Kıbrıs’ta Anlaşma Başka Bahara!!!

GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy



Bizim nesil hayatımız boyunca Kıbrıs Meselesiyle yattı, Kıbrıs Meselesiyle kalktı. Ancak aradan bukadar yıl geçmesine rağmen bir anlaşmaya varmamız mümkün olmadı.
Peki neden?
Nedeni çok basit, bunu Kıbrıs’ı bilmeyen, tanımayan veya Kıbrıs’a hiç gelmemiş biri sorabilir, ancak Kıbrıslı Türkler olarak bunu sormaya hakkımız yoktur.
Bir kere iki kere iki ne beş eder, ne de üç. Bu bir gerçektir. İki elmanın yanına bir elma daha koysanız eder üç, bir elma daha koyarsanız eder dört. Yani gerçek bu kadar açık ve berrak.
Peki Yunanistan’ın ENOSİS politikası devam ederken, Kıbrıslı Rumların da bu politikayı içlerine sindirdiklerine göre, Güney Kıbrıs’ta veya Yunanistan’da hangi parti olursa olsun, yani ister sağ,ister sol veya isterse yeşilci veya çevreci bir parti olsun, Yunanistan’ın ana politikasından dönüş yapması mümkün mü?
Bence değil. Çünkü Kıbrıs politikasında değişikliğe giden bir partinin iktidara gelmesi mümkün değil de ondan.
Sonra en önemli mesele, Kıbrıs.’ı ille de topraklarına katmak isteyen Yunanistan bu gün AB’nin üyesi olduğuna göre, ve
Güney Kıbrıs’ı da kuyruğuna takarak AB’ye üye yaptığına göre,
Bu gün Kıbrıs’ta ENOSİS dışında bir anlaşmaya varmamız mümkün olabilir mi?
Peki neden mümkün değildir.
Mümkün değildir çünkü hem Yunanistan ve hem de Güney Kıbrıs AB üyesi olduklarına göre, gerek Türkiye’ye ve gerekse Kıbrıs Türk Cumhuriyeti halkına prim vermek veya haklarının AB tarafından nazarı dikkate alınmasına imkan tanımaları mümkün değil de ondan.
Yunanistan’ın ve gerekse Güney Kıbrıs’ın AB üyeliklerini koz olarak kullanarak istemedikleri veya beğenmedikleri bir neticeyi hemen VETO etme haklarını ellerinden kim alabilir ki? Sahte Kıbrıs Cumhuriyeti ünvanını kullanarak İngiltere ve Rusya ile gizli anlaşmalar yapan bir tarafın AB üyeliğini tepe tepe kullanacağını bilmek için kâhin olmamız mı gerekir?
Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Bir kere Yunanistan her ne kadar Türkiye’nin AB’ye üye olmasına karşı tavır sergilemiyorsa da, bunu koz olarak Türkiye’ye karşı kullanmak istediğindendir.
Peki iki halkın çıkarlarını koruyan, iki halkın bağımsızlıklarına vurgu yapan bir anlaşmaya nasıl varabiliriz?
Bunun mümkün olması için bir şat var. O şart da AB’yi şimdilik programımızdan çıkarmamızla mümkün olabilir. Eğer Yunanistan’ın ve Güney Kıbrıs’ın ellerinde bulundurdukları AB kozunu berhva etmdikce uluslar arası hukuk temelinde bir anlaşmaya varmamız mümkün olmayacaktır.
Bu gün Güney Kıbrıs’ın sergilemekte olduğu senaryo bize açıkca göstermektedir ki, AB gündemimizde var oldukca Kıbrıs’ta bir anlaşmaya varmamız çok zor hatta imkansızdır.
Kimse aklından çıkarmasın ki 20 Temmuz 1974 Kıbrıs’ta bir miladdır. Bu gerçeği gözden çıkarmak ve kâğıt üstünde bir anlaşma yapmak için zaman tüketmek Kıbrıs Türk halkının mecburiyeti değildir.
Kimse unutmasın ki Kıbrıs Türk Cumhuriyetini inkar edenler, gök yüzünde bütün parlaklığıyla duran Güneş’i de işlerine geldiği zaman inkar edeceklerdir.
Güney Kıbrıs Yunanistan ile birlikte AB kozunu kullanarak hem Türkiye’ye ve hem de Kıbrıslı Türkler olarak bize baskı kullanmaya çalışmaktadırlar. İşte bunu defetmek,AB’nin şartlarını nazarı dikkate almamak ve onlar yoluna biz yolumuza dediğimiz zaman, AB’yi Kıbrıs işlerine sokmaktan vazgeçtiğimiz ve devletimizin bizim elimizde çokkkkkkkkkk büyük bir koz olduğunun bilincinde olduğumuz zaman, devletimizin tanınmasını sağlamak mümkün olacaktır.
Bu gün AB’ye baktığımız zaman gördüğümüz şu ki, AB üyesi devletler kendi kuralları çerçevesinde birlikteliklerini sürdürmeleri mümkündür. Peki devletimizin de AB üyesi olmaması için bir neden var mı?
Amaç Kıbrıslı Türkler olarak bizi eritmek ve Papadopulos’un dediği gibi bizi Rum halkının içinde OSMOSİS yoluyla tüketmek değilse, ayrı bir devlet olarak varlığımızdan kim zararlı çıkar ki?
Sırası gelmişken seçim atmosferine girdiğimiz bu günlerde, her partinin AB’yi programlarından çıkarmayı öneriyoruz. Aksi takdirde bu günkü politika devam ettiği sürece havanda su dövmekten başka bir şey yapabilmeleri asla mümkün değildir.
Lüten partiler Rum tarafının uyguladığı taktiği gözönünde tutarak halkımızın zamanını daha fazla çalmaya niyet etmesinler. Çünkü bu şartlarda anlaşma ancak başka bahara kalacak.
Bilmem anlatabildim mi?

Cevap: Kıbrıs’ta Anlaşma Başka Bahara!!!

akp-talat bu düşünce tarzı ile "yola devam" derse biz daha çok bahar görürüz çözüme ulaşamadığımız.Söylediklerinize tamamen katılıyorum ancak akp hükümeti KKTC'ye abden daha fazla önem vermiyor.Yani abyi kazanmak için Kıbrıs Adası'nda rumların kazanmasının onlar için bir önemi yok.Nasılsa "kazan-kazan" prensibi ile hareket ettiklerini cümle aleme övünçle açıkladılar.

Cevap: Kıbrıs’ta Anlaşma Başka Bahara!!!

Sevgili Pars,

AKP'nin Kıbrs politikasını onaylamak mümkün değildir. Kazan, Kazan politikasına gelince, Kıbrıs'ı Rum- Yunan ikilisine vermekle Türkiye'nin AB üyesi olması asla mümkün değldir.
Şu hususu bilmek zorundayız. Yunanistan'ın tek istediği Türkiye'nin AB'ye üye olarak katılması değil, Kıbrıs'ı andek döndekle cebine koymaktır. Çünkü Yunanistan'ın politikasında Türkiye'nin AB üyesi olması diye bir derdi yoktur.
Kıbrıs'ı ele geçirdikten sonra gerek Kıbrıs Rum tarafınn ve gerekse Yunanistan'ın, Türkiye'ye AB üyeliği sözkonusu olduğu zaman "Mafiş Kurban" diyeceklerini adımı bilmiş kadar biliyorum.
Ben Yüce Türk Milletinin sağduyusuna yürekten inanıyorum. Hele AKP bir halt etsin, ozaman analar neler doğurduğunu hep birlikte göreceğiz.
Saygılar sunarım.
Salih Mehmet Ersoy
Gazeteci-yazar/ www.volkangazetesi.net
28 Ocak 2009

Cevap: Kıbrıs’ta Anlaşma Başka Bahara!!!

AKP'deki amaç belli "pkkyı Amerika hatrı için daha etkisiz hale getir, Türkiye'yi böl ! " Bu politikaya Kıbrıs da dahil elbet. AB üyeliği sanki çok hayrımıza olacak gibi, bir de bunun karşılığında kimliğimizdeki renkten ödün veriyoruz.

Bazen tehlikeli şeyler düşünmemek elde olmuyor. Umarım en kötü yönetimlere gerek duyulmaz artık !