Kıbrıs İngilizlere Nasıl Geçti Ve Adadan Türk göçü oldu Mu?

GökTürk

Kurucu
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,015
Tepkime puanı
2
Puanları
38
Yaş
59
Konum
C¤ KIBRIS
Web sitesi
www.kibris1974.com
Kıbrıs İngilizlere nasıl geçti ve adadan Türk göçü oldu mu?

1878'de Osmanlı-Rus savaşını fırsat bilen İngiltere, "Ruslara karşı yardım" vaadi ile Kıbrıs'ı yılda 92000 altına kiralamayı başarmıştı. İngiltere, Doğu Anadolu'daki Kars, Ardahan ve Batuma giren Rus ordularının geri püskürtülmesinde yardımcı olacak vaadi ile, Kıbrıs'ı kiralamıştır ama bu kiralama geçici idi. Tehlike geçtikten sonra ada yeniden geri verilecekti. Yani Kıbrıs İmparatorluğun bir parçasıydı. Padişah kira anlaşmasına (Ayestafanos-Yeşilköy) imza atmadan önce (Hukuku Şahaname asla halel gelmemek üzere muahedenameyi tasdik ederim) notunu dütmüt ve sonra imza etmişti. Ne ki, İngiltere adaya yerleştiği günden itibaren Kıbrıs'ı nasıl ilhak edeceğinin hesabını yapmıştı. Nitekim Osmanlı İmparatorluğunun Almanya yanında 1. Dünya savaşına katılması ile böyle bir fırsatı bulmuş ve yayınladığı bir emirname ile Kıbrıs'ı ilhak ettiğini duyurarak, her yıl ödemesi gereken 92 bin altını da ödemeyi durdurmuştu.

İngiltere daha sonra savaşın sonlarına doğru, 27 Kasım 1917'de yayınladığı bir "Krallık Konseyi Emri" ile ada halkına İngiliz vatandaşlığına geçmeleri için iki yıllık bir süre tanıdı.
Bu emirname şunları içeriyordu:
1- Osmanlı uyruğunda olup da Kıbrıs'ta oturan ve 5 Kasım 1914'de gerçekten adada oturuyor olanlar,
2- Osmanlı uyruğunda olup da Kıbrıs'ta oturuyor olan ama 5 Kasım 1914'de geçici bir nedenle adada bulunmayanlar,
3- Adada yerleşik olmayan ama 5 Kasım 1914'de adada bulunan Osmanlı vatandaşlarından savaşın bitiminden sonraki iki yıl içinde Yüksek Komisere başvurarak bağlılık yemini eden ve yerleşiklik koşullarını yerine getirenler, İngiliz vatandaşlığına alınacaklardı.

İngilizlerin bu haksız emrivakisi karşısında İngiliz vatandaşı olmak istemeyen binlerce Türk Anadolu'ya göç etti. 1878'de, 1914'de,1917'de yaşanan göçlerden sonra Lozan Anlaşması ile Kıbrıs kesin olarak İngiltere'ye bırakılınca, büyük bir göç olayı daha yaşandı. Sonunda 20 Temmuz 1923 Lozan anlaşmasının 20. maddesi ile Ada hukuken de İngiltere'ye bırakıldı.

Bu madde şöyledir: "Türkiye İngiliz hükümetince 5 Kasım 1914 tarihinde ilan edilen Kıbrıs'ın İngiltere'ye katılışını tanıdığını bildirir". Bu anlaşma ile Kıbrıslı Türklerin "Hakkı Hıyar"larını (seçme hakkı) kullanarak Türk vatandaşlığı ile İngiliz vatandaşlığı arasında tercih yapmaları istendi. Türk vatandaşlığını tercih edenler Türkiye'ye göçe başladı ve bu göç 1940'lara kadar sürdü. Bütün bu dönemlerde 30 binden fazla Türk, özellikle aydınlar Türkiye'ye göç etti.

Kıbrıs'tan bir diğer göç de 1960'da İngiliz idaresinin son bulması ile İngiltere'ye oldu. Bu göç 1963-1974 döneminde Rumların baskıları, saldırıları ve teşvikleri ile sürdü. Bugün 400 binden fazla Kıbrıslı Türk dışarıda yaşıyor. Bunun 225 bini Türkiye'de, 120 bini İngiltere'de, 40 bini Avustralya'da, 10 bini ABD, Kanada'da ve 5 bini de diğer ülkelerde yaşamaktadır.



Türkler Ve Rumlar İngiliz idaresini nasıl karşıladı?

Kıbrıslı Türkler için anavatandan kopmak acıların en büyüğü oldu. Adanın İngiliz egemenliğine geçmesinden hemen sonra, bu tepkilerinin bir ifadesi olarak Türkiye'ye büyük çapta göçler oldu. Bugün Kıbrıs'ta Türk nüfusunun Rumlardan daha az olmasının bir nedeni de bu göçlerdir. Nitekim daha sonraları bizzat Atatürk'ün emri ile bu göçlerin durdurulduğu biliniyor.

Kıbrıslı Rumlar ise daha Lefkoşa'da Türk bayrağı yerine İngiliz bayrağı çekilirken, Enosis çığırtkanlığını artırmaya, Türklere hakaret etmeye başlamışlar. İngiliz idaresini alkışlayarak bu değişikliğin kendilerine Enosis yolunu açacağını düşünmüşlerdir. Nitekim 1907 yılında adayı ziyaret eden Churchill'e "Kıbrıs'ın Yunanistan'la birleşmek istediği" belirtiliyordu. Bundan batka 1880'de Yunanistan Türkiye ile savaşa hazırlanırken İngilizlerin hoşgörüsü ile katır satın almak için adaya gelen Yunanlı subaylar, büyük törenlerle karşılanıyor, onlara para ve silah yardımı yapılıyor ve Yunan Kralına yazılan Kıbrıs'ın ilhakını öngören bir mektupla birlikte uğurlanıyorlardı. Bu arada 1879 Türk -Yunan savaşı sırasında Yunan Konsolosu Filemon Kıbrıslı Rumlardan oluşan gönüllüleri Yunanistan'a gönderiyor ve Türkler aleyhinde mitingler düzenleniyordu. Hem de ada hukuken bir Türk toprağı olmasına karşın. Yine bu arada Vatimbella adlı Yunan konsolosunun da 1916-1917 yılları arasında ilhak lehinde kışkırtıcı davranışlarda bulunması Türk halkını tedirgin ediyordu. 1918 yılı başlarında ise Venizelos'un davetlisi olarak Yunanistan'a giden Kıbrıs Piskoposu Medaxakis, Atina Metropoliti yapılmış ve Enosis kampanyalarını örgütlemeye başlamıştı.

Görüldüğü gibi Kıbrıs Rumları İngilizlerin ada yönetimini devralmasından şikayet edecek durumda değildi. Çünkü bu değişiklik onların Enosis faaliyetleri açısından bulunmaz bir nimetti. Bunun yanında Osmanlı devlet memurlarının adadan ayrılmasından sonra, boşalan devlet kadroları, Rum memurları tarafından doldurulmuştu. Bu da Rumların İngiliz yönetiminden memnuniyetlerinin bir başka nedeniydi.
 
Üst