Cevap: Kayıp Otobüs 11 Kıbrıs Şehidi'nin Öyküsü (Belgesel)
Ödeşmek, en güzel helalleşmektir....ve ödeşmenin de günü gelir....
Ammaaaa...Biz Türkler, o kadar asil bir milletiz ki, ve bu asilliğimizi savaşta da gösterdiğimizi, Çanakkaledeki düşmanlarımız bile bilir....
Çünkü biz, düşman siperlerine "su" atacak kadar ve düşmanın yaralı askerini, ölmek pahasına,kendi siperlerine götürecek kadar, asil bir milletin evlatlarıyız....
1974 harekatına katılmış ve o harekatta asker olarak çarpışmış bir büyüğümden duyduğum bir hatırayı anlatayım....
""2.harekat sırasında, mehmetçikler, bütün Türk köylerini ve kasabalarını işgalden ve zulümden kurtarırken,akdenizin o şirin adasında ve 1571'den beri, dedelerinden miras kalan o topraklarda ilerlerken, bir Türk köyünün hemen kenarındaki karayoluna pusu atarlar....
Jetlerimiz, yeri göğü yararak geçmekte ve dağ taş yanarak,şirin yavru vatanımızın üzerine bir sis gibi çökmektedir....Çok geçmeden sivil bir araç görünür....Araç, son hızla yaklaşmaktadır....Mehmetçiğin kurduğu barikatı ve cesaretle yola atılışını gören sivil araçtakiler,arabayı bir kaç yalpalamadan sonra,terkedip kaçmak isterler....Fakat mehmetçik öyle bir pusu atmıştır ki,kaçamazlar....Elleri havada teslim olurlar....Türk birliğinin komutanı, aracın ruhsatına baktığında,o aracın sivil bir rum ailesine ait olduğunu ve bu kaçan şahısların da,o ailenin kıyafetlerini giyerek kaçan, rum milli muhafız ordusuna ait şahıslar olduğunu anlar....Teslim olanların komutanı olan kişi(ingilizce) biz siviliz diye ağlamaya başlar...Çünkü kendileri, teslim olan sivilleri bile acımadan katleden rmmo tayfasıdır....
Türk birliğinin komutanı,ruhsattan sonra aracın aranmasını emreder ve etrafın emniyetini aldırır....Aracın bagajından çıkan makineli tüfekler ve daha kullanılamamış taarruz bombaları her şeyi ortaya çıkarır....Evet bunlar rmmo'dur ama bu sivil aracı nerden bulmuşlardır diye düşünür mehmetçikler....Rmmo tayfası korkudan ve susuzluktan o kadar bitmiş bir haldelerdir ki,hepsi çöktükleri yerde hıçkıra hıçkıra ağlamaktadırlar....Aralarındaki rmmo komutanı,Türk birliğinin komutanına (ingilizce) su diye yalvarır....Türk ordusunun esirlere iyi davranması,atalarından miras kaldığı için,komutan mataraya davranır ama matarada su yoktur....Komutanının tavrını anlayan mehmetçiklerden bir tanesi matarasındaki suyu koşarak getirir ve buyrun komutanım verin der....Mehmetçiğin matarasındaki suyu,diğer rmmo'larla paylaşmadan bitiren rmmo komutanı, tekrar ağlamaya başlar....Türk birliğinin komutanı ona (ingilizce)ağlamamasını ve esir olduklarını bildirir...ama o ağlamaya devam eder....diz çökmüş vaziyette ağlarken,elleri de titremektedir....Tam,mehmetçikler bu vaziyete gülerken,rmmo tayfasının ve komutanının ağlama sebebi belli olur....
Türk askerinin pusu attığı karayolunun, hemen yanındaki makilik alandan,mehmetçiklere doğru,ellerinde çantaları ve bavullarıyla yarı çıplak bir rum ailesi koşmaktadır....Bunlar orta yaşlı bir baba, bir anne ve 18-19 yaşlarında üç evlattan oluşan beş kişilik bir rum ailesidir....Rum baba elindeki bavulu kenara fırlatarak ve ellerini kaldırarak,mehmetçiğin yanına doğru koşar....Bunlar,bir kaç km ötede Türklerle beraber yaşayan bir rum ailesidir...Aile babası rmmo tayfasına rumca bağırıp çağırmaya başlar...Olayı, "Türk'çe konuşarak ayırmaya çalışan mehmetçiğe bakar ve sarılır....
Ve Türk birliğinin komutanına dönerek, hem de Türkçe olarak şunları söyler....
"Biz akrabalarımızın köyüne kaçıyorduk"
"Bunlar da sizden kaçıyormuş"
"Bu araba benim arabam"