Kadınım Ben
Hiçbir yaratığa benzemem
Tanrının doğaya verdiği en güzel en değerli armağanım
Ne huyum benzer başka bir varlığa ne görüntüm
Bazen çağlayanım zorlu tepelerden aşan
Bazen durgun bir deniz
Sakin limanlarda öylece pırıl pırıl duran
İster kısa ister uzun olsun saçlarım
Her zaman ipeksidir tutabildiğin
Sevgi saçar gözlerim,görebilene
Bazen de çakmak çakmak öfkedir beni üzene
Ağlamam yıkamaktır ruhumu yenilememdir kendimi
Bazen de elimdeki en etkili silahtır
Dudaklarım sevgidir tutkudur sevdiğime
Ama zehir de kusabilir istediğine..
Tarlada da çalışır ellerim büroda da,
Bazen nasırdır tamamı ile,bazen de bakımlı ve ojeli
Çirkinim de yoktur bakmasını bilene
Çiçeğim ben rengarenk çeşit çeşit
Koparmadan koklayabilene
Şarkıyım..
Her çeşit dilde,farklı nağmelerle söylenebilen
Yolum..
Bazen çıkmaz olurum,bazen patika
Yürümesini bilene
Dağım ben..
Zirvelerimde kar eteklerimde sevdiklerimi barındıran
İklimim ben..
Bazen yakıp kavuran,bazen ise soğuktan iliklerine kadar donduran
Güneşim sıcacık aydınlığım bazen,
Ayım,zifiri karanlığı mehtabıyla aydınlatabilen
Kadınım ben..
İhtirasları,kıskançlıkları,arz uları,tutkuları,aşkı sevgiyi
Derinden hissedip yaşayabilen..
Kadınım ben..
Rezil de edebilirim erkeğimi vezir de...
Bazen sultan gibi saraylarda yaşarım,bazen en ıssız adada,
Ya da yıkık bir gecekonduda
Dilim ben..
Suskunluğu da bilirim,bağırıp çağırmayı da hatta en etkili sözler de
bendedir,
Bazen en güzel yalanlar da..
Bazen baş tacımdır erkeğim bazen nefretim,özlemim,zor ya da
kolayulaşabildiğim
Veya kalbime gömdüğüm.
İdareyim ben..
Hem kendimi yönetirim ama doğru ama yanlış,bazen de geleceğimi
Doğayım ben doğurgan,üretken verimli
Kadınım ben,sevmeyi,sevilmeyi herkesten iyi bilen,şükretmesini bilen
Anayım ben yavrusuna ölene dek sahip çıkabilen koruyup kollayan
Onu tek karşılıksız sevebilen
İnsanım en başta ama yine de,
Kadınım ben...
Bu sabah kapımı çaldım
Kapıyı açan kendim
Bir süre kendime baktım
Bu güleç yüz bendim
Oh ne güzel bir sabah
Bugün de yaşıyorum demek
Benden başka yok kimsem
Beni merak edecek
Ah Şu Kadınlar…
Kadınların kendilerine erkek (koca) seçebilecekleri bir erkek mağazası açılmıştır. Mağaza 5 katlıdır. Ve her kat çıkıldıkça, erkeklerin nitelikleri de yükselmektedir. Mağazada sadece tek bir kural geçerlidir Herhangi bir katın kapısından içeri giren kadın, o katta alışveriş yapmak zorundadır ve eğer bir üst kata çıkmak isterse, tekrar aşağı katlara inemez.
Bir gün bir grup kız arkadaş, kendilerine erkek seçmek için mağazaya gider. Ve…
1.Katın kapısında şunlar yazılıdır: “ Bu kattaki erkeklerin çalışacak bir işleri var ve çocukları da severler.” Kızlar yazıları okur ve şöyle derler: “ Eh, hiç yoktan iyidir ama bir de üst kata çıkalım.”
2.Katın kapısında yazılanlar: “ Buradaki erkeklerin iyi bir işleri var, çocukları severler ve son derece yakışıklıdırlar.”
3.Kat: “Buradaki erkeklerin iyi birer işleri var, çocukları severler, son derece yakışıklıdırlar ve ev işlerine yardım ederler.”
4.Kat: “Buradaki erkeklerin işleri iyi, çocukları çok severler, gayet yakışıklı olup, ev işlerine yardım ederler ve ayrıca son derece romantiktirler.”
