Kıbrıs Barış Harekatı

DELİKURT

Dost Üyeler
Katılım
12 Haz 2008
Mesajlar
1,103
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Turan

Kıbrıs Barış Harekatı

1968’de başlayan toplumlararası görüşmelerden altı yıl boyunca hiçbir olumlu sonuç alınamadı. Bu sürede Türkiye federal devlet politikasında değişiklik yaparak bölge muhtariyeti esasına dayalı “üniter devlet sistemi”ne kaydı.

1974 CHP-MSP koalisyonu fonksiyonel federatif sistem tezini benimsemişti. Bu sistemde toprak paylaşılması söz konusu değildir. Tek devlet içinde görev ve yetkilerin iki toplum arasında paylaşılması esastır.

Yunan hükümeti, Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakı yolunda Makarios’u engel görüyordu. 15 Temmuz 1974’de Nikos Sampson bir darbe ile Kıbrıs Elen Cumhuriyetini ilân etti. Bu olay Yunanistan’ın adaya açık müdâhalesi ve Enosis’in gerçekleşmesi idi.

Türkiye, Garanti Anlaşmasına göre İngiltere ile müdâhale kararı aldı. İngiltere müdâhaleye yanaşmayınca, Türkiye 20 Temmuz 1974 sabahı jet uçaklarının himâyesinde Girne’den Kıbrıs’a çıkarma yaptı. 22 Temmuz akşamı ateşkes yürürlüğe girdiğinde, Türk Kuvvetleri Girne-Lefkoşe yolunu kontrol altına almış ve Girne kıyılarında da genişleme yapmıştı.

Güvenlik Konseyi, Türkiye’nin çıkarmaya başlamasıyla birdenbire hareketlenmiştir. Çünkü hâdise Türk-Yunan savaşının başlangıcı idi. Nitekim Yunan cuntasının kuvvetli adamlarından Yoannides, Batı Trakya’daki Yunan kuvvetlerini Türkiye’ye karşı saldırıya geçirmek istemişse de diğer üyeler bu hareketi onaylamamıştır.

Ateşkesden sonra üç devlet dışişleri bakanları Cenevre’de toplandı ve Türkiye açısından I. Cenevre konferansı başarı ile neticelendi. İkinci Cenevre konferansı 8 Ağustos’ta Kıbrıs’ta Anayasa düzenini kurma amacıyla yapılmış fakat 14 Ağustos’ta hiçbir netice alamadan dağılmıştır.

İkinci çıkarma, konferansın dağıldığı sabah saatlerinden itibaren başlamış, 16 Ağustos’da sona ermiştir. Bu süre içinde Türk kuvvetleri Magosa-Lefkoşe-Lefke-Kokkina-çizgisine ulaşarak adanın % 38’ini ele geçirmişlerdir. II. Kıbrıs Barış Harekatı, dünya kamuoyunda Türkiye’nin aleyhine bir havanın doğmasına sebep olmuştur. 1.Harekat hukukî bir müdâhale olarak kabul edilmiş, II. Harekat ise, toprak kazanma ve işgâl olarak nitelendirilmiştir. Kimse Türk toplumunun 11 senedir çektiği ızdırabı, Rumların katliâmlarını düşünmemiştir.

Sovyet Rusya, birinci müdâhalenin ardından Kıbrıs’ta, idarî statünün yeniden kurulacağını tahmin etmişti. fakat I. Cenevre görüşmelerinde ümidi gerçekleşmeyince tepki gösterdi. Sovyetlerin ümidi Makarios’un tekrar getirilmesi idi.

I. Barış harekâtı sonunda Yunanistan’ın NATO’nun askerî kanadından çekilmesi, Sovyetleri fazlasıyla memnun etmiştir. Sovyet Rusya, Türkiye’ye verdiği 23 Ağustos tarihli notada; Kıbrıs meselesinin milletlerarası platformlarda ele alınmasını istiyordu. Sovyet teklifi;

-Türkiye’nin anlaşmalardan doğan haklarını bir kenara itiyor,
-Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki kontrolünü tamamen kaldırıyor,
-Sovyetleri Kıbrıs’ta söz sahibi yapmaya çalışıyordu.

