17 nci yüzyılın ortalarına kadar Türkiye’de kahvenin adı dahi bilinmiyordu. Kahvenin ilk defa İstanbul'’a kullanılmaya başlaması hakkında üç ayrı tarih vardır: 1554, 1555, 1561. Rivayete göre iki Suriyeli ilk kahveyi İstanbul’a getirmiş ve birer kahvehane açmışlardır. Sonradan bunu başka kahvehaneler takip etmiştir.
İlk açılan kahvehaneler İstanbul’da okur yazarların, devrin kibarlarının ve münevverlerinin devam ettiği birer kültür merkezi halindeydi. Buralarda kahve içilir, satranç, tavla oynanır ve sohbet edilirdi. İmparatorluk başkentinin kahvehaneleri adeta birer kulüp halindeydi. Kahvelerin gördüğü bu rağbet, bazı kimseleri itiraza sevk etti. Kahvenin haram olduğu telkine çalışıldı. Ama bu telkinler pek itibar bulmadı. Fakat gene de III. Sultan Murat zamanında bir ara kahvehaneler kapatıldı ve kahve yasağı çıktı. Buna rağmen gözden uzak yerlerde çalışan kahvehaneler, daima müşteri buluyordu. Fakat ulemanın kahve iptilası üzerine, kahvenin helal olduğuna dair fetvalar çıkarılmış ve kahve serbest bırakılmıştır.