Kırılma Noktaları Rauf R. DENKTAŞ

Rauf DENKTAŞ

Admin
Admin
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
108
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Konum
K.K.T.C
Web sitesi
www.kibris1974.com
KIRILMA NOKTALARI
Rauf R. DENKTAŞ

“Kıbrıs meselesini karşılıklı görüşme yolu ile ve Genel Sekreterin iyi niyet görevinden yararlanarak halletme” girişimi yıllardır, sonuç vermeksizin devam etmektedir. Talat-Hristofyas görüşmeleri de bu girişimin devamından başka bir şey değildir. Bu girişimleri geçmişte sonuçsuz bırakmış olan nedenler halen devam etmekte olan görüşmeler için de geçerlidir. Kalıcı bir anlaşma istiyorsak bu nedenlere bakarak bunları yaratmış olan mercilere dönmemiz gerekmektedir. Aksi takdirde ya teslim olacağız ya da bu iş, meşru hükümet addedilen Rumların lehine Arabın yalellisi gibi devam edecektir.

Birinci ve başlıca neden 1964’de Güvenlik Konseyinde alınan kararla taraflar arasındaki eşitliğin bozulmuş olmasıdır. O günlerdeki Türkiye’nin Garantörlüğünü yerine getirecek hazırlığı olmadığı içindir ki Türkiye bu olumsuz karara “karardaki Hükümet sözünden anladığımız meşru ortaklık hükümetidir” diye bir çekince koyarak olumlu oy kullandı. Zaman içinde bu çekincenin ortadan kalktığı ve bu haksız kararı aldırtan ABD’nin esas niyetinin adayı Yunanistan’a vermek olduğu, Garantör İngiltere’nin kendi üslerini kurtarıp korumanın ötesinde bir şey düşünmediği aşikâr olduktan sonra Türk tarafı olarak bu yanlış düzeltilmeden masaya oturmamamız gerekirdi. Görüşmeler çeşitli safhalarda ve çeşitli liderlerle “masada eşitliğimiz tanınıyor” diye devam etti ancak bunun da başlangıçtaki hatayı bertaraf etmediği ortadaydı.

Bugün de bu eşitsizlik devam ederken ve AB üyeliği ile daha da ağır bir darbe haline getirilmişken bizim bu dengesi bozuk masada oturmamızın hiçbir yararı yoktur, gereği de yoktur. Bunu dünyaya duyurarak masadan kalkmak medeni bir cesaret konusu olmanın ötesinde, egemenliğimizin, iki eşit halktan biri oluşumuzun doğal bir sonucudur da. Eşitliğimizi korumayan bir süreçte yer alıp sonunda “haksızlığa uğradık” diye yakınmanın hiçbir yararı olamaz. Kendi kendimizi mahkûm ettirmenin hiçbir anlamı olamaz. Kıbrıs’ı ikiye bölmüş olan Rum tarafının Enosis politikası ve bunu elde etmek için tevessül ettikleri cinayetlerle soykırımı teşebbüsleridir. Adayı birleştirmek isteyenler tarafların eşitliğine saygılı olmak zorundadırlar. Bunda ısrar etmek ne ayıptır ne de günah.

BM Güvenlik Konseyinde alınan diğer bütün kararlar 1964’ün bu yanlışı üzerine bina edilmiştir. 1964’de Güvenlik Konseyi Makarios ile ekibini en sert şekilde takbih etmiş olsaydı ve taraflar arasındaki eşitliği bozmamış olsaydı Kıbrıs meselesi çoktan halledilmiş olacaktı. Geç kalmış adımı atma zamanı şimdidir. Can ve kan pahasına kurduğumuz Devletimizi ortadan kaldırmak isteyenlerin karşısında cesaretle duralım ve Rum idaresinin Kıbrıs’ın tümü üzerinde hiçbir hakkı olmadığını ayni cesaretle savunalım. Devletimize sahip çıkalım. Kıbrıs’ta kalıcı, dengeli bir anlaşma istiyorsak, çocuklarımızın ve torunlarımızın bizim yaşadıklarımızı yaşamalarını istemiyorsak kendimize gelelim ve KKTC’nin var olmağa devam edeceğini savunalım. Uzlaşmadan yana görüneceğiz diye kendi kalelerimizi bir bir karşı tarafa teslim etmeyelim. Rum tarafının yeni bir ortaklığa ihtiyacı yoktur. Bunu artık bilmeyen kalmamıştır. Dünyanın bilmediği, KKTC halkının da Rum’a yalvarıp yakararak “tek halk, tek egemenlik, tek devlet” esası üzerinden uzlaşmaya ihtiyacı olmadığıdır. Bu gerçeği bildirmek için ayağa kalkmak zamanı şimdidir.

 

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
Cevap: Kırılma Noktaları Rauf R. DENKTAŞ

Sayın Cumhurbaşkanım,
Sizdeki enerji ve Vatan sevgisinin zerre kadarı, kendini lider olarak görmeye çalışan, ülkeyi yöneten ve yönetmeye talip kişilerin birinde dahi olsaydı! bugün bu konuları tartışmak zorunda kalmazdık.
Geleceğimizle ilgili Sayın Denktaş dışında kim ne yapıyor diye eleştiri yaptığımızda bahane hazır; "millet geçim derdinde, siyasetçiler seçim derdinde" peki ya Ülkemiz..?
Umarım yazılı ve görsel medyada sizi dinleyenler, okuyanlar enazından bundan sonra rum'a ne yalvarmak, ne yakarmak, ne de yalakalık etmek zorunda kalmazlar..!
 

Dr.Yalnızefe

Dost Üyeler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,339
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Kırılma Noktaları Rauf R. DENKTAŞ

Sayın Cumhurbaşkanım,
Öncelikle güzel tarih aktarımınız için teşekkür ederim...
1964 tarihli kırılma noktalarının, bugüne eşitsizlik olarak nasıl yansıdığını ve bunun da BM Güvenlik konseyi destekli ABD + İngiltere komplolarının bizleri bugünlere taşıdığını üzüntüyle tarafınızdan öğrenmiş bulunuyoruz.
Ancak biz o günlerde elimizi vermiş olsak bile, kolumuzu kaptırmayacağımızı da 1974 harekatı ile dünyaya da ilan ettik.
Sorun o dönemden günümüze hala yansıyarak sürse de,bu sizlerin ya da bizlerin teslimiyetçi olacağı anlamına bir gün bile gelmedi ve de gelmeyecek.
Bunun anlamı kısa bir özetle şu şekilde söylenebilir.
"TC'nin kaderi KKTC'nin elindedir.Ayrıca KKTC'nin kaderi de TC'nin elindedir"
Yani anne ile yavru karşılıksız bir sevgi ile ortak kadere bağlıdır.
Bu gerçeği göremeyen gerek Türkiye'de, gerekse de Kıbrıs'ta (maalesef) çok insan mevcut.Hatta iktidarları bile ele geçirme imkanları oldu.İsterlerse vatanın bütün kalelerini bile fethetseler yüne de teslim olmayacağız, teslimiyetçi olmayacağız..


TTK ve Y
 
Üst