Amerika’ya gelince; Johnson mektubundan sonra 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı, Türk-Amerikan münâsebetlerine ikinci darbeyi vurmuştur. İlişkiler, ancak 1981 yılından itibaren Reagan yönetimi ile düzelmeye başlayacaktır.

Amerika, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtından sonra Şubat 1975’den itibaren Türkiye’ye silah ambargosu uygulamıştır. Amerikan silah ambargosuna Türkiye’nin cevabı, 15 Şubat 1975’de Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin kuruluşu olmuştur. Diğer taraftan Türkiye ambargoya karşı 1969 tarihli Türk-Amerikan İşbirliği Anlaşmasını yürürlükten kaldırdığını ve Türkiye’deki bütün Amerikan üs ve tesislerinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrol ve gözetimi altına gireceğini bildirdi.

Türkiye’nin bu kararlı tutumu Amerikan Temsilciler Meclisini yumuşattı. Meclis ambargo tarihinden önce anlaşması yapılmış ve parası Türkiye tarafından ödenmiş askerî malzemenin sevkına izin verdi. Bundan da anlaşıldığı gibi ambargo sadece silah yardımını değil parası verilmiş silahların teslimini de içermekteydi.

Kıbrıs Türk Federe Devletinin kurulması Kıbrıs Rumlarını müzâkerelere mecbur etmiştir. Günümüzde de bu görüşme süreci devam etmektedir. Ecevit 1978 Temmuz’unda Kıbrıs konusunda önemli bir taviz verdi. İskân hârici tutulan Kıbrıs’ın Maraş bölgesinin bir kısmına 35 bin Rum göçmeninin yerleşmesini kabul etti. Amerika silah ambargosunu Eylül 1978’de kaldırdı.

Toplumlararası görüşmeler bir yandan toplum temsilcilerinin zirveleri, diğer yandan Amerika’nın ve Birleşmiş Milletlerin tekliflerinin değerlendirilmesi şeklinde geçmiştir. Amerika ambargonun kaldırılmasından sonra aktif olarak araya girdi ve 1978’de bir plân önerdi:

Bu plân federal sistemi kabul etmekle beraber Kıbrıs Türk toplumunun haklarını 1960 Anayasasından daha da geriye götürüyor, Türk toplumuna ayrılacak toprakları küçültüyor ve Garanti Anlaşmasını da bertaraf ederek Türkiye’nin Kıbrıs’la olan bağlarını da kesiyordu. Dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş; Bu plânın sadece Amerika plânı olmadığını Amerika ile Batı Avrupa’nın Kıbrıs meselesine burunlarını soktuklarını söylüyordu. Diğer yandan bu plân Rumları da memnun etmedi. Çünkü Türk toplumuna federal bir sistem içinde ayrı bir toprak ve kendi içişlerini kendilerinin idare etmesi yetkisi veriliyordu.

1981 ihtilâli toplumlararası görüşmelerde duraklamalara sebep oldu. Diğer taraftan Ekim 1981’de Yunanistan’da Sosyalist Pasok Partisinin iktidara gelmesi Türk-Yunan münâsebetlerinde gerginliğe sebep oldu. Papandreu, Türkiye’ye karşı düşmanlık bayrağını açarken Kıbrıs meselesini toplumlararası çerçeveden çıkarıp Sovyetleri işin içine çekecek tarzda milletlerarası platforma götürme çabaları içine girdi. Neticede bu macera politikası Türkiye’ye zarar vermemektedir. Zaman Türkiye’nin yararına işlemektedir. Türkiye bugün Kıbrıs’da sahip olduğu durumdan şikâyetçi değildir.


