Kendi Kapımızın Önünü Süpürmek

İsmet Kotak

Onursal Üye
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kendi Kapımızın Önünü Süpürmek

Size Pazartesi sabahı ulaşıyoruz ama bizler,köşe yazarları olarak Pazar gün bilgisayarın önüne geçeriz.Buna bakarak Türkiye’deki seçim sonuçları üzerinde bir gün sonra değerlendirme yapma olanağına sahibiz.Onun için kendi iç konularımızı elleyerek günü değerlendirmek isterim.Yani “Kendi kapımızın önünü süpürelim” diyorum.

İki konu gündemime düştü.Birincisi Kudret Özersay’ın Kıbrıs görüşmeleri konusundaki çok ciddi sonuçlar doğuracak açıklaması;ikincisi de sık sık yazdığım “Betting Ofisler” konusunda gazeteci arkadaşımız Selda İçer’in başarılı araştırması.


& & &

Kıbrıs görüşmelerinde Cumhurbaşkanlığı Özel Temsilciliği yapmakta olan Kudret Özersay, Kıbrıs görüşmelerinin, yöntemler ve ortaya konan modeller açısından artık "tüketilmiş" durumda olduğunu belirtti ve "Önemli olan bu noktadan sonra siyasi irade ve liderlik ortaya koymaktır. Eğer bir siyasi irade varsa ve çözüm bulunacaksa 3 aydan daha uzun süreye ihtiyaç yoktur" dedi.Özersay ABD ziyareti sonunda Anadolu Ajansına çarpıcı açıklamalar yaptı.Bu açıklamaların bir bölümü KKTC’ye yansıdı ve şok etkisi yarattı.

1. Özersay, Denktaş ,Talat ve şimdi de Eroğlu'nun Özel Temsilcisi olarak görev yapmaktadır.ABD'yi ziyaretinin çok önem taşıdığını ifade eden Özersay, Cenevre'de 7 Temmuz'da yapılacak üçlü zirvede bir tür yol haritasının çıkması ve ondan sonra atılacak adımların belirlenmesi ve gerçek anlamda bir "al-ver"in yapılıp, bu sürecin artık tamamlanması gerektiği yönünde mesajlar aldığını belirtti.


2. Özersay, Kıbrıs Rum yönetiminin şu anda, ya kapsamlı çözüme ve Kıbrıslı Türklere sıcak bakmayan, uzlaşıya yakın olmayan, Kıbrıslı Türklere bir şey vermeden, sadece almak isteyen bir duruş içindeki merkez sağ küçük partilerle ya da seçimlerden birinci parti olarak çıkan ve kapsamlı çözüm çerçevesi içinde kalmaya çalışan, Annan planını destekleyen ve müzakerelere genel olarak destek verdiği bilinen Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ) ile birlikte hareket etme noktasında bir yol ayrımıyla karşı karşıya olduğunu dile getirdi.


3. Özersay, kırk yıllık geçmişi olan görüşmeler için "Kıbrıs müzakereleri tükenmiş durumdadır ve bütün herkeste bir tükenmişlik hissi sözkonusudur" dedi.Tüm bu enstrümanları elinde tutan bir tarafa, uzlaşmacı ve karşılıklı olarak tavizin yer alacağı bir çözümü kabul ettirmenin son derece güç olduğunu kaydeden Özersay, müzakere süreci içindeki bu dengesizliğin, sürecin başarıyla sonuçlanmasının önündeki en önemli engellerden biri olduğunu ve bu sıkıntının aşılmasında uluslararası aktörlerin yardımcı olması gerektiğini belirtti.


4. Süreci başarıya götürecek unsurların bir tanesinin de halka doğru mesajı vermek olduğunu, ancak Rum tarafının bunu yapmadığını söyleyen Özersay, örneğin Güney Kıbrıs Rum kesiminde son zamanlarda yapılan tartışmalarda, "Kıbrıs Rum tarafı iki bölgeli, iki toplumlu federal çözümü kabul etmekle en büyük tavizi vermiştir" şeklinde söylemlerin kullanılmasını eleştirerek, bunun insanları olumsuz yönde teşvik eden ve çözüm sürecine zarar veren bir yaklaşım olduğunu kaydetti.


