Kıbrıs Görüşmeleri Panoraması...

Hüseyin LAPTALI

Onursal Üye
Katılım
13 Ağu 2008
Mesajlar
465
Tepkime puanı
0
Puanları
0
KIBRIS GÖRÜŞMELERİ PANORAMASI...

Türkiye’de Erdoğan iktidarı zor durumda… Kendini kurtaracak akıl almaz dallara asılıyor. Bunlardan biri de Kıbrıs Uyuşmazlığı meselesi… Bu meseleyi biran evvel nasıl olursa olsun çözerse Anadolu’da oy avcılığında kullanacak… Brüksel’de yaptığı konuşma ile bu ganimetin üstüne atladı. Kıbrıs uyuşmazlığı biran evvel çözülmeliydi.

Rumlar Erdoğan’ın bu zaafını anlayınca her zamankinden daha da çok ayak dirediler.

KKTC’yi adam yerine koymadılar ama, Onlar için de bu fırsat kaçmamalıydı. Erdoğan çözüm için yalvarıyordu. Türk tarafı için kabul edilebilir bir yanı olmayan “Ortak açıklama” kabul edildi.

Downer “Nereye giderse olumlu bir etki yaratır” diyerek Davutoğlu’nu pohpohluyor.

Davutoğlu bilmiş bilmiş konuşuyor. “Güney Kıbrıs’ta bir hükümet krizi söz konusu, zaten zor kararlar almak gerektiğinde bazı siyasi krizleri de göze almak icap eder. Bu anlamda bir barış sürecinin Güney Kıbrıs’a, KKTC’ye kriz değil istikrar getireceğine inanıyoruz. Kriz olmadan da bunların aşılabileceğini düşünüyoruz.”

Üstelik “Biran evvel çözüm için Güney Kıbrıs’a gitmeye dahi hazırım’ diyebiliyordu.

TBMM Başkanı Çiçek, Kıbrıs’taki müzakere sürecinin süratle ve başarıyla sonuçlanmasını arzuladıklarını belirterek, uluslararası toplumun bu çabalara destek vermesini istiyor; Kıbrıs'ta iki liderin 11 Şubat 2014'te BM gözetiminde kapsamlı çözüm müzakerelerine yeniden başlamış olmalarından memnuniyet duyduğunu açıklıyordu. Çiçek, "Bizim arzumuz, bu yeni müzakere sürecinin sonuç alıcı olması ve en kısa sürede referandumların düzenlenmesiyle adanın ortak sahibi olan iki halkın asli kurucu iradeleri ve siyasi eşitlikleri temelinde adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüme varılmasıdır. Uluslararası toplum bu bağlamdaki çabalara destek vermelidir" dedi.
Türkiye’de iktidar tarafı acil çözüm için zil takıp oynarken, KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu sükunetini koruyor, şüphesini belirtiyor.

“İki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe dayalı çözüm kulağa hoş geliyor ancak bunun altının nasıl doldurulacağı önemlidir.” Seçimi kazanmasından 2 gün sonra görüşmelere başlama teklifinde bulundum, ancak bir yıl sonra görüşebildik diyerek Anastasiadis’den yakınıyor, diğer taraftan “müzakerelerden 3-5 ay içerisinde müspet sonuç almayı beklediklerini söyleyerek, görüşmelerin önünü açık tutmak istiyor.

Görülüyor ki Rum tarafı arkasına aldığı Vahşi Batı desteği ile nazlı gelin gibi görüşmeleri sallıyor. Salladıkça da kazanıyor. Rum kazanımları şöyle;
-Dipkarpaz’da 11 Rum çocuğu için Türk iyi niyeti ile 205 milyar harcanarak okul yaptırılıyor. Rumlar bu iyi niyeti, okula 23 Rum öğretmen tayin ederek alkışlıyor.
-KKTC futbol federasyonu ambargolardan dolayı dış ülkelerde maç yapamıyor. Bu defa aklıevvel bir Kıbrıslı Türk’ün ihaneti ile, KKTC futbolu Güney’in sultasına veriliyor. Neymiş efendim, Dış ülkelerde maç yapabilecekmişiz.

Daha dün Birleşik Kıbrısçıların ağırlığı ile 5. Milli Eğitim şurasında “Yunan dilinin KKTC okullarında zorunlu ders olarak okutulması kararı alınabiliyor. Rum Eğitim Bakanı Kostas, bu özveriyi başının üstüne koyarak alkışlıyor. Rum okullarında Türkçe okutulması meselesi ise dikkate dahi alınmıyor.

Bütün benzeri özverilerimize rağmen, Ortodoks Klisesi Başpapazı II. Hrisostomos, “Hepimiz Türk Başbakanının Cumhurbaşkanının ve Dışişleri Bakanı’nın utanmadan, iki devletten bahsettiğine şahit oluyoruz. İki devlet federasyon değildir. Akıllarını başlarına almalarını diliyorum. Akıllarını başlarına almazlarsa çözüme gideceğimizi zannetmesinler, aksi halde müzakereler çöker” diyerek Türk tarafını fırçalıyor.

Rumlar görüşmeleri salladıkça kazanıyor.

Türk tarafına ise bir çift sözüm var. AĞIR OL DA MOLLA DESİNLER…

Hoşça kalınız.

27 Mart 2014
Hüseyin LAPTALI
 
Üst