1967 kıbrıs buhranı

1968 yılında başlayan ve 1974 e kadar süren toplumlar arası görüşmeler Rumların inadı yüzünden bir sonuca ulaşamadı. Türkiye 1960 anayasasına dayalı hakları geliştirmeye ve federal bir yapı oluşturmaya çalışıyordu. Zaman içinde Türkiye üniter devlet içinde bölge muhtariyeti sistemini ileri sürdü. 1973 seçimleriyle Türkiye de MSP – CHP koalisyon kuruldu. Kıbrıs’la ilgili olarak tek bir devlet içinde görev ve yetkilerin iki toplum arasında paylaşıldığı fonksiyonel federatif sistemin kurulması tezi savunuldu. Yunanistan da iş başında bulunan askeri cunta Enosis in gecikmesini çine sindiremiyordu. Ve Makarios un iktidardan uzaklaştırılması için plan yapmaya başladılar. Makarios bunu öğrenince çok sert tepki gösterdi. 15 Temmuz 1974 te Rum cinayet örgütü EOKA cılar ve lideri Nikos Sampson Rum Milli Muhafız teşkilatının yardımıyla darbe yaparak Makarios’u görevden uzaklaştırıp Kıbrıs Helen Cumhuriyetini ilan etti. Böylece ENOSİS yolunda ilk önemli adım atıldığı gibi Yunanistan’ın da Kıbrıs a müdahale ettiği gün yüzüne çıktı. Amerika İngiltere ve Türkiye yeni yönetimi tanımadıklarını açıkladılar.Türkiye bu durumu antlaşmaları hiçe saymak, anayasal düzeni yıkmak ve geçersiz bir yönetim oluşturmak olarak nitelendirdi.

Türkiye garanti antlaşmasının 4. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak , İngiltere ile beraber Kıbrıs a müdahale etmeye kararlıydı. Başbakan Bülent Ecevit Londra da görüştüğü İngiliz hükümetinden gerekli desteği alamadı. İngiltere, BM ve NATO’ nun devreye girmesini istiyordu. Türkiye tek başına müdahale yapacağını İngiltere ye hissettirdiyse de İngilizler buna ihtimal vermediler. Amerikanın yunan cuntasına baskısına rağmen Yunanistan yönetimi geri adım atmadı.

Başbakan Bülent Ecevit 19 Temmuz 1974 te Londra’ dan döndükten bir gün sonra 20 Temmuz 1974 ’te Türk Silahlı Kuvvetleri denizden ve havadan adaya çıkarma yaptı. 22 Temmuz akşamı ateşkes yürürlüğe girdiğinde Türk Kuvvetleri Girne Lefkoşe yolunu kontrol altına almışlar ve Girne kıyılarında da bir genişleme yapmışlardı. Bu durum askeri bakımdan tehlikeli ve yetersizdi. Bu dönemde Türkiye 300 tank ve 40 bin askeri adaya indirmiş bulunuyordu.

Yunanistan’ ın adaya müdahalesinde kılını kıpırdatmayan BM güvenlik konseyi Türkiye’ nin Kıbrıs’ a çıkarma yapmasıyla harekete geçti. Yunanistan ve Türkiye savaş durumuna gelmişlerdi. BM güvenlik konseyi 20 Temmuz 1974 te aldığı 353 sayılı kararla ada da atel kesin sağlanıp yabancı kuvvetlerin çekilmesini Kıbrıs ın bağımsızlık ve toprak bütünlüğünün sağlanmasını karalaştırdı. Türkiye 22 Temmuz 1974 saat 17:00 de ateşkese uydu. 23 Temmuzda yunan hükümeti istifa etti. Konstantin Karamanis yeni Yunan hükümetini kurdu. Kıbrıs’ta da yönetime Nikos Sampson yerine Glafkos Klerides getirildi. 25 Temmuzda Türkiye, Yunanistan ve İngiltere İsviçre’ nin Cenevre kentinde toplanarak 30 temmuzda Cenevre deklarasyonunu imzaladı. Bu deklarasyona göre ;

1) Kıbrıs’ta 1960 anayasa düzeni yeniden kurulmalıdır.

2) Taraflar kontrol ettikleri alanları büyütmemelidir.

3) 30 Temmuz ateşkes çizgisinde BM kontrol bölgesi kurulacaktır.

4) Rum çemberindeki Türk bölgelerinden Rum kuvvetleri çekilecek buralar BM korumasına bırakılacaktır.

5) Anayasal düzenin sağlanması yolunda Rauf Denktaş cumhurbaşkanı görevlerini yürütecektir.


Bu konferans Türkiye’ nin başarısıyla sonuçlanmıştır. Rumlar daha sonra ateşkese uymayıp Türk bölgelerindeki kuşatmayı sürdürmüşlerdir.

