Kalp Krizlerinden Esintiler

Hüseyin LAPTALI

Onursal Üye
Katılım
13 Ağu 2008
Mesajlar
465
Tepkime puanı
0
Puanları
0
KALP KRİZLERİNDEN ESİNTİLER

OCAK 2001

Sağ göğsümde bir sızı… Evin doktorları ve komşu evin doktorları “Soğuk aldın” dediler.
Dört gün acı çekerek gezdim. Ne de olsa soğuk almıştım. Dördüncü gün akşam dayanamadım.”Ben ölüyorum, atın beni hastaneye…”
Sigorta hastanesi acildeki doktor da benden korktu. “Ne yapıyorsunuz? Bu adam kalp krizi geçiriyor. Atın onu Tıp Fakültesine,” diye ünledi.
Artık düşüncelerimde kendimi seyrediyordum. Az sonra düşüncelerim de gitti. Ben yoktum. Kendimi bulduğumda nereye gidip, nereden geldiğimi de bilemedim.
“Bu gün çarşamba” dediler. Anladım ki bir tam gün ortadan kaybolmuşum. Cennete de gitmemiştim. Acaba neredeydim? Meğer damarlarıma üç tane sten takmışlar.
Tam kendime geldiğimde, artık aslanlar gibiydim. Ha babam de babam çalışmaktan 61 yaşıma geldiğimi o an birden fark ettim. 61 yıllık yaşamım “zırt” diye geçip gitmişti.

OCAK 2011

Yine bir sızı… Derhal tıp fakültesine… “Anjiyo” derken karar “By-pass” dediler.
İnanıyordum doktorlara… “İnanmasan ne olacak tahtakurusu” diye geçti içimden… Gelgelelim, bu defa doktorlar bana güvenmediler. İmza aldılar… Hesapları; “Ya ölürsem…” Kendi tekniklerinden korktular.
Yine de uyuttular.
Gövdem nerede? Düşüncelerim dahi bitti. Yok oldum. Cennete de gitmemiştim. Sırat köprüsünü, cehennemi zaten hiç sevmiyordum.
“Bir ben varım benden içeru” diyerek kendime geldim.
Sağ bacağımdan yarım arşından fazla damar sökmüşler.
Söküm yeri hala belli… Kalbime giden iki damarıma “By-pass” yapmışlar, tıkanan damar bölgelerini devre dışı bırakmışlar.
Ben yine aslan gibiyim… Ne yazık ki bu defa yaralı aslan…

OCAK 2013

Gücümün azaldığını hissettim. Beni bekleyen otobüse koşamadım. Şoför kızdı, basıp gitti. İkinci otobüsü bekledim. Beklerken düşüncelere daldım. Biraz fizikten anlardım. İnce hesap yaptım.
Ocak ayındayız. Havalar soğumuştur. Gövdem soğuktan büzüşmüştür. Elbette damarlarım da büzüşmüştür. Kalbim aslan gibi olsa da, gücü yetmemekte… Gövdemde dolaşan kan sıvısını iyice pompalasa da gövdemin son uçlarına ulaştıramamaktadır. Kan rahat tur yapamamaktadır.
Pantolonu çemredim. Çorapların konçları baldırımda iz yapmış. Demek ki ayaklarıma inen kan geri dönemiyordu. Kan kısa devre yapıyor, kalp baskı altında zorlanıyor, garibim kalp hasıl olan tazyike dayanamıyor, kriz geçiriyor.
Bu sıralarda gazetelerde ajanslarda haberler kötü… Mehmet Ali Birant gibi birçok meşhur, kalp krizinden Abbas yolcu, ölüp duruyor.
“Yaşasın fizik bilincim” dedim. Düşüncelerime bir “Hımmmm” çektim. Yeniden hemen doktorlara koştum. Dr. hemen “Anjiyo” dedi. “Yap” dedim. “Kalp kapakçığı değişecek, biri de tamir olacak” dedi. “Değiş, tamir et” dedim. Çok para istedi. Sigortam devede kulak, bir boka yaramıyordu.
Ben ölümden değil, doktorlar benim ölmemden korktular. Yine kağıt imzalattılar.
Şimdi 54 gün oldu. Ben yavaş adam oldum. “4-5 ay içinde gün güne hızlanacaksın,” dediler. “Aslan gibisin maşallah” diye bir de yağ çektiler.

VE DOSTLARIM:

Meğer onlarca değil binlercesi, ne de çok dostlarım, akrabalarım varmış, bunu anladım. Taa Londra’dan, Kıbrıs’tan aradılar yeğenlerim.
İTÜ İnş. Fak. 1964, 104 can, meğer Antalya’daymışlar, aradılar. Varolsunlar, sağ olsunlar… Partiler, dernekler aradılar. Birden “Ne aranan adammışım” diye sevinç geçti içimden. Bilerek arayan, bilmeyerek arayamayan akraba ve dostlarımla gurur duydum. Dostlara tavsiyem;
“Soğuklar hızlanınca, mesela Ocak ayı başlarında kalplerinizi her zaman her sene kardiyolog doktorlara kontrol ettiriniz. Bu bir emirdir.


Hoşça kalınız
Hüseyin LAPTALI
 
Üst