’ın başına gelenler, bu konunun en canlı örneği olarak hafızalarımızda dururken, olaya ilişkin fezlekenin yayınlanmasıyla, PKK’nın şiddetsever yapısı bir kez daha gözler önüne seriliyor.
Hakkari’de mukim imam Aziz Tan’ı sırtından vuran saldırganların terör örgütü PKK ile irtibatlı olduğu gerçeği fezlekede kanıtlanırken, kamuoyunun yoğun tepkisini çeken cinayetin PKK’nın talimatıyla planlı bir şekilde işlendiği, soruşturmada Tan’ın, gençlere güvenlik görevlilerine taş atmamaları hususunda tavsiyede bulunmasının, katledilmesine sebep gösterildiği belirtiliyor.
İmam Aziz Tan’ın öldürülmesiyle ilgili olarak fezlekede adıgeçen örgüt mensuplarının, sadece bu konu ile ilgili olmayıp, BDP binasında yapılan bütün toplantılara iştirak ettikleri, basın açıklamaları ve mitingler sırasında gençlerin nasıl hareket edecekleri, nerelerde olay çıkaracakları konusunda talimat verdikleri bildiriliyor. Tan’ın öldürülmesi ile ilgili şüpheli isimlerin, bazı partilerin il ve ilçe teşkilatları önünde güvenlikten sorumlu polislere el bombası atılması, yapılması planlanan toplumsal eylemler öncesi patlayıcı düzeneği hazırlanması gibi eylemleri de bizzat planladıkları dile getiriliyor.
PKK’nın dini istismar etmek için zaman zaman dine yaklaştığı, zaman zaman da dinden uzaklaştığı dikkate alındığında, Kürtlerin hakkını savunmak şöyle dursun, inançlarına da saygısının olmadığı anlaşılıyor. Bu çağda hala bu tür provokatif eylemlerle, cinayetlerle birilerine gözdağı vermeyi hayal ediyorsa, en büyük yanılgının içinde olduğu düşünülüyor. Örgütün, seçimler öncesindeki protesto eylemleriyle, taraftar kazanmaktan çok kaybettiği, terör çığırtkanlığı yapmakla BDP’yi de parmağında oynatarak oylarının eksilmesine sebep olduğu değerlendiriliyor.
Helin Demir
[email protected]