Kıbrıs Cumhuriyeti'ni Katledenler!

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy


Kıbrıs Cumhuriyeti'ni Katledenler!
22 Aralık 2011- Sayı: 204

1948 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği yanlısı Rum Komonist AKEL Partisi’nin başlattığı ENOSİS (Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması) propagandası zamanla Rum halkı arasında olmazsa olmaz bir düşünceye dönüşmesi, 16 Ağustos 1960 tarihinde Türk-Rum ortaklığına dayanarak ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yıkılmasına neden oldu.

Ne hikmettir bilinmez, ancak gelin görün ki bizzat Rum-Yunan işbirliği ile yıkılan Kıbrıs Cumhuriyeti, halâ böyle bir devlet varmış gibi BM ve AB tarafından olduğu gibi, tüm dünya tarafından yasal bir devlet olarak tanınmaya devam edilmektedir.


Halbuki Türk atasözü der ki, “Güneş asla balçıkla sıvanamaz, gerçek bir gün mutlaka su yüzüne çıkar”. Ancak medeni dünya dediğimiz Batı emperyalistleri her şeyi bilmelerine rağmen inatla bu sahtekârlığa çanak tutmaya devam etmekte olduklarını görüyoruz.


Kıbrıs’ta devam eden sahtekârlığı, Rum kaynaklarından elde ettiğimiz belgeleri ve bu belgelerde bizzat itiraf ettikleri suçlarını yazmaya devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Görelim bakalım Kıbrıs Cumhuriyeti diye bir devlet var mı yok mu.


20 Temmuz 1974 Barış Harekâtından önce ve sonra Kıbrıs ve Yunanistan’da meydana gelen olaylar, bu gün “Kıbrıs Cumhuriyeti” olarak arzı endam etmeye devam eden bu devletin sahte bir devlet olduğunu tüm çıplaklığı ile elimizdeki belgelere dayanarak yazmaya devam edeceğiz.


Elimizdeki belgeler Rum Temsilciler Meclisi Araştırma Komitesi tarafından ÇOK GİZLİ bir amaçla hazırlanan ve 300 sayfaya yakın bir dosyadan oluşan “KIBRIS DOSYASI” adlı dosyanın ta kendisidir.


İşte Rum Temsilciler Meclisi Araştırma Komitesi’nin hazırladığı ve ibretle okunması gereken gerçekler:


Rum Temsilciler Meclisi Araştırma Komitesi’nin KIBRIS DOSYASI.

Sayfa 134:

8500 kişiden oluşan silahlı Yunan Tümeni, Kıbrıs Yunan Alayı ve 14000 kişilik RMMO, ve ilaveten seferiler.


Kıbrıslı Türkleri hükümetten kovduktan sonra Kıbrıs Cumhuriyeti’nin uluslar arası arenada tanınmasına devam edilmesi için uygulanan politika muazzamdı.


Evet yukarıda okuduğunuz itiraf resmi bir evraktan alınmıştır. Rum-Yunan ikilisi kendi bildikleri dalı keserken ve ENOSİS hayalini Akdeniz’in derin sularına kendi elleriyle gömdüklerini anlamalarına rağmen hala daha “Kıbrıs Cumhuriyeti’nden bahsetmeleri, sahtekârlığın daniskası değil de nedir?


Şimdi sormamız gerekmez mi? Hani Türkler devlete isyan etmişlerdi? Hani Türk devlet memurları görevlerine gitmemişlerdi. Hani Türk Milletvekilleri Meclise gitmemişlerdi? Hani Türkiye’nin Kıbrıs için hesapları vardı?


Rumlar bir yandan Türkiye’yi Kıbrıs’ta işgalci olarak göstermeye devam ederken, diğer yandan kendi itirafları ile Kıbrıs’a gizlice gelen 8500 kişilik Yunan Tümeninden, yasa dışı oluşturulan 14000 kişilik RMM Ordusundan ve yasa dışı Rum Seferilerinden söz etmeleri, kelimenin tam anlamıyla sahtekarlık değil de nedir? Makarios tarafından yaratılan bu yasa dışı silahlı güçler 16 Ağustos 1960 tarihinde ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının hangi maddesine göre oluşturulmuştu? Rum Komonist Partisi AKEL Genel Sekreteri ve şimdi de sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak arzı endam eden Dimitris Hrsitofyas, kendi Meclisinin Özel Araştırma Komitesi tarafından hazırlanan “KIBRIS DOSYASI” ortada dururken Türkiye işgalcidir safsatasına hala daha çanak tutacak mı?


Hele bütün bu sahtekarlığa rağmen, tüm dünyayı, “Türkler devlete karşı asi davrandılar, Türk devlet memurları dairelerdeki görevlerine gitmediler, bozgunculuk yaptılar” diyerek dünyayı aldatmaları ve “Kıbrıs Cumhuriyeti” nin var olduğunu dünyaya kabul ettirmelerini büyük bir başarı olarak kabul eden Rum Temsilciler Meclisi Araştırma Komitesinden oluşan Rum Milletvekillerinin ve genelde Rum halkının acaba yüzlerinde zerre kadar utanç hissi var mı?


İşte resmi belge:

“KIBRIS DOSYASI”
Sayfa 134’den alıntı:

“Kıbrıs’ta bulunan Yunan Tümeni,Türk komplosuna karşı savunmamızı güçlü kılmaktaydı. Tümeni geri çekmek suretiyle Türk askerinin komplosuna karşı güçsüz bir durum yaratılmıştı”.


İtirafa bakınız,
Kıbrıs’a gizlice sokulan 8500 kişiden oluşanYunan Tümeni, silah zoruyla ele geçirdikleri devlet olanaklarını korumak adına yapılmış olduğu aşikârdır. Ve bu yasa dışı Yunan Tümeninin, Türkiye’nin 1967 Geçitkale, Boğaziçi olaylarından sonra verdiği Notadan sonra adadan çıkarılmasını, Rum halkı adına bir zaafiyet olarak gördüklerini anlıyoruz. Çünkü silah zoruyla ele geçirdikleri devlet olanaklarını korumak onlar için zorlaşmıştı. Bunu açıkca itiraf etmekten de utanmıyorlar. Peki ya 14000 kişilik RMMO ve silah dağıttıkları onbinlerce seferi dedikleri Rumlar.

Bütün bunlar bu gün dünyanın tanıdığı sözde yasal“Kıbrıs Cumhuriyeti”’nin yasadışılığının bir göstergesi değil mi?

Kendi elleriyle katlettikleri devletin yaşadığını ısrarla öne sürmeleri, ölen ve gömülen bir insanın yaşadığını söyleyen bir zır deliden ne farkları var ki?


Elimizdeki belgelere dayanarak, resmi Rum itiraflarını yazmaya devam edeceğiz.
 
Üst