Kamu Yararı Mı ?

Alihan Pehlivan

Onursal Üye
Katılım
28 Eki 2010
Mesajlar
526
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kamu Yararı Mı ?

Sıkışan ekonomik yapıda Anavatan Türkiye’nin sağladığı kredi ve yatırımlar ile bir nebze olsun nefes alabilirken şişen kamu maliyesinin önüne nasıl geçilebileceği veya her ay sonu sıkışmadan nasıl karşılanabileceği noktasında tek bir somut adım bile atılmaz iken elime bir bakanlar kurulu kararı geçti.

Geçiş Hükümetinin Başbakanı Dr. Sibel Siber tarafından imzalanan bakanlar kurulu kararı ile Kalecik’te yapılması planlanan ve her türlü ön izni alınmış petrol depolama tesisleri “kamu yararı taşımadığı” gerekçesi ile “iptal” edilmiş.

Devletin her ay sonu kamu çalışanlarını ödemek için kasasından 160 milyon Türk lirası gibi bir para çıkarken ve devletin gelirleri üç aşağı beş yukarı belli iken, yeni gelir getirecek bir projeyi, elimizin tersi ile biranda itebiliyoruz. Kayıp ise milyon dolarlarla ifade ediliyor.

Rixoh Energy’in Kıbrıs Koordinatörü Erhan Arıkan ile dün buluşup iptal olan projeyi konuştuk.1 yıllık kayıp ise şimdiden 1 Milyon Amerikan Dolarını geçmiş durumda.

Geçiş hükümetinin “kamu yararı taşımadığı” gerekçesi ile iptal ettiği projeden bazı rakamlar verelim;
1. Projenin hayata geçmesi için 300.000 000 Euroluk yatırım,

2.
Bir Yılda dolum-boşalım için en az 63.426.000 Amerikan doları devlete ödenecek,

3.
300 kişi istihdam edilecek,

4.
Sigorta ve ihtiyat sandığı ve gelir vergileri ile aylık 1.000 000 TL ödeme alacak devlet,

5.
Her yıl Akdeniz’de dolaşan 16 bin civarındaki gemilerin en az %10 u bu tesise uğrasa en az bir 60 milyon dolar civarı bir ciro daha

6.
Kılavuz kaptanlık ve navlun ücretlerinden ekstra gelirler,

7.
Rıhtım harçları, çevre koruma dairesinin aldığı para, gümrüklerin alacağı paralar, ek mesai için gümrük çalışanlarına ödenecek paralar,

8.
Devletin alacağı diğer vergiler

Şimdi bu kadar büyük paraların olduğu ve dünyanın bir çok yerinde gayet başarılı bir şekilde uygulanan bir projeyi biz “kamu yararı taşımıyor” diye iptal edebiliyoruz.

Çünkü bizi şuan yönetenler ülkede gelirlerin artması için şapkadan tavşan çıkarmayı düşünüyorlar her halde.

Ha şimdi çevreye ve doğaya zararı ile yaptıkları ayıbı ört-bas etmek isteyeceklerdir mutlaka. Çünkü bunu yapan sadece tek bizmişiz gibi bir algı yaratıldı.

Türkiye yapıyor, Kıbrıs Rum Kesimi yapıyor, Malta yapıyor, Sicilya Yapıyor ve bu işten çok affedersiniz ama eşek yükü ile para kaldırıyorlar biz ise karşı çıkıyoruz. NEDEN?

Bir kere şuan ki sistem her geçen gün denizlerimizi ve kıyılarımızı kirletiyor. Bu tartışmasız bir gerçek. Çünkü dünyada geri kalmış birkaç ülkenin uyguladığı deniz altından boru ile boşaltma artık çağın çok gerisinde. Doğrusu olan deniz üstümden kurulacak bir rıhtımla boşaltma işinin deniz üstünden yapılmasıdır.

Rixoh Energy şirketi tüm bu hizmetleri kendi başına yapmayı tahadüt etmiş, tüm ön izinlerini almış, cevre ve doğal kaynaklarla ilgili izinler tüm izinler alınmış ama gelin görün ki birileri çıkıp “kamu yararı taşımıyor” diye karar vermiş.

Allahın adını aldım, lütfen biri çıkıp “kamunun neresine yarar sağlamadığını” açıklasın bana. Yoksa gerçekten ön yargılar oluşacak kafamda, bu işi iptal edenler hakkında.

Bugün 6 Kasım

Dünyanın sayılı faciaları vardır, Çernobil faciası, Hiroşima faciası, 19 Ağustos Marmara faciası gibi. Birde tarihte Kadıköy’de 6 Kasım’da meydana gelen bir facia cardır ki unutmak mümkün değildir.

İnsanoğlu var olduğu sürece bu faciaları hep hatırlayacaktır. İşte bugünde 6 Kasım’dır ve Kadıköy’deki o facianın yıl dönümüdür.

Peki, kimler etkilenmiştir bu faciadan bugün, Başta Cumhurbaşkanımız Dr. Derviş Eroğlu, UBP genel başkanı Özgürgün, LTB başkanı Fellahoğlu, Bakan Kaşif, iş adamı Eziç, Amigo Cimbom Hasan…

Basınımızdan da etkilenen olmuştur elbet, şovmen doktor, TV spikeri Ali Kişmir, gazeteci Cenk Mutluyakalı, Danışman Burhan Canbaz, Genç TV’nin Birinci’leri…

Hepside mağdurdur çünkü bugün 6 Kasım’dır. Ve 10 Kasım’a sayılı günler kalmıştır. Sevgili dostlarım bu acı günde acınızı paylaşıyorum. Umarım rabbim size daha büyük acılar göstermez. Maazallah hafta sonu maç var, üstelik aylardan Kasım ve ayın 10. Günü.

