KKTC Gecikmeden Petrol Aramaya Soyunmalı

İsmet Kotak

Onursal Üye
Katılım
13 Nis 2009
Mesajlar
318
Tepkime puanı
0
Puanları
0
KKTC Gecikmeden Petrol Aramaya Soyunmalı

Kıbrıs açıklarında “Petrol arama” gündeme geiip oturdu. Dünkü yazımda ısrarla KKTC’nin, kendi karasularında ve de “Ekonomik bölgede” petrol araması gerektiğini, egemenliğin kanıtının bu olduğunu, bunu “Türkiye Petrolleri A.Ş” ve yine Türk özel Sektörü ile birlikte götürmek gerektiğini yazdım. Dükü yazım üzerine Istanbul merkezli bir Türk şirketinin KKTC’den izin alırsa Petrol aramak istediği bana iletildi.

Rum ve Yunanlı her konuda olduğu gibi “Petrol konusunda” da ana politikayı uyguladığına göre KKTC artık suramaz. . Önce haber yaymak, sonra bu yoklamadan sonra bu girişimi onaylamak ve herkesin kulağına kar suyu kaçırmak Rum ve Yunanlının plânlı bir politikasıdır. Yargı yoluyla Türkün malını yok etmek, Güneydeki malımıza sahip çıkmaya kalkınca da “Git anlaşmadan sonra gel” derken Rumun malı için Avrupa Yargısına taşınmak ve Yunanlı Yargıcın başkanlığındaki mahkemeden çıkarına karar üretmek; raportörü kullanarak istediği maddeyi karara eklemek bunların oyunudur.

Petrol ihmâle gelmez. Uluslararası bir gücün kaynağıdır. Bugün KKTC egemenliğini, kara sulaırna ve ekonomik bölgeye sahip çıktığı sürece koruyabilir. Bunu CTP yapmadı. Çünkü hiçbir konuda Rum ve Yunanlı ile çatılma istemedi ve de bugün de istememektedir. KKTC Cumhurbaşkanı M.A. Talat’ın tek bir arzusu olduğunu söyledi. O da “Birleşik Kıbrıs yaratmak”. Bunu isteyen, elbette Rumla ve Yunanlı ile çatışmaz. Petrol olayındaki tutum bunun aynasıdır.

Bugün 19 Nisan seçimlerinin iradesi sayesinde, artık Milli Güçlerin iktidara taşıdığı UBP, Meclise ve Hükümete egemendir. O hâlde refah içinde, kendi ayakları üzerinde duran, zengin bir KKTC isteniyorsa bunun yolu “Petrola” sahip çıkmak, yeraltı zenginliklerini bulup çıkarmak ve Türkiye’den borularla su taşıyarak KKTC’ye hayat vermektir.

Türkiye değil, “KKTC” Petrol anlaşmaları yapmalıdır. Petrol alanlarını korumak üzere de KKTC ile Türkiye arasında “Savunma ve İşbirliği antlaşması “imzalanmalıdır. Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti ile Yunanistan bunu çoktan yaptı. Artık Kıbrıs Türk Güvenlik Kuvvetlerinin, karada olduğu gibi hava ve deniz gücü güçlendirilmelidir. Etkili “Savaş gemilerine” sahip olmalıdır. Başka türlü KKTC çıkarları korunamaz.

UBP Hükümeti “Petrol arama” kararı vermeli ve ihaleye çıkmalıdır.Geç kalan tarihe hesap veremeyecektir.

&&&

Gelişmeleri değerli gazeteci Sefa Karahasan’ın “ABD Darbesi” başlıklı yazısından okuyalım. O konumuza katkı sağlayan uygun bölümleri şöyle:


