KIBRIS,
GAZZE OLUR MU?..
‘’ Kıbrıs asla bir Gazze olmaz!.. Ama adada ki mevcut süreç böyle devam edecek olursa, günün birinde bu gidiş Girit süreci gibi olur!..’’
Son zamanda bazı köşe yazarları Filistin’de Gazze’de yaşanan insanlık dramına bakarak Kıbrıs ‘ta da böyle bir süreç yaşanır mı endişelerini dile getiren yazılar yayınladılar!..Bundan önce Hocalı ve Bosna- Hersek’teki soykırım işbirlikçisi ve Darfur ile Somali soykırımlarının destekçisi ABD’nin ve tüm Avrupa’nın saymış olduğum bu ülkelerde yaşanan bu insanlık ayıbına seyirci kalmaları!..Amerika’nın ve İngiltere’nin Irak’ı işgali sırasında sivil halka uygulamış olduğu akla hayale gelmeyecek baskı ve işkencelerini hafızalarımızda canlandırdığımızda, bu ülkelerin 35 yıldır barışın var olduğu Kıbrıs’ta bir gün kendi menfaatlerini gerçekleştirmek uğruna böyle bir cehennemi yaşatmayacaklarını hiç kimse iddia edemez!..Böyle bir kargaşanın maşaları olarak da Rum’ları ve Yunanistan’ı kullanacakları kesindir. Tarih sayfalarımız bu ülkelerin bizler için planladıkları Bizans oyunları ile doludur!..
Günlerdir Gazze de yaşayan bir buçuk milyon Filistin’linin çoluk, çocuk ,yaşlı, hasta demeden İsrail’in o acımasız bombardımanı altında neler yaşadığını ve bu insanların çaresizliğini, yardım feryatlarını içimiz parçalanarak yaşlı gözlerle izliyoruz..Hamas’a yönelik gerçekleştirildiği söylenen bu saldırıda kullanılan silahların hedefinde sivil halkın olması tek kelime ile tüm dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen bir Soykırımdır.Televizyon ekranlarından canlı olarak yayınlanan bu insanlık trajedisi işte tam bu noktada 1963 yılında Kıbrıs’ta Rum’lar tarafından Türk’lere uygulanan toplu katliamlarla bire bir örtüşmektedir. O acılı yıllarda böyle canlı yayınlar yapan televizyonlar ve savaş muhabirleri yoktu ki! Rum’ların bu insanlık ayıbını tüm dünyaya göstersin ve duyursun!..Ama o günleri yaşayan tanıklar ve günümüzde ortaya çıkarılan kayıp Türk’lerin toplu mezarları yapılan bu katliamların en önemli kanıtlarıdır.
Filistin de halen devam eden bu insanlık ayıbı yaşanırken, İslam aleminden sadece Türkiye ve İran’ın bu katliamlara tepki göstermesinin ve Türkiye’nin BM güvenlik konseyi üyeliğinin gereğini yerine getirerek durumdan vazife çıkarması ve ateş kesin sağlanabilmesine yönelik gayreti dışında, Libya, Suriye Mısır, Ürdün ve Suudi’lerden bir kınama mesajının bile yayınlanmaması bu olayın en önemli boyutu ve Amerikan emperyalizminin gerçek yüzüdür!..Bir İslam ülkesinde Müslümanlar top yekun katledilmektedir ancak o ülkenin çevresin de ki aynı dine mensup ülkelerin çıtı çıkmamaktadır!..İşte Filistin’in eski devlet başkanı rahmetli Arafat’ın ölümünden kısa bir süre önce Sayın Denktaş’a söylediği şu cümle şimdi çok daha iyi anlaşılmaktadır!..’’ Ne mutlu sana ki başın sıkıştığı zaman sana yardım edecek bir Anavatan’ın var..Ama ne yazık ki benim gömülecek bir karış toprağım bile yok!..
İşte Sevgili Kıbrıs Türk’ü, Sevgili Genç Kardeşlerim..’’ Vatanım denebilecek bir karış toprak parçasına olan özlem ve başın sıkıştığı zaman sana koşup yardım ederek seni sarıp sarmalayacak olan Anavatan hasreti.. ‘’ rahmetli Arafat’ın bu söylemi ile ancak bu kadar çarpıcı bir şekilde anlatılabilir..
K.K.T.C’de yaşayan Kıbrıs Türk Halkını Anavatanından soğutmak ve kopartmak isteyenlerin bugün Gazze’de yaşayan insanların karşı, karşıya kaldıkları felaketlere bakarak bir vicdan muhasebesi yapmaları gerekmiyor mu?..Şu anda Anavatan Türkiye’nin garantörlüğü, koruma ve kollaması olmasaydı!..Bazı kafadan bacaklıların Rum ağzı ile konuşarak yabancı askerler adayı terk etsin dedikleri Türk Askeri 1974 den beri barışı sağlamasaydı, bu gün Kıbrıs’ta 25 yıldır yaşayan bir devlet ve bu devletin tüm nimetlerinden istifade eden bunca siyasetçi olur muydu? Kırmızı plakalı mercedeslere kurularak caka satan bakanları, sadece kendi yandaşlarına hizmet üreten milletvekillerinden oluşan bir iktidarı ve adada ki çözümü Kıbrıslılar gerçekleştirecektir dayatmasına sessiz kalarak; tek devlet, tek kimlik ve tek egemenliği kabul eden!.Kol, kola girdiği yoldaşı ile birlikte Birleşik Kıbrıs projesine onay veren ve her geçen gün biraz daha ‘’Girit Sürecine’’ yaklaşıldığını görmezden gelen bir müzakerecimiz olur muydu?..
Ancak şundan hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır.Kıbrıs Türk Halkı tarihin hiçbir döneminde Anavatanından ve desteğinden ayrı kalmamıştır. Onun içindir ki!.. Kıbrıs Türk Halkı bugün Gazze’de yaşanan insanlık dramı ile asla karşı karşıya kalmayacaktır.Yazımın başında da belirttiğim gibi adada ki emperyalist menfaatleri adına günün birinde böyle bir çılgınlığı yapmaya kalkacaklara hatırlatmak istediğim tarihsel bir gerçek önümüzde tüm canlılığı ile durmaktadır.1974 yılında da böyle bir çılgınlığı bugünün soykırım seyircilerinin onaylarını alarak başlatan Bizans Maşaları!.. Karşılarında, Türk Milletinin kararlı duruşunu ve onun sinesinden çıkan Türk Ordusunun gücünü bulmuşlar ve hak ettikleri cevabı da almışlardır. Kıbrıs’ta son dönemde oynanan oyunlar, Türkiye’nin yeniden böyle bir çılgınlık ile karşı karşıya kalmasına neden olursa!..Bu oyunun aktörleri kim olursa olsun karşılarında bu defa çok daha güçlü bir Türkiye ve çok deneyimli ve modern silahlarla donanımlı Kahraman Türk Ordusunu bulacaktır..Türk Milleti’nin vatan sevdasına olan bağlılığı tarihin her döneminde girdiği bütün sınavlardan başarı ile çıkmıştır. Amerika bu gerçeğin bilincinde olduğu içindir ki bu sorunu masa başında çözmenin peşinde olup, her türlü Bizans oyununa onay vermektedir!..
Kıbrıs’ta her geçen gün Rum’un biraz daha ağırlığının hissedildiği bir süreç giderek artmaktadır!..Ekonomik yönden Rum kesimi maksatlı olarak cazibe merkezi haline getirilmektedir!.. Güney de pek çok eşyanın daha ucuz olması, sağlık hizmetleri ve ilaçların bu hizmetten yararlanmak isteyen Kıbrıs Türk Halkına ücretsiz olarak sağlanması,Güneyde iş yeri açmak isteyenlere Rum’un para desteği sağlaması. Güneye yerleşmek isteyen Türklere eskiden bıraktıkları evin arsası üzerinde yeni konut yapımı vaadinde bulunulması..K.K.T.C’de ise Pazar günleri tüm alış veriş merkezlerinin kapalı olması ve hafta arasında da belli bir saat sonra alışveriş yapılacak yer bulunmaması yönünde alınan kararlar!..Halkın adeta Rum kesimindeki ucuzluğa özenmesine yol açacak kadar her türlü yaşamsal ihtiyaçlarına yapılan insafsız zamlar!..CTP iktidarının iş olanaklarını neredeyse tamamen kendi sempatizanlarına sağlaması!..Rum’lar kuzeyde bıraktıkları arazilerini, mal ve mülklerini geriye almak için davalar açıp kazanırken, Kıbrıs Türk Halkının güneyde bırakmış oldukları arazi, mal ve mülklerine sahip çıkılmaması!..Okullarda ki eğitim de yaşanan olumsuzluklar!..Kıbrıslılık kimliksizliği ile akılları karıştırılan gençler!..
Yukarıda sıraladığım tüm olumsuzluklar asla Gazze’de yaşananlarla mukayese dahi edilemez.. Ama bir milletin yaşamı için gerekli olan her şeyin tekrar sorgulanarak tüm kazanımlarının yeniden sınıflandırılması hangi insanlık kalıbına sığar?..İşte Kıbrıs Türk Halkı için adada yapılan da budur!..Kıbrıs’ta bir ‘’ Girit Süreci ’’ işlemektedir.Bu süreci durdurabilmek için önümüzde ki seçimler bulunmaz bir fırsattır.. K.K.T.C’nin yaşaması için tüm yurtseverlerin güç birliği yaparak kendilerini temsil edeceklerine inandıkları bir partiyi iş başına getirerek bu tehlikeli süreci durdurmaları şarttır..
Sevgili Kardeşlerim :
Unutmayınız ki, Ölü çocuklar büyümez!..Babalarınız sizlere özgürce yaşamanız için bağımsız bir vatan bırakmak adına kendilerini feda ettiler, Beşparmak dağlarına egemenliğinizi simgeleyen Ay Yıldızlı Bayrağınızı diktiler.Bu değerlere sahip çıkarak çocuklarınızın geleceğini ve kendi yaşamınızı Birleşik Kıbrıs oyununa feda etmeyiniz..1963 yılında, 1974 yılında Rum’ların sadece Türk oldukları için hunharca katletmiş olduğu çocuklarınız, özgürce soluduğunuz vatan topraklarınızda güle oynaya büyüyemediler!..İsrail’in bombaları ile hiçbir günahı yokken öldürülen çocuklar da ne yazık ki bu gün Gazze’ de aynı kaderi paylaşıyorlar!..
Kıbrıs asla bir Gazze olmaz!..Ancak Rum’la yapılan görüşmelerde; Kıbrıs Türk Halkının adada elde etmiş olduğu tüm kazanımlar birer, birer kaybedilecek olursa!..Önümüzde ki dönem Girit sürecini hatırlatacak gelişmelere neden olabilir!..
ATİLLA ÇİLİNGİR.