5. Özersay, Rum tarafında, "Kıbrıs Türk tarafının empoze çözüm istediği" şeklinde bir yanlış algılamanın olduğunu da belirterek, empoze bir çözüme kesinlikle karşı olduklarını vurguladı.Kıbrıs Türk tarafı'nın, adadaki iki taraf dışında başka hiç kimsenin çözümün nasıl olacağını dikte etmesini istemediğinin altını çizen Özersay, "Zaten bu yüzden Kıbrıs Türk tarafı, hem New York hem de Cenevre'deki üçlü zirvede, 'eğer çok taraflı toplantıya gidersek bu toplantıda hakemlik olmamasını kabul etmeye hazırız' önerisini yaptı. Biz eğer başkalarının bize çözüm dikte etmesini isteseydik, hakemlik olmasını isteyebilirdik. Kıbrıs Türk tarafı, kim olursa olsun başkalarının çözüm bulması fikrini desteklememiştir ve desteklemez" diye konuştu.Bunun izolasyon altında olup olmamaktan öte bir anlam taşıdığını ve bir kimlik meselesi olduğunu kaydeden Özersay, "Kıbrıslı Türkler çok net biçimde kendi statülerinin ve kimliklerinin kabul edilmesini istiyorlar ve bunun için de hiçbir biçimde bu kimliğin başkaları tarafından belirlenmesini kabul etmiyorlar ve etmeyecekler. Ama bu süreç devam ettiği müddetçe bu kimliksizlik, Kıbrıslı Türkleri çok hassas ve kırılgan bir noktaya koyuyor. Rumların bunu anlaması gerekir" diye konuştu.


İşte KKTC Cumhurbaşkanlığı temsilcisinin ABD temasları sonunda yaptığı açıklama. Sayın Özersay’la bir süre önce birlikte olduk.O gün de sıkıntısını dile getirmişti. Anladığım kadarıyla “Kıbrıs sorununun dipsiz kiler,boş ambar” olduğunu gördü ve yakasını sıyırmak istemektedir.Çünkü Rum ve Yunanlının anlaşmaya yanaşacağına dair ufukta kanıt yok.


& & &

BETTING OFİSLER


Gazeteci-Yazar dostumuz Selda İçer, özveri isteyen bir gazetecilik örneği daha verdi.Ülkemizi kanser gibi kemiren en büyük hastalıklardan biri olan “Betting Ofisleri” masaya yatırdı.Gençlerle konuştu.Ortaya olaylar ve sayılar koydu.Bunu “Havadis” gazetesinde veya Internetteki sayfasında okursunuz.Son derece çarpıcı yönler ortaya döküldü.

Yasanın çıkmaması için, değerli dost Salih Coşar’la birlikte savaştık.Daha sonra da karşı çıktığım “Betting Ofisler” hakkında da bu köşede sürekli yazı yazdığım açıktır.Ülkeye yayılan,kentteki köşe başlarını tutan,alın teriyle para kazanan işçinin,emekçinin,öğrencilerin kanını kemiren bu kumar illetinden kurtulmamız gerek dediğimiz hâlde, kimler kimler ne gerekçeler uyduruyorlar.Gençliği kumarla yıkıyorlar,ama oradan sağlanan paranın küçük miktarlarını alarak spor yapıyorlarmış. Bu, gençliğe uyuşturucu satarak, onlara spor sahası yapmaya benziyor…


Selda İçer’i kurtlarım.Temenni edelim ki Meclis ve Hükümet de artık kangren olmuş bu yaraya parmak basar.Casinolar nenize yetmez?Kapatınız şu Betting Ofisleri,kentlerimizi ve büyük köylerimizi kirletmeyiniz. Gençliğin soyulmasına göz yummayınız. Aleni olarak çalışan pislik yuvası gece kulüpleri zaten ülkemizi yeterince kirletiyor. Bari Betting Ofis pisliğinden kurtulalım. Kimden korkuyorsunuz?
 
Üst