Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
İşte O Mektup !
Sevgili Ankara, biliyorum biraz demode artık bu çağda mektup yazmak, neticede artık mail var, sms var, var oğlu var. Ama ben gene de sana mektup yazmak istedim, uzun uzadıya hatırını sormak istedim.
Bildiğiniz gibi sizinle seçimlerden hemen sonra hükümet kurma çalışmaları sırasında görüşmüştük. Allah’ım ne gündü. Parti MYK’sı ile toplantı halindeyiz, telefon çaldı hiç numaraya bakmadan açtım, ilk başta sizin sesinizi almakta epey güçlük çektim. Zira parti toplantısının tam ortasında olduğumdan içerde gürültü çoktu. Bıyıklılar diye bir grup sert muhalefet yapıyordu.
Siz arayınca mahsustan –alo aloo sesiniz gelmiyor, siz kimsiniz?” diye sorunca herkes biranda bana dikkat kesildi. O arada telefonun hoparlörünü açmıştım. Sizde telefonda “alo ben Beşir” deyince ortam da sesiniz biranda yankılanmaz mı! Hemen telefonu aldığım gibi dışarı koştum.
Toplantıya geri döndüğümde içerdeki tartışma sona ermiş herkes kararını vermişti. Zatıalilerinizin sayesinde sabaha kadar sürecek toplantı 10 dakika içinde tartışmasız bitti.
Efendim, hükümetimizi o telefondan hemen sonra kuruverdik. İlk iş olarak TOMA’yı ortadan kaldırdık. Polis terfilerini ise yine her zamanki gibi güzel sözler söyleyip bu seferlikte atlattık.
Seçimlerden önce “ekonomik programı biz yazacağız, hiç olmadı revize edeceğiz” demiştik. Allah’ı var seçim telaşından hiç okuma fırsatımız olmamıştı. Hükümet kurulduktan sonra programın kitapçığını yanıma aldırdım. Her gün üç beş sayfasını okuyorum. Okuyunca anladım ki öyle sanıldığı gibi çokta kötü falan değilmiş.
Şimdi tekrardan yazmakta büyük külfet, en iyisi mi aynısı devam etsin. Sonradan bir iki değişiklik yaparız ve halkada revize ettik deriz. Zaten ülkede gündem çoktan değişti. Bakın koskoca Fatih Terim bile değişti. Değişmeyen bir tek bizim programı kalacak. İlerde oda değişir inşallah.
Efendim, mektubuma burada son verirken zatıalilerinize afiyet, hükümeti aliyeye şükranlarımı sunarım. Kestane kebap acele cevapJ
Cesurca...
Maliye Bakanı Zeren Mungan ADA TV’de oldukça cesur sayılabilecek açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar kolay kolay unutulacak cinsten değil. Ancak Bakan Mungan’ın açıklamaları oldukça gerçekçi ve bu bakımdan da cesurca.
İşte bazı başlıklar;
*Kasa’yı nasıl devir ettiysek öyle aldık.
*2013’te istihdam yok.
*Protokol tartışmaları yersiz.
*Ekonomik işbirliği protokolünde revizyona ihtiyaç yok.
* Yeni yıldan önce maaşlara ve askeri ücrete zam yok.
Özkan YORGANCIOĞLU: Şu mektup konusu da TOMA kadar gündem edecek gibi gözükse de Cuma’dan sonra gündem değişecek gibi. Zira Cuma mübarek gündür.
Zeren MUNGAN: Tamam işte, bugün günün adamı sizsiniz. Hangi gazeteye bakarsanız bakın manşettesiniz.
Serdar DENKTAŞ: Sizin makam arabası garajda tozun toprağın içinde kalmış. Bu arada ilk gün bakanlığın duvarına kendi arabanızla imzanızı da atmışsınız.
Ferdi Sabit SOYER: Geçen gecenin tartışmasız televizyon yıldızı sizdiniz. Anladık ki bu kış beklendiği gibi çetin geçmeyecek. Artık gelecek yazı bekleyeceğiz.
Teberrüken ULUÇAY: Öyle bir bakanlığa oturdunuz ki aşağı tükürseniz sakal yukarı tükürseniz bıyık var. Aman bu bıyık muhabbetini kapatalım da başka şeye çekmesinler sonra.
Ziya EMİR: Medya Etik kurulu ilk olarak sizden başlamış. Demek ki etik kurulunun gözüne girebilecek kadar yol aldınız demek ki.