Kızlar çığlık atmaya başlarlar: “ İnanılmaz, bir üst katta bizi neyin beklediğini bir düşünün!” Ve bir kat daha çıkarlar…
5.Katın kapısında şunlar yazmaktadır: “ Bu kat boştur ve sadece, kadınları memnun etmenin mümkün olmadığını kanıtlamak için konmuştur. Çıkış Soldadır.”
Ah benim örselenmiş,incinmiş karanfilim... Bir sessiz çığlık gibi,kırmızı masum narin... Bu ürkek bu ahu durus söyle neden bu vazgeçiş... Ne oldu ümitlerine bu ne keder,bu iç çekis... Senki özgürlük kadar güzelsin,sevgi kadar özgür... O güzel başını uzat göklere,gül güneslere gül... Kırılma küsme sen yine bir siir yaz... Çok değil inan az kaldı az,bu kadar erken susma biraz bekle,ağlama ağlama gül biraz...
Bir Kadın Çocuktur Aslında. Çocuk gibi davranmayı sever. Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını. Ama aynı zamanda hiçbir kadın çocuk muamelesi de görmek istemez. Söylediği şeyler çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister. Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz... Bir Kadın Güçlüdür Aslında. Bir Kadın Çocuktur Aslında. Çocuk gibi davranmayı sever. Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak okşamalıdır erkek kadını. Ama aynı zamanda hiçbir kadın çocuk muamelesi de görmek istemez. Söylediği şeyler çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını ister. Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz... Bir Kadın Güçlüdür Aslında. Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez. İster ki erkeğin gücü kendisine huzur versin. Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler. Böylece hem daha çok kadın olduğunu hissedecektir hem de erkeğinin ne kadar güce sahip olduğunu görecektir. Ancak kadını gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar... Bir Kadın Sevgidir Aslında. İçinde her zaman olağan üstü bir aşk taşır. Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz. Zor sever ama tam sever. Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir ve birisini ya da birşeyi sevmezse de onu asla sevmesi için zorlayamazsınız. Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz. Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz. Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette. Bunun nedeni ise dizginleyemedikleri "acımak" duygusudur... Bir Kadın Yalnızdır Aslında. Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez. Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz. Yalnızlık onun sığınağıdır. O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir. Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz... Bir Kadın Çılgındır Aslında. Neler yapabileceğini hemcinsleri dahi hayal edemez. Yaratıcılığının sınırı yoktur. Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler. Hoyratça harcamaz yaratıcılığını. Sadece erkeğine saklar. Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir. Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır... Bir Kadın Hayattır Aslında. Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor. Yemek yemek, su içmek bile. Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz? Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız ne yazık ki yaşamıyorsunuz Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez. İster ki erkeğin gücü kendisine huzur versin. Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler. Böylece hem daha çok kadın olduğunu hissedecektir hem de erkeğinin ne kadar güce sahip olduğunu görecektir. Ancak kadını gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar... Bir Kadın Sevgidir Aslında. İçinde her zaman olağan üstü bir aşk taşır. Sevdiklerinden kolay kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz. Zor sever ama tam sever. Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir ve birisini ya da birşeyi sevmezse de onu asla sevmesi için zorlayamazsınız. Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz. Ancak beyninde yer etmemişseniz her an terk edilebilirsiniz. Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette. Bunun nedeni ise dizginleyemedikleri "acımak" duygusudur... Bir Kadın Yalnızdır Aslında. Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez. Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz. Yalnızlık onun sığınağıdır. O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir. Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz... Bir Kadın Çılgındır Aslında. Neler yapabileceğini hemcinsleri dahi hayal edemez. Yaratıcılığının sınırı yoktur. Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler. Hoyratça harcamaz yaratıcılığını. Sadece erkeğine saklar. Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir. Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır... Bir Kadın Hayattır Aslında. Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor. Yemek yemek, su içmek bile. Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz? Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız ne yazık ki yaşamıyorsunuz
_________________
Kadının biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış,
kadın lambayı kumların içinden çıkarmış, ovalamış.
Lambadan cin çıkmış ve,
-'Sadece bir dilek hakkın var, iyi düşün, öyle dile' demiş.
