Kıbrıs’taki Stratejik Menfaatlerimiz!..

Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Kıbrıs’taki
Stratejik Menfaatlerimiz!..

‘’ Unutma sen Kıbrıs’lı değilsin!..Atan Oğuz..Tarihi ile onurlanan..Bayrağı ile gurur duyan..Vatanına Şehidinin kanı ile mührünü vurmuş..Tüm bu değerler ile Türk’ün tarihine şan katan Sen, Türk oğlu Türksün.. Mustafa Kemal Atatürk’ün bize emaneti..Kıbrıs adasında ki parlayan yıldızımız, Türk’ün gücüsün..’’

1571 yılında varlığı ile Kıbrıs adasının tarihine kaydolan Kıbrıs Türk’ü, o günden bu güne kadar vermiş olduğu çok önemli mücadeleleri kanı ve canı pahasına kazanarak bu günlere gelmiştir. Atalarından devralmış oldukları tüm değerlere sahip çıkmışlar ve bu değerlere sadakatle bağlı kalmanın mükafatını ise 25 yıldır yaşayan kendi devletleri, K.K.T.C ile taçlandırmışlardır..
Bu tarihi süreçte Kıbrıs Türk Halkı tüm kazanımlarının bedelini kanı ve canı ile ödemiştir. Bu bedelin içerisine, onların daima yanlarında olan Anavatan Türkiye’nin yiğit insanlarının bu topraklar uğruna seve, seve feda ettikleri kan ve can bedelleri de karışınca etle tırnak olmuşlar; Kıbrıslılık uydurmaları ile insanlarımızın aklını karıştırma , aralarına nifak sokma çabaları boşa çıkmış ve bundan sonra ki çabalar da beyhude gayretler olarak kalacaktır!..
Yüce Atatürk’ün tarihe mal olan ve Kıbrıs adasının önemine dikkat çeken o çok önemli direktifi; hem bu topraklarda yaşayan Kıbrıs Türk Halkının ve hem de Anavatan Türkiye’nin Kıbrıs adası üzerindeki ulusal çıkarlarını daima canlı tutacaktır..Çünkü Kıbrıs, Atamızın buyurduğu gibi stratejik önemi göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir adadır..
Bu önemli ada, Doğu Akdeniz’in uluslar arası deniz ikmal yollarını kontrol eden, Türkiye’nin uluslar arası sulara açılan tek penceresi ve Ortadoğu da ki çok önemli enerji kaynaklarını etki alanında tutan bir uçak gemisi konumundadır..Böylesine stratejik öneme haiz bir ada ile tarihsel bağları olan Türk Milletinin ve onun ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk Halkının adada ki varlıkları ve bu özelliklere hakimiyetleri nedeniyle, milletler arası camiaya kabul ettirilecek ulusal çıkarlarımız da o derece de önemlidir!..
İşte bu stratejik menfaatlerimizi unutmadan daima göz önünde bulundurmak, unutan siyasilere hatırlatmak, millet olarak öncelikli görevlerimiz arasında olmalıdır!..Zira sıralamış olduğum aynı stratejik menfaatler nedeni ile bu ada üzerindeki ihtirasları hiçbir zaman eksilmeyecek olan batının emperyalist güçlerine göre bu hususlar kendileri için çok önemli olmasına rağmen, tarihin hiçbir döneminde Türkiye’nin ve Kıbrıs Türk Halkının, bu stratejik konularda söz sahibi olmalarını asla istememişler ve kabul etmemişlerdir!..
2010’lu yıllar, dünyaya enerji politikalarının yön vereceği yeni bir çağı başlatacaktır!..Dünyanın en zengin petrol yataklarının ve doğal gazının bulunduğu orta doğuda, Türkiye ve Kıbrıs adası bu bölgede ki coğrafik konumları nedeni ile olağanüstü stratejik öneme haizdirler!..Onun için uçak gemisi konumunda olan Kıbrıs adasını elinde bulunduran güç, uluslar arası arenada müthiş bir stratejik avantaj sağlar!.. Aynı güç, Türkiye’yi de ekonomik ve siyasi yönden etkisi altına alır ise bu stratejik üstünlüğünü ikiye katlar!..İngiltere’nin Kıbrıs’ta elinde bulundurmaya devam ettiği ve bu güne kadar sürdürülen tüm Kıbrıs müzakerelerinde daima gündem dışında kalması gerekliliğini öne sürdüğü Dikelya ve Agratur üslerinin önemi, işte bu stratejik avantajlarından kaynaklanmaktadır!..Çünkü ABD ve İngiltere’nin Orta doğuda ki zengin enerji kaynaklarını ve bölgeyi kontrol altında bulundurabilmesi için Kıbrıs’ta ki bu üsler çok önemli rol oynamaktadır!..Özellikle Amerika’nın bu bölgede uygulamak istediği BOP’u ( Büyük Ortadoğu Projesini..) da unutmamak gerekir!..
2012 yılından itibaren İskenderun körfezi bölgedeki enerji kaynaklarının aktarımını sağlayacak olan çok önemli nakil hatlarının kesiştiği kilit noktası olacaktır!..Bu limandan dağıtımı yapılacak olan milyonlarca ton ham petrol ve doğal gazın varlığı, daha şimdiden bu nakli yapacak dünya tanker filolarının rotalarını bu körfeze çevirmiştir!..Özellikle bu filoların büyük bir kısmına sahip olan Yunanlı ve Rum armatörler, ağızlarının suyu akarak bu nakliyatı gerçekleştirecekleri tarihi beklemektedirler!..Ancak onlarda çok iyi bilmektedirler ki!. Böyle bir şeyin gerçekleşebilmesi için Türkiye’nin limanlarını Yunan ve Rum bandıralı gemilere açması gerekmektedir!..İşte bu çok önemli ekonomik lokmanın önündeki en büyük engel Kıbrıs sorunu ve bu sorunun çözülebilmesi için Türkiye’nin Rum’ların dayatmış oldukları tüm teslimiyetlere evet dememiş olmasıdır!..
Türkiye’nin bu yıl sonunda AB’nin ilerleme raporunda iyi not alabilmesi ve görüşmelere kapatılan müzakere başlıklarının açılabilmesi Kıbrıs’ta vereceği ödünlere bağlanmıştır!..Her ne kadar Türkiye’de ki mevcut hükümet Kıbrıs konusunda ön gördüğü anlaşmayı kabul edilebilir ve kalıcı bir çözüm zeminine oturtmuşsa da Rum tarafı çözümün ancak Kıbrıs Türk Halkının azınlık haklarına razı olması ile gerçekleşebileceğinin altını kalın bir çizgi ile çizmiş ve çözümün bu şartlar ile gerçekleşebileceği ısrarını sürdürmektedir!..Çünkü bu güne kadar yapılan her görüşmenin ardından Rum lider benzer ifadeleri kullanmaktan asla vazgeçmemiştir!..Türkiye çözüm uğruna ya bu dayatmaları kabul edecek!.. Ya da Kıbrıs sorunu , AB müzakerelerinin yürütülebilmesinin ön şartı olamaz diyerek kestirip atacaktır..Bu nedenle önümüzde ki süreç çok kritik gelişmelere gebedir!..
Yukarıda izah etmeye çalıştığım stratejik olguların hala bizim kontrolümüzde olması aslında müzakereler sürecinde de üzerinde durulması ve pazarlık masasına getirilmesi gereken çok önemli hususlardır!..Dünyanın en büyük ekonomik değerlerinden olan enerji yataklarını kontrol eden böylesine güçlü bir konum, hem Türkiye ve hem de K.K.T.C için çok önemli birer kozdur!..
Ülkelerin büyüklüğü milletlerinin ulusal menfaatlerini korumak ve savunmakla ortaya çıkar!..Türkiye, bölgesinde hem tarihsel ve hem de yapısal özellikleri ile öne çıkan çok büyük bir devlettir. Gücünü Yüce Türk Ulusundan alan Kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, üstün nitelikleri, savaş kabiliyeti ve silah gücü ile bölgesinde dostuna güven, düşmanına korku vermeye devam etmektedir..
Kıbrıs’ta uluslar arası anlaşmaların vermiş olduğu garantörlük hakkını kullanan ve Kıbrıs Türk Halkını Rum’ların elinden kurtararak onlara yeniden yaşam hakkı sağlayan Türk Askeri, 1974 yılından beri adada sağlanan barışın yegane teminatıdır. Ama bunun yanı sıra bu çok önemli stratejik lokmanın da önündeki en önemli engeldir!..İşte adayı askeri üs olarak kullanarak, bölgenin ekonomik hakimiyetini elinde bulundurmak isteyen malum güçlere göre bu çok önemli nedenden dolayı Türkiye adadan çekilmelidir!..Dikkat edilecek olursa bu çok önemli neden asla ön plana çıkarılmamaktadır!..Bana göre Kıbrıs’ta tarih boyunca yaşanan tüm savaşların, verilen onca kaybın hedefine konulan ve hepimizce bilinen gerçeklerin yanı sıra; günümüzde öne çıkan ve 21’nci yüzyıla damgasını vuracak olan en önemli husus bu ekonomik gücü ele geçirme mücadelesi olacaktır!..Rum yönetiminin son dönemde yapmış olduğu petrol arama çalışmaları da bu nedeni doğrulamaktadır!..
O zaman yürütülen müzakerelerde, bu çok önemli milli menfaatlerimizin de göz önünde bulundurulması ve gerektiğinde koz olarak kullanılması gerekmez mi?..Kim bilir belki de görüşülmektedir de bizim haberimiz yoktur!..
Sonuç olarak yukarıda sıraladığım stratejik menfaatlerimiz, tarihsel değerlerimiz, atalarımızdan miras kalan tapulu vakıf toprakları ve bu topraklar uğruna hayatlarını feda etmiş on binlerce Şehidimiz ile Kıbrıs adası, en az Rum’lar ve Yunanlılar kadar Türk Milleti ve Kıbrıs Türk Halkı için de çok önemlidir.. Vazgeçilmezdir..Bu güne kadar bunun bilinci ile hareket edilmiştir..Milletimiz bu bilinçten vazgeçmediği sürece, yürütülen politikalar da bu bilince uygun olmaya devam edecektir!..
Müzakereleri illa ki yürüteceğim, masadan kaçan taraf ben olmayacağım mantığı ile devam etmek; sıraladığım bu gerçekleri görmezden gelmek demektir!..Kaldı ki Rum’un rengi ve istekleri çok nettir!..Çözüm adına ortaya koyduğu hiçbir talebinden asla vazgeçmeyecektir!..O zaman onlara verilecek tek bir yanıt kalmıştır!..
’’ Kıbrıs Türk Halkı tek devlet, tek millet ve tek egemenliği ret etmiştir..Ben Milletimin bu tercihini ve adada ki ulusal çıkarlarımızı göz ardı edemem.. Müzakereler sona ermiştir..Bundan sonra ki hedefim uluslar arası toplum tarafından tanınmam için elimden geleni yapmak olacaktır..İşte bu noktada elimdeki en önemli koz Kıbrıs adasında sahip olduğum stratejik değerlerdir..’’
Türk Milletinin ve Kıbrıs Türk Halkının, böyle bir tercihi dile getirecek ve bu tercihi kararlılıkla savunabilecek devlet adamlarına ne kadar çok ihtiyacı var!..
19.Nisan’da K.K.T.C de yapılacak seçimler sonrasında göreve gelecek olan yeni hükümeti çok önemli ve zor görevler beklemektedir!..Yeni hükümeti başarıya götürecek yol, öncelikli olarak Kıbrıs Türk Halkının ekonomik sorunlarını süratle çözerek, halkı rahatlatmak ve sonrasında da kararlı bir şekilde Kıbrıs’ta ki tüm menfaatlerimizi güçlü bir şekilde savunarak, K.K.T.C devletine sahip çıkmak olmalıdır..Tarihe mal olan liderler; millet iradesini milli menfaatleri savunmak adına kullanan, milletine müreffeh bir gelecek sunan ve onlara doğru yolu göstererek gücü ile güç katanlardır..

Atilla ÇİLİNGİR..
 

Volkan

-Otağ Hanı-
Katılım
20 Haz 2008
Mesajlar
969
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
45
Konum
Altaylar
Cevap: Kıbrıs’taki Stratejik Menfaatlerimiz!..

sayın ;Atilla ÇİLİNGİR komutanım: Kıbrıs ın stratejik önemini birde başımızda bulunanlar tam manası ile anlayabilde idiler.gerçi onlarda biliyordur .lakin bir ab üyesi olmak ugruna satmayacakları şey yok galiba.halbuki ab ye üye olmaya ugraşmaktansa büyük bir TÜRK birligi kurupta neden tüm TÜRK milletlerini güçlendirmiyorlar? şimdi Kıbrıs için son söz Kıbrıs lı kardeşlerimizde .19 Nisan da onların derslerini vermeleri lazım .saygılarımla.

KIBRIS TÜRK TÜR,TÜRK ÜNDÜR,TÜRK KALACAKTIR.

TTK TMT
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Cevap: Kıbrıs’taki Stratejik Menfaatlerimiz!..

Biz oraya menfaatlerimiz için gittik. Geri dönmek olurmu? Kıbrısta kitlenen veya kitlemek istenen geleceğimizi seçimler belirleyecek. Sadece bu Kıbrıs seçimleri için değil."Türkiye'yi Anadolu'ya hapsetmek" ve "Birleşik Kıbrıs Devleti" kurmak gibi amaçları olan AB ve Rum tarafıyla ne kadar tuhaf bir politik yol izlendiğini hepimiz görüyoruz. Dediğiniz gibi 1571 yılından beri Türk toprağı olan, zulum görüp 1974 yılında şehitler verdiğimiz Kıbrısımız masa başında kağıtlar üzerinde pazarlık unsuru yapılıyor. Bu duruma zıt koşan milliyetçiler ise sindirilmeye çalışılıyor. Bunun aksine rum tarafında AB yardımı ve desteğiyle milliyetçilik yükseliyor. Bunlar nasıl görünmüyor? Nasıl tedbir alınmıyor? Nasıl ve ne sebeble o koltukta oturuluyor? Bakalım seçimler ne olacak?
Tek isteğim gelecek olan hükümetin "K.K.T.C devletine sahip çıkmak" olmalıdır. Diğer sorunlar zaten çözülür. Ben buna inanıyorum. Ve son sözümü ise sizin son sözünüzle bitiriyorum.
Tarihe mal olan liderler; millet iradesini milli menfaatleri savunmak adına kullanan, milletine müreffeh bir gelecek sunan ve onlara doğru yolu göstererek gücü ile güç katanlardır..
 
Üst