Sadık GARDİYANOĞLU: Artık iktidarın bile diline düştüğünüze göre doğru yoldasınız. Anladınız mı şimdi ünlü olmak ile olmamak arasındaki farkı.
Hasan TOSUNOĞLU: Bugünlerde cep telefonunuz elinizden düşmüyor. Bu kadar çok telefonda ne konuşuyorsunuz diye merak edenler var.
Çelebi ILIK: Cumhurbaşkanı henüz dönmedi, o yüzden bir şey beklemeyin bu hafta. Hafta başından itibaren mesaiyi başkentte yaparsanız ne ala, yapmazsanız başka bahara.
Mehmet KORTAY: Dün akşam saat 19’du ve siz hala daha makamda çalışıyordunuz. Yakında yatağı döşeği bakanlığa taşırsanız hiş şaşırmayacağız.
Fehim OKTAY: Dün öğlen Merit’te puro keyfinizi görenler hayli kıskanmışlar sizi. İçtiğiniz puro Meksika’ mıydı yoksa Küba mı?
Enver EMİN: Galatasaray’dan Fatih Terim’în gönderilmesinin ardından maç önceleri eczanede bedava dağıttığınız stres haplarını artık bedava dağıtmama kararı almışsınız.
Semavi AŞIK: Ameliyatınız başarı ile tamamlanmış çok şükür. Sizi en kısa zamanda Bandabulya’ya yeniden görmek üzere. Büyük geçmiş olsun.
Ali KANSU: Dün gece Surlar içinden türkü sesleri yükseliyormuş. Sizin mekanda sıla gecesi yapılmış, bu arada hangi ünlü işadamı tüm çiğ köfteleri yedi merak konusu oldu.
Erkan EĞMEZ: Önceki akşam Rum tarafında bir toplantıya davet edilmişsiniz. ABD’nin de dahil olduğu şu günlerde gidişat nereye?
Mehmet HARMANCI: Bakanlık görevi sonrasında artık sosyal medyayı daha düzeli kullanır hale geldiniz. Bakıyoruz da her geçen gün takipçileriniz biraz daha artmakta.
Haşim KİRACIOĞLU: Bu akşam CTP Parti Meclisi toplanıyor. Atamalar koşununda bu akşam nihai karar verilebilir. Telefonunu sakın kapatma şarjını da tamamlamayı unutma.
Münür ÖZTÜRK: Herkes isin istifanızı ani bir karar olarak yorumlasa da oysa siz bir ay öncesinden makam odanızı boşaltıp özel eşyalarınızı almışsınız. Açıklamak düne kısmet oldu.
Abdullah İŞKEY: Gerçek dost arıyormuşsunuz. Bu günlerde gerçek dostu bırakın dost bulmak bile yalnız başına hayli güç. o yüzden etrafınızdaki dostlarınıza iyice sarılın.
Deniz GÜRGÖZE: Meserya Ajans sonunda kendi binasına taşınmış. Çok yakında güle güle oturuna geleceğiz hediyemiz ile birlikte.
Asaf ŞENOL: Sosyal medyaya dün bir hayli yılan ve sürüngen fotoğrafı yüklemişsiniz. Bu günlerde insanlar arasında dolaşan cinsleri de var onları da tek tek fotoğraflasak mı acaba?
GÜNÜN SÖZÜ
“Yıllar boyunca adaletten uzak vatandaşlıklar dağıtıldı, artık vatandaşlık kota dâhilinde verilecek, Yurttaşlık Yasası geçmeden yeni vatandaş yapılmayacak. KKTC’de 5 yıl ikamet ve çalışma şartının ardından beyaz kimlik verilecek, 10 yılsonunda da vatandaşlık verilecek”
İçişleri Bakanı Teberrüken ULUÇAY
BİZİM TEMEL
Temel her gece yatarken başucuna 2 tane bardak koyuyormuş. Biri su dolu diğeri boş. 1 gece 2 gece derken Temel in oda arkadaşı Dursun dayanamayıp sormuş:
- Ula Temel ne ediysin sen her gece her gece bu pardaklarla?
Temel cevap vermiş :
- Akşamları uyandığımda bazen canim su içmek istiyi bazen de istemeyii.
GÜNÜN FOTOGRAF
Hakan AGABABAOĞLU’da sonunda bekarlığa veda etti.
Kendisine ve biricik eşine mutluluklar diliyoruz.