Kadın hiç tereddüt etmeden, cebinden bir harita çıkararak:
-'Bütün dünyada zulmün, savaşın, açlığın bitmesini istiyorum.
Bu haritadaki ülkeleri görüyor musun?
Bu ülkelerin birbiriyle savaşmayı bırakmasını, her yere barışın
gelmesini diliyorum' deyivermiş.
Cin haritaya bakmış ve dehşetle;
Allah aşkına Kadın!? Bu ülkeler binlerce yıldır savaşıyorlar.
Tamam, işimde iyiyim ama o kadar da değil!
Bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Başka bir dilekte bulun? diye bağırmış.
Kadın birkaç dakika düşünmüş ve
'Hayatım boyunca doğru bir erkek bulamadım.
Bilirsin; hem ince düşünceli, hem dürüst, hem karizmatik,
hem eğlenceli biri, sevecen, ilgili ve ömür boyu sadık olacak
bir erkek diliyorum' demiş.
Cin derin derin bir iç çekmiş: -Uzat şu kahrolası haritayı!!!...
Neşesi bulaşıcı olan ..
Bulunduğu ortamı canlandıran ..
Kederini, üzüntüsünü ..
Gözyaşlarıyla süsleyen ..
Kimi zaman hiç paylaşmadan içinde yaşatan ..
Araştırmacı ruha sahip ( benim gibi ),
Değişik merakları olan ..
Bildiklerini paylaşmayı seven ..
Dedikodudan hoşlanmayan ( a haa burası yalan ! ) ..
Elinden her iş gelen ..
On parmağında yirmi marifet olan ..
Evde, işte, her yerde varlığı farkedilen ..
Fakaaat kesinlikle dalına basılmaması gereken ..
Aksi takdirde ..
Olacakların hayal gücünüzü zorlayacağından emin olabilirsiniz ..
Her kadın biraz çılgındır diye eklemek istiyorum ..
Hani biz kadınlarla özdeşleştirilen renk vardır ya ..
MOR ..
İşte o saçlarınızın rengi olsun ..
Gözlerinizdeki ışıltı olsun ..
Kırmızı elbisenizi saklamayın, çıkarın dolaptan ..
Kırmızı rujunuzla harika bir ikili olacak ..
Öyle güzel, özeliz ki ..
Öyle güçlüyüz ki ..
Anneyiz herşeyden önce ..
Şefkat, sevgi dolu yüreklerimiz öyle büyük ki ..
Yeter ki farkedelim ..
Değerimizi önce biz bilelim ..
Başkaları nasılsa görecektir ..
"Soğuk bir Eylül gecesinde,
bir yürek üşüdü..
Kapattı kapılarını..
Artık açması da zor,
tedavisi de zor.."
Ben sana en güzel gülüşümü bıraktım, ıssız, kelimesiz.. Çocuktuk belki, belki yeşermemişti aklım.. Eskitilmemiş bir hikaye bu, benim hafızamda ve hala.. Birbirimize aslı astarı olan sözler veremedik belki, astarı yüzünden pahalıydı belki, kimbilir.. Şimdi buradayım, başım ellerimin arasında yine, çarpıp parçalayacak duvar bulamamışken hala, “şimdi şu kapıdan girse..” diye sayıkladığım geceleri düşünüyorum.. Ne çok bekledim seni ve sen ne çok gelmedin.. Uzun yürüyüşler yapıyordum o zamanlar.. Sen kimbilir nerelerdeyken, karşıma çıkan her insana, “onu gördünüz mü?” diye soramıyordum bile.. Yaslandığım duraklara yazarken adını, her hecesinde düşüşlerim, yine de her hecesine yeniden sevdalanmalarım.. Yaşamadan bitmiyor körolasıca..
Her bahar ısrarla pişman oluşum bu yüzden, bu yüzden eski gülüşlerimi bulamayışım, bu yüzden bu yaralar bereler.. Güvensizliğim, sebepsizliğim, sevemeyişim bu yüzden..
Senin yüzünden...
alıntı
Balıkçıl kuşunun yavrusundan ayırdığı ördeğin çırpınışı.