Türk tarafı coğrafi esasa dayalı fedaratif sistem veya kantonlara dayalı sistemden yanaydı. Yunanlılar ise Türkiye’yi oyalıyordu. Bunun üzerine 14 Ağustos 1974 te ikinci Kıbrıs barış harekatı başlatılmıştır. İki gün zarfında Türk kuvvetleri Magusa- Lefkoşe-Lefke-Kokkina çizgisine ulaşarak adanın %38 ini ele geçirmiş ve BM’ nin ateşkesine uyduğunu kabul etmişti.


II. Kıbrıs Harekatı toprak işgali olarak algılanmış ve ne sert tepki A.B.D ile SSCB den gelmiştir. Kıbrıs meselesinde Türkiye’ye en büyük darbeyi Amerika indirmiştir. Bu arada Yunanistan 14 Ağustosta NATO’ nun askeri kanadından çekildiğini açıklamıştır.

1963-1964 Kıbrıs krizindeki Johnsen mektubundan sonra 1974 Kıbrıs krizi Türk-Amerikan ilişkilerine ikinci bir tahrip edici darbe vurmuştur. Amerikan Kongresi 5 Şubat 1975 te Türkiye’ ye silah ambargosu uygulamaya başlamış, Eylül 1978 e kadar sürmüştür. Ambargoya karşı Türkiye 13 Şubat 1975’ te Kıbrıs Türk federe devletini kurarak anlamlı bir cevap vermiştir. 1978 yılındaki Ecevit hükümeti Kıbrıs’ ın Türk bölgesindeki Maraş ‘ a 35.000 Rum göçmenin kabul edilebileceğini açıklayınca 26 Temmuz 1978’ de Amerika Türkiye’ ye ambargoyu kaldırdığını açıklamıştır.

1967 kıbrıs buhranı

1968 yılında başlayan ve 1974 e kadar süren toplumlar arası görüşmeler Rumların inadı yüzünden bir sonuca ulaşamadı. Türkiye 1960 anayasasına dayalı hakları geliştirmeye ve federal bir yapı oluşturmaya çalışıyordu. Zaman içinde Türkiye üniter devlet içinde bölge muhtariyeti sistemini ileri sürdü. 1973 seçimleriyle Türkiye de MSP – CHP koalisyon kuruldu. Kıbrıs’la ilgili olarak tek bir devlet içinde görev ve yetkilerin iki toplum arasında paylaşıldığı fonksiyonel federatif sistemin kurulması tezi savunuldu. Yunanistan da iş başında bulunan askeri cunta Enosis in gecikmesini çine sindiremiyordu. Ve Makarios un iktidardan uzaklaştırılması için plan yapmaya başladılar. Makarios bunu öğrenince çok sert tepki gösterdi. 15 Temmuz 1974 te Rum cinayet örgütü EOKA cılar ve lideri Nikos Sampson Rum Milli Muhafız teşkilatının yardımıyla darbe yaparak Makarios’u görevden uzaklaştırıp Kıbrıs Helen Cumhuriyetini ilan etti. Böylece ENOSİS yolunda ilk önemli adım atıldığı gibi Yunanistan’ın da Kıbrıs a müdahale ettiği gün yüzüne çıktı. Amerika İngiltere ve Türkiye yeni yönetimi tanımadıklarını açıkladılar.Türkiye bu durumu antlaşmaları hiçe saymak, anayasal düzeni yıkmak ve geçersiz bir yönetim oluşturmak olarak nitelendirdi.

Türkiye garanti antlaşmasının 4. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak , İngiltere ile beraber Kıbrıs a müdahale etmeye kararlıydı. Başbakan Bülent Ecevit Londra da görüştüğü İngiliz hükümetinden gerekli desteği alamadı. İngiltere, BM ve NATO’ nun devreye girmesini istiyordu. Türkiye tek başına müdahale yapacağını İngiltere ye hissettirdiyse de İngilizler buna ihtimal vermediler. Amerikanın yunan cuntasına baskısına rağmen Yunanistan yönetimi geri adım atmadı.

Başbakan Bülent Ecevit 19 Temmuz 1974 te Londra’ dan döndükten bir gün sonra 20 Temmuz 1974 ’te Türk Silahlı Kuvvetleri denizden ve havadan adaya çıkarma yaptı. 22 Temmuz akşamı ateşkes yürürlüğe girdiğinde Türk Kuvvetleri Girne Lefkoşe yolunu kontrol altına almışlar ve Girne kıyılarında da bir genişleme yapmışlardı. Bu durum askeri bakımdan tehlikeli ve yetersizdi. Bu dönemde Türkiye 300 tank ve 40 bin askeri adaya indirmiş bulunuyordu.

Yunanistan’ ın adaya müdahalesinde kılını kıpırdatmayan BM güvenlik konseyi Türkiye’ nin Kıbrıs’ a çıkarma yapmasıyla harekete geçti. Yunanistan ve Türkiye savaş durumuna gelmişlerdi. BM güvenlik konseyi 20 Temmuz 1974 te aldığı 353 sayılı kararla ada da atel kesin sağlanıp yabancı kuvvetlerin çekilmesini Kıbrıs ın bağımsızlık ve toprak bütünlüğünün sağlanmasını karalaştırdı. Türkiye 22 Temmuz 1974 saat 17:00 de ateşkese uydu. 23 Temmuzda yunan hükümeti istifa etti. Konstantin Karamanis yeni Yunan hükümetini kurdu. Kıbrıs’ta da yönetime Nikos Sampson yerine Glafkos Klerides getirildi. 25 Temmuzda Türkiye, Yunanistan ve İngiltere İsviçre’ nin Cenevre kentinde toplanarak 30 temmuzda Cenevre deklarasyonunu imzaladı. Bu deklarasyona göre ;

1) Kıbrıs’ta 1960 anayasa düzeni yeniden kurulmalıdır.

2) Taraflar kontrol ettikleri alanları büyütmemelidir.

3) 30 Temmuz ateşkes çizgisinde BM kontrol bölgesi kurulacaktır.

4) Rum çemberindeki Türk bölgelerinden Rum kuvvetleri çekilecek buralar BM korumasına bırakılacaktır.

5) Anayasal düzenin sağlanması yolunda Rauf Denktaş cumhurbaşkanı görevlerini yürütecektir.


Bu konferans Türkiye’ nin başarısıyla sonuçlanmıştır. Rumlar daha sonra ateşkese uymayıp Türk bölgelerindeki kuşatmayı sürdürmüşlerdir.

Türk tarafı coğrafi esasa dayalı fedaratif sistem veya kantonlara dayalı sistemden yanaydı. Yunanlılar ise Türkiye’yi oyalıyordu. Bunun üzerine 14 Ağustos 1974 te ikinci Kıbrıs barış harekatı başlatılmıştır. İki gün zarfında Türk kuvvetleri Magusa- Lefkoşe-Lefke-Kokkina çizgisine ulaşarak adanın %38 ini ele geçirmiş ve BM’ nin ateşkesine uyduğunu kabul etmişti.


II. Kıbrıs Harekatı toprak işgali olarak algılanmış ve ne sert tepki A.B.D ile SSCB den gelmiştir. Kıbrıs meselesinde Türkiye’ye en büyük darbeyi Amerika indirmiştir. Bu arada Yunanistan 14 Ağustosta NATO’ nun askeri kanadından çekildiğini açıklamıştır.

1963-1964 Kıbrıs krizindeki Johnsen mektubundan sonra 1974 Kıbrıs krizi Türk-Amerikan ilişkilerine ikinci bir tahrip edici darbe vurmuştur. Amerikan Kongresi 5 Şubat 1975 te Türkiye’ ye silah ambargosu uygulamaya başlamış, Eylül 1978 e kadar sürmüştür. Ambargoya karşı Türkiye 13 Şubat 1975’ te Kıbrıs Türk federe devletini kurarak anlamlı bir cevap vermiştir. 1978 yılındaki Ecevit hükümeti Kıbrıs’ ın Türk bölgesindeki Maraş ‘ a 35.000 Rum göçmenin kabul edilebileceğini açıklayınca 26 Temmuz 1978’ de Amerika Türkiye’ ye ambargoyu kaldırdığını açıklamıştır.

 
Üst