Ahmet KAŞİF: Dün akşam kendi köyünüzde ve bir başka köyde daha DP örgütü kurmuşsunuz. Gazimağusa’da DP örgütünün olmadığı köy böylelikle kalmamış.

Kudret ÖZERSAY: Seçim öncesi her gün birileri sizin harekete katılıyordu. Seçimlerle birlikte katılımlar durdu galiba. Çünkü eskisi gibi katılım haberlerini duyamıyoruz.

Cenk MUTLUYAKALI: Az sabredin yılın bitmesine daha 54 gün daha kaldı. Biraz daha özür dilerseniz bu yıl özür dileme rekorunu kırmış olacaksınız. Nazar, nazar…

Dr. Fahri KARAGÖZLÜ: Biz sizi emekli olup deniz kenarında balık tutuyor sanmıştık. Meğerse yeni açılan bir hastanede yeniden göreve başlamışsınız.

Ali KANSU: Çiğ köfte partileri kışın gelmesi ile birlikte daha bir başka olacak her halde. Bu arada her ay değişik misafirleri ağırlıyormuşsunuz sizin mekanda.

İsmail ARTER: Gazimağusa Belediye başkanlığı için hiç ummadığınız bir yerden teklif gelebilir. Küçük dillinizi yutmayın diye biz şimdiden söyleyelim istedik.

Afet ÖZCAFER: İstanbul’daki ünlü bir AVM’yi sabahtan akşama kadar gezip bütün kış boyunca giyeceklerinizi tedarik etmişsiniz. Hayırdır bu kadar çok elbiseyi ne diye aldınız?

Metin GÜLTEKİN: Tavşanları biriktirmeye başlamışsınız, Kışın ortası gibi Gazimağusa’da geleneksel tavşan partisini bir kez daha yapacaksınız anlaşılan.

Akay CEMAL: Yıllar önce memuriyeti değil de gazeteciliği seçtiğiniz için zaman zaman pişman olduğunuzu duymak bizi üsse de asıl duyması gerekenler maalesef yine duymadı.

Ahmet TOLGAY: Büyük ustanın arkasında çok şey söylenecek ama sistemin çöktüğünü kimse gene konuşmayacak anlaşılan. Bu kıskançlık deli etti bizi.

Ziba KİRAZ: Rahmetli Bilbay Eminoğlu’nun adının Samanbahçe’de bir sokağa verilmesi fikrini inanın hiçbir gazeteci bile aklına getirememiş iken siz bu konuda fikir anası oldunuz.

Kadri FELLAHOĞLU: Vakit kaybetmeden Samanbahçe’de bir sokağa Bilbay Eminoğlu’nun adını verirseniz hem o’nu yaşatmış olursunuz hem de içimizdeki acıyı bir nebze olsa dindirmiş olursunuz.

Dr. Erkut AŞICIOĞLU: Hep siz hastaları iyi edecek değilsiniz ya, bu kez de siz hasta olmuşsunuz. Allah’tan çok çabuk toparlamışsınız.

Mustafa AKÇABA: Hafta sonu derbi günü yaklaştıkça sizi daha agresif görmeye başladık. Neyse Allahtan duruma alışıksınız bir hafta sonra geçer.

Ali KİŞMİR: Hafta sonu oynanacak derbi öncesi kendinizi Lefke’de dergaha kapatma kararı almışsınız. Bizce bir mahsuru yok hatta gitmişken bir iki ay bile kalabilirsiniz orada.

Atınç KESKİN: Bu kadar stres yapmayın lütfen, 6’tı Üstü bir maç oynanacak. Savaşa hazırlanırmış gibi hazırlık yapmanıza da gerek yok. Merak etmeyin kimse kapınıza dayanmaz maçtan sonra.

Yurgaül BEYOĞLU: Bugün sabah saatlerinde Kırgızistan’a gidiyor olacaksınız. Gelirken bize bir şişe kımız getirmezseniz sakın gazeteye geri döneyim demeyin.İyi yolculuklar..

Gökhan GÜLER: Onca hafta diyetisyene git, onca spor okulunda çalış, o kadar kilo ver ve hepsini bir hafta da geri al. Stres yapıp kendinizi yeme içmeye vermişsiniz. Rahat olun, hiç acımayacak ki.

GÜNÜN SÖZÜ
AK Partinin bizim politikalarımız ile örtüşen Kıbrıs politikasını desteklemek, Ak Parti’nin Kıbrıs temsilcisi olmaksa, bu beni üzmez”
İkinci cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat

BİZİM TEMEL
Temel bir gün fırına girer ve
- Ula uşagum haçan şurdan bana 49 tane ekmek ver daa der.
Fırıncı:
- Temel gel şunu 50 yapıp düz hesap yapalım der.
Temel:
- Haçan uşağum o kadar ekmeği kim yiyecak da.


GÜNÜN FOTOGRAFI
Mehmet ÇAKICI-Zorlu TÖRE
u92hv.jpg

 
Üst