Balıkçıl gözüne kestirdiği yavru ördeği tek hamlede yuttu, yavrusunu kaptırmamak için uğraşan anne ördeğin çetin mücadelesi iç sızlattı.
belki 4 harf ve tek kelime olsada ne büyük anlamı vardır ANNE sözünün..
bu tüm canlılarda aynı,
sokakta kimi bir köşede bir kedinin yavrusunu koruma telaşı, kimi enkaz altında çıkan cesedin yavrusunu korumak için kendini üstüne siper etmiş bir anne.
can tatlı derler ya, ben şimdiye kadar hiçbiir annenin kendi canını çocuklarından daha önce düşündüğünü görmedim.
hatta kendi canını hiçe saydığını gördümde, kara toprağa yavrusu girdiğinde onu çıkarın beni koyun dediğini gördüm de,bir kedininn,köpeğin yavrusu için inilediğini duydumda..
can tatlı dediğini duymadım..
en büyük fedakarlık bu olsa gerek.
sorgusuz - sualsiz , güzel-çirkin,uslu-yaramaz demeden yavrusunu yüreğine basan, o kızsada küssede ona sırt dönmeyen..
hep düşünmüşümdür.
bir evlat dünyaya getirmek çok kolay gözüksede, ona şekil vermek çok emek istermiş..
olay bir kuru ekmekle düşe kalka büyür değilmiş..
anne sevgisi, kokusu,sıcaklığı olmadan,onun elini sırtında hissetmeden,nefes alamamakmış..
belki sayfalarca yazılsa çizilse bitmez o güzel kelimenin anlamı..
belkide bilmemiz gereken en derin anlamı annelerimiz olmadan,onlarsız bir hiç olduğumuzdur.
ALINTI
Yaşasın! Doya doya yaşasın,
doya doya yaşatsın.
Beyninden değil, yüreğinden
versin. "Olsun varsın!
Paylaşırım." desin.
Bir dostunuz olsun.
Sizi ve benliğinizdekileri
paylaşsın... Dost olsun! Ama...
Gerçek bir dost...
İçimdeki Çocuklayım Bugün
Kendime izin verdim,
İçimdeki çocuklayım bugün ben,
Uyanır uyanmaz, yatağımdan kalkıp
Yaramazlığa başlayacağım
pijamalarımı fırlatıp
odamı, dağınık bırakacağım
yüzümü yıkamadım, saçlarımı da taramadım
Aynalar da içimdeki çocuğu göstersin bana
İçimdeki çocuklayım bugün ben!..
Kahvaltı neymiş?.. çikolata yemek varken...
Masa dağınık kalsın.
Ev işleri, akşama yemek boşveeeerr,salla gitsin...
Ben bu gün çocuk olacağım.
İçimdeki çocuklayım bugün ben!...
........ yok bugün, izinli, izinli
Sokağa fırlayıp top oynayacak,
Pencerelerden kale yapıp, cam kıracağım,
Kimse görmeden kaçacağım
Çimlerde koşup, papatyalardan taç yapacağım
Uçurtma uçurup tellere takacağım,
Acıkınca kocamaaan sandiviç alıp,
Külah külah dondurma yiyeceğim...
Bugün mahallenin delisi olacağım...
Otbüse binip, kendimden küçüklere yer vereceğim...
Luna parka gidip, atlıkarıncaya bineceğim
Gökkuşağında yolculuk edip,
Dünyayı en güzel renklerle boyayıp,
Aynalara girip, doyasıya ,kahkahalar atacağım,
Uçan halıyla, masallar diyarına varacağım,
Bugün çocuğum ben,
İçimdeki çocuğu yaşatacağım,
Hayat, asık yüzlü insanlar, aç kediler çıkarma karşıma!..
Keyfimi kaçırma,
Bir günlükte içimdeki çocuğu sen anla.!..
Dur masal perisi ...dur....ne olur bozma...
Dokunma... düşlerime, hayallerime
Saat on ikiyi vurdu ama...gönderme beni...gönderme...
Bal kabağı dünyama...
Yetmedi yetmedi bir gün daha...
Ne olur birgündaha..!
en güzel zamandır çocukluk en taze zamanıdır insanoğlunun en masum zamanı .... parkların tadınım doyasıya aldığın anlardır...üstü başı kirletmenin haz verdiği gülünç anlardır...düşmelerin ve yaralanmaların acısıyla arsızlığın karıştığı o eşsiz zamanlardır çocukluk....bende çocuk olmak istiyorum inadına !!!!