Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
KİM GERÇEK BARIŞÇI ???
Evet değerli okurlarım. Bahçesine yapılmış zarar ziyanı şikayet için, birlikte gitme kararı aldığımız Girne Belediyesi’ne; bir başka arkadaşının, Yeni VOLKAN Gazetesi yazarı ve barış karşıtı olduğumdan benimle gittiği taktirde partizanlık yaşayacağı ve işinin olmayacağı önerisi ile, arkadaşım bu sabah benden telefonla, ağlamaklı bir sesle özür dileyerek gitmememi rica etti. Şaşmadım!
Yeni VOLKAN Gazetesi; her zaman doğruları yazan bir gazete ve ben de barış karşıtı değil; teslimiyetçi hiç değil; GERÇEK barışçıyım! Çünkü ben, barış kelimesinin arkasına saklanıp da; 1963’ten 1974 Barış Harekatı’na kadar, adanın %3’ünde apluka altında ve ambargolarla yaşamış olduğumuz o kara günlere; evsiz barksız; aç susuz ortamlara; haksızlıklara, güvensizliğe... Durup dururken, onbinlerce Yunan askerinin ve EOKA tetikçilerinin, teröristlerinin saldırılarıyla bize mecbur edilmiş çatışma ve savaşa ve katliam çukurlarına giden yollarda debelenenlerin sahte barışından yana değil; gerçek barıştan yanayım. 1974 Barış Harekatı’yla kavuştuğumuz barıştan, huzur ve güvenlikten yana; onurumuzun, haysiyetimizin, incitilmediği; bugün, şu an olduğu gibi; evimizde bahçemizde; köyümüzde, tarlamızda rahat olabildiğimiz... Gecenin yarısında sokak kapıyı kırarcasına kakmalayan gavur polisleri tarafından uyandırılarak uyduruk vesilelerle sorgulanmak için Rum karakollarına sürüklenip saatler veya günlerce; hatta aylarca işkence çekeceğimiz çok muhtemel bir ortamda değil; geceleri yatağımızda korkusuzca ve huzur içinde uyuyabildiğimiz gerçek barıştan yanayım. Yolda belde; sırf Türk’ten intikam almak maksadıyla kurulmuş barikatlarda yoklama behaneleriyle aşağılanmak değil, vatanımızın her karışını korkusuzca gezebildiğimiz; başımız dik ve insanca yaşamakta olduğumuz gerçek barıştan yanayım. Evinden, işine gitmek için çıkan babaların, kardeşlerin veya eşlerin ‘acaba dönecekler mi, yoksa dönüşü olmayan bir yerlere mi götürüldüler? Acaba çocuğum okulda yine dövülecek mi kaygılarıyla tedirginlik ve korku içinde yaşam savaşı verilecek bir ortamda değil; ben, şimdi, şu an; kimsenin burnu kanamadan, huzur ve güven içinde yaşamakta olduğumuz gerçek barıştan bahsediyorum. Kendi özgür vatanımın sınırları içinde yaşadığımız barıştan bahsediyorum. “En iyi Türk ölü Türktür” diyen, bana, aileme ve ırkıma saldırmak için behaneler arayan, bulamazsa uyduran; ırkçı, faşist, bağnaz, sapık, yaygaracı ve yalancı; Kiliselerinde, okullarında ve evlerinde çocuklarına hala bugün Türk düşmanlığı aşılayan; kendi öz çocuklarına bile pislikler yapan Rum-Yunan’ın boyunduruğu, hakareti, keyfi ve bayrağı altında değil; benim olan vatanımda, özgür ve kendi şanlı bayraklarımın gölgesinde; Türkiye’min garantisi ve Mehmetçiğimin güvencesinde yaşamakta olduğum gerçek barıştan bahsediyorum.
Evet, ben ırkçı değil; barışçıyım. Hem de yalancı barışçı değil; gerçek barışçıyım. Çünkü bugün yaşamakta olduğum gerçek barışı sıfırlayıp; sırf eller istiyor diye sözde barış adına teslim olan; veya kendi sakat ideolojilerini gerçekleştirebilmek için “barış” kelimesinin arkasına saklanarak halkını aldatan; bizi Anavatanımızdan ve tek güvencemiz Mehmetçik’ten ayırarak; Kıbrıs (Elen) Cumhuriyeti Federasyonu dedikleri; ancak 1960 Londra Zürih Antlaşmalarıyla kurulmuş Türk ortaklı cumhuriyeti, AKRİTAS Planıyla Türklere soykırım uygulayarak yıkıp da yeniden kurdukları Elen Cumhuriyeti’nin devamı olacak bir cumhuriyet’e Federasyon adı altında yamalayarak; ve üstelik bizden nefret eden bir hergelenin insafına terk edip, mutlak çatışmalara sürüklemekte olanların inanmamızı istedikleri sözde barıştan yana değil; bugün, şimdi şu an yaşamakta olduğumuz gerçek barıştan yanayım.
Ancak kendileri; sahte dostluk sergileyen; dünyanın en ırkçı, en faşist; bağnaz, kendini beğenmiş ve her fırsatta Türklere saldıran bu sapık hergeleyle kol kola girmişken; gerçek barıştan yana olan halkına utanmadan ırkçı, faşist, kafatasçı ve barış karşıtı diyen ve üstelik, Türkler ezeli düşmanımızdır diyerek; Türkü dize getirmek ve hegemonyasına alabilmek için her geçen gün biraz daha fazla silahlanmakta, ordularını daha da güçlendirmekte iken; Türk Askeri’nin adadan gitmesini dayatan bu hergele ile birleşmek isteyenlerin sözde barış’ından yana değil; kendi özgür vatanımda yaşamakta olduğum gerçek barıştan yanayım.. 19 Nisan’da, bizi savaşa sürüklemekte olanlardan kurtulup; yaşamaya devam edeceğimiz barıştan yanayım...
Şimdi söylermisiniz; hangimiz savaş yanlısı ve ırkçı; hangimiz gerçek barışçı?
Cevap: Kim Gerçek Barişçi ???
Türk düşmanı olan rumların barış istediğine inanmak saflık olur bence.
sayın Seyyan Uzunoğlu teşekkürler o günleri tekrar hatırlattığınız için...
Hatırlamak acı versede geçmişimizi unutmamız gerek.