Kıbrıs Türk'ü Benim Çözümüm Devletimdir Diyor!

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
KIBRIS TÜRK'Ü BENİM ÇÖZÜMÜM
DEVLETİMDİR DİYOR!


Yazı masamın önünde küçük bir çocuk fotoğrafı vardır! Elinde de yükseklerde tuttuğu karton üzerine yazılmış bir pankart!

Başına geçirdiği şapkası ile “KKTC’den başka seçenek olmaz” pankartını, inanç dolu, kararlı bir dava insanının ciddiyeti ve inancıyla o küçük elleriyle yükseklerde tutmağa çalışır.


Gücü yetip yetmediğini bilmiyorum ama o insan dalgasının içinde o pankartı hiç sendelemeden saatlerce taşıma başarısını göstermişti.


Resimdeki o küçük çocuğu çok iyi tanıyorum. ÇÜNKİ O BENİM OĞLUM!


Ana karnında; milli marşlarımızı dinleyerek serpilmişti. O küçücük bebek halinde yine marşlar dinlemekten büyük bir keyif alırdı.


İyi hatırlıyorum..


“Andolsun şanlı bayrağım sana” marşını dahi doğru dürüst telafuz edecek yaşa gelmemişti ama; o söyleyiştebile “nereden gelip nereye gittiğinin” bilinç izleri vardı.


Yine iyi hatırlıyorum; Pembe nenesi ona “Atatürk” diye hitap ederdi.


O da küçücük ellerine alıp omzuna vurduğu sopayı; tam bir mücahit tam bir Mehmetçik gibi evin dört bir yanını asker yürüyüşü ile dolaşarak öğrenebildiği tek mısralık marşı tekrar dip duruyordu!


Andolsun şanlı bayrağım sana


Andolsun şanlı bayrağım sana! Oğlum büyüdü yetişkin bir insan şimdi. Tüm benliğiyle yine ‘KKTC’den BAŞKA SEÇENEK OLAMAZ’ bilinciyle çalışıp hizmet etmektedir.


İnsanın isyan edesi geliyor, yaşadıkları, gördükleri ve duydukları karşısında!


Nasıl bir eğitim sistemimiz var ki; nice çilelerden geçmiş, itilip kakılmış, soykırıma uğramış bir halkın çocuklarını kendi öz değerlerinden koparıp, ruhsuz, idealsiz, devletine ve Anavatanına inanmayan insanlar haline getirebiliyor!


Gençlerimiz nasıl olur da; kendi eğim sistemimizin süreçleri içinde; “mankurtlaştırılarak” büyüklerinin değer bildiği ne kadar milli ve manevi değer varsa, bu değerlerin karşısına dikebiliyor!


Ne biçim öğretmenlerimiz var ki; “Türküm doğruyum, çalışkanım, yasam küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak; Yurdumu ve milliyetimi özümden çok sevmektir..” andını içen çocuklarımıza; Türklüğünü dinini, milliyetini ve Anavatanını öğretmek yerine bütün bu değerleri öcü olarak gösterebiliyor!


Bu ne cüret bu ne gaflet bu ihanettir yarabbi!


Ne biçim öğretmenlerimiz var ki; Arif Nihat Asyaların; Şehit Hüseyin Rusoların ve nice dava insanı öğretmenlerimizin yürüdüğü özgürlük ve egemenlik yolundan yürümek yerine; ölüme giden kelebekler gibi, halkımızı Rum’un kölesi haline getirecek çözümler peşinde koşup; çocuklarımızı da peşlerinden sürükleyebiliyorlar!


Bu ne cüret, bu ne kendini bilmezlik ve nasıl bir densizlik, bu nasıl bir ihanettir yarabbi!


Ve bu ne gaflet ve cürettir, bu ne vefasızlık ki; “kan istediğimizde kan can istediğimizde can veren Anavatanımızı aynen Rum ağzıyla “işgalci asimilasyoncu ve kolonizasyoncu olarak takdime çalışıyorlar.


Beyler; artık aklınızı başınıza alın! Bu devletin şemsiyesi altında semirilip, bu devletin sağladığı tüm imkanlardan bol keseden yararlanıp; devlet ve anavatan düşmanlığı yapmaktan vazgeçin!


Bu ne size ne mesleğinize hiç mi hiç yakışmıyor!


Macerayı, gafleti bir yana bırakınız! “çözüme ihtiyacımız var. Aksi halde Türkiyeleşeceğiz, aksi halde daha çok Türk daha çok Müslüman yapılacağız” gibi kendi geçmişine ve değerlerine tüküren zavallılar durumuna düşmekten vazgeçiniz!


Bunları zaten Hristofyas ve bilumum Rum partileri söylüyor. Akel’ cisinden, Diko’cusuna; Disi’sine varıncaya kadar. Hrisostomosundan, Rum eğitim Bakanına kadar.


Onların ağzı; onların eli kolu, onların silahı olmaktan ve kendi ayağınıza kurşun sıkmaktan vazgeçin.


Biliniz ki; “Birleşik Kıbrıs” bizim çözümümüz değildir ve asla olamaz. 1960-1963 denemesi yetmedi mi? Siz emperyalist bir dayatma olan Annan Planına “evet” derken; yoldaşlarınız Akelciler “hayır” demediler mi?


Beyler bizim çözüme ihtiyacımız yoktur. Çünkü çözüm KKTC’dir. Tek seçenek de yine kendi emeğimizle, kendi ellerimizle, kendi mücadelemizle Kurduğumuz Cumhuriyetimizdir.


Rahmetli Liderimiz Dr. Fazıl Küçük’ün sesine kulak veriniz!


“Bağımsızlığı, özgürlüğü tatmış uygar bir halk olarak, hiçbir kuvvet ve baskı metodu bizi 1974 öncesine götüremeyecektir. Bu ateş çemberi mutlaka kırılacaktır. 1960’ ta ki iyi niyetimiz bize ne kadar pahalıya mal olduğunu yine ancak bizler bilebiliriz. İkinci bir tecrübeye nasıl girişebiliriz.”

“Halkıma son sözlerim şunlardır mademki; cumhuriyetin kuruluşunu gördüm gözlerim arkada kalmayacaktır.”

Andolsun ki; yıllar önce elinde “KKTC den başka seçenek olamaz” yazılı pankartı taşıyan o küçük çocuğun çocuk halinde sahip çıktığı esere bizler de sahip çıkmaya ve Cumhuriyetimizi tanıtma mücadelesine devam edeceğiz…

Liderlerimizin bize gösterdiği tek yol, tek ülkü budur. Miraslarını yaşatacağız!
 
Üst