Kendini TÜRK Sayan Gora Halkı

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Kendini TÜRK Sayan Gora Halkı
--------------------------------------------------------------------------------
Gora; Dragaş Belediyesi ve 20 köyle birlikte Kosova’nın güneyinde yer alan bu bölge köylerinin 2’si daha Makedonya sınırları içerisinde, 10’u da Kuks Belediyesiyle birlikte Arnavutluk sınırları içerisinde bulunuyor. İhmallere ve terkedilmişliğe itilen bu yöre ve halkı son yüzyıl içerisinde sürekli fakirlik, ekonomik sıkıntılar ve göçle yüzleşti. Resmi olmayan verilere göre nüfusu yaklaşık 18.000 olan bu bölgede günümüzde yaklaşık 7 bin ile 8 bin arasında kişi yaşıyor. Bölgedeki köylerin en büyükleri Restelica, Brod, Mlika, Baçka, Dikance ve Vranişte neredeyse bomboş. Savaştan sonra iki binin üzerinde kişi daha iş bulabilmek için buraları terk etti.
Onlar kimin vatandaşı

Onlar Kosova sınırları içerisinde yaşamaları ve Kosova vatandaşları olmalarına rağmen, bu durum her geçen gün rengini değiştirmeye devam ediyor. Savaştan sonra Gora’da peynir ekmek gibi Makedon ve Bulgaristan pasaportları dağıtılıyor. Romanya pasaportlarının da dağıtılmaya başlanacağı haberi bölgede en son konuşulan konulardan bir diğeri. Makedon pasaportlarına gelince, bu ülkenin pasaportuna sahip olabilmek için (İsim ile soyadı kısmının yanı başında “po poteklo Makedonec” - Makedon asıllı ve uzun zamandır Kosova’da yaşadığının belgelendiği) Makedonya İçişleri Bakanlığı formunun doldurulması yeterli. Söz konusu formların yöredeki dağıtımını Makedonya İslam Birliği üstlenirken; bu girişim Dragaş Belediyesi, UNMIK, KFOR temsilcileri ile siyasi liderlerin sert tepkilerine maruz kalmasına rağmen hala devam ediyor.
GORA halkı kendini hep Türk bildi, kendini öyle bildirdi
“1389 – 1876 yılları arasındaki dönemde ve Osmanlı belgelerindeki kayıtlara göre bu bölgede yaşayan Goralıların kendilerini Türk olarak bildirmişlerdir” diyen Maznikar, Osmanlı yönetiminin ayrılışı ardından 1971 yılına kadar ister Sırp-Hırvat-Sloven Krallığında, ister de Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyetinde ve bu dönemlerin kayıtlarında Goralılar kendilerini Türk olarak bildirdiğini ifade ediyor. Birçok askeri ve doğum kayıt belgesi de bu halkın kendilerini Türk olarak bildirdiklerini kanıtlamakta. İkinci dünya savaşı sonra sonrası 1971 yılında baskı ve asimilasyon girişimleri sonucu Gora bölgesinden Türkiye’ye göçlerin yine ivme kazandığını kaydeden Maznikar, 1971’de Gora’dan 5000 kişilik bir gurubun daha Türkiye’ye yerleştiğini anlatıyor. “Osmanlı arşivlerinde Gora bölgesinde yaşayan halkın Türk olduğu ve Osmanlı’dan önce buraya yerleşen Türk kavimlerinden oldukları vurgulanmaktadır. Osmanlının ayrılışı ardından bura halkına yönelik Pan- Slavcılık ve asimilasyon hareketleri başlatılmış, direnenler ya öldürülmüş, yada göçe zorlanmışlardır. Bu asimilasyon hala günümüzde de açık olmasa bile dolaylı bir şekilde sürmektedir” diyen Maznikar, “Sizce Çanakkale savaşında, Plevle muharebesinde şehit düşen onlarca Goralı kendini nasıl hissetmiş olabilir ki, bura savaşlarda yaşamalarını feda edebilsin” diye soruyor.
(Plevle muharebesinde Bord köyünden 94 kişi şehit düşmüş, sadece iki kişi, Raif Maslar ve Demir Kalinka sağ olarak köylerine dönebilmiştir. Çanakkale savaşında bu yöreden şehit düşenlerin sayısı 460’tır.)
Tarihi belgeler ve araştırmalar Goralılar hakkında ne diyor
10. ve 12. yüzyıllarda Kuzey Çin’deki Kuman ve Kıpçak ailelerinden gelen ve Balkanlara kuzeyden inen Pomak, Torbeş ve Goralılarla ilgili arşivlerdeki belgelere göre; ataları çok güçlü savaşçılar olan Kuman Türkleri, soydaş Hun, Avar ve Bulgar gibi Türk boylarının yolunu izleyerek ilk olarak Karadeniz’in kuzeyine yerleşmişlerdir. Karpat Dağları, Orta Avrupa ve Balkanlara ilerleyerek, Romanya, Bulgaristan ve Makedonya’ya yerleşirler ve yerleştikleri bölgelerin adlarını ve adlandırmalarını olduğu gibi benimserler. 1078 yılında Kuman Türkleri, Tuna ırmağının güney vadilerine daha önce yerleşen Peçenek Türkleriyle birlikte Bizans’a saldırır ve bir süre Edirne’yi muhasara altına alırlar. Kuman ve Peçenek Türkleri 1078 yılında Tuna ve Sava ırmaklarının güneyinde kurdukları federasyon 1091 yılına kadar sürer. Bu federasyonu bir tehlike olarak gören Bizans, bu kavimleri birbirine düşürerek, Macarların yardımıyla Bulgar Türklerini, Peçenek Türklerinin desteğiyle Macarları imha etti. Aynı taktiği kullanarak 1091 Lebunion savaşında para karşılığında kendine bağladığı Kuman Türklerini Peçenek Türklerine karşı kullandı. Böylece kurulan Kuman-Peçenek federasyonu bozuldu. 1154 yılına kadar Kumanların bir kısmı Kosova, Yeni Pazar ve Bosna’ya yerleşirken, bir kısmı da kuzeye dönerek bugünkü Romanya, Avusturya, Macaristan ve Çekoslovakya topraklarına göç ettiler. Kosova’nın güneyindeki Gora bölgesinde bulunan Mlika köyüne yerleşenler Balkanların ilk ve en eski camiini inşa ederler. Cami kitabesinde “1090 yılında bu camiyi Ahmet Ağa inşa ederken, onarımı da 1128 yılında tamamlanmıştır” yazılıdır. Söz konusu kitabe İslam’ın buraya Osmanlıdan önce geldiğini bir daha kanıtlamaktadır. Ayrıca burada bir hususa daha değinmek önemlidir. Tüm bu süreçte Kuman ve Peçenekler Balkanlara kuzeyden inerken aralarında İslam’ı benimseyenler de vardır. Aralarında tesettürlü kadınlar olduğu gibi, yüzleri örtülü, yakışıklı, cesur ve savaşçı Kuman ve Peçenek Türkleri vardır. O yüzden Osmanlı orduları Balkanlara çıkarken, 1389 Kosova Muharebesinden önce diğer yerlerde olduğu gibi Gora’da da İslam’ı benimsemiş, dillerinde ve yaşam tarzlarında orta Asya’daki eski Türk kültürüne özgü özellikleri yitirmeyen insanları bulmuşlardır. Osmanlıların Balkanlarda hızlı bir şekilde ilerlemesinin önemli bir faktörü de burada buldukları ve onlara yardımcı olup yol gösteren, Osmanlı saflarına geçen Kumanlar, Pomak, Peçenekler; yada Balkanlar’da bugünkü adlarıyla Torbeşler, Goralılar ve Boşnaklar olmuştur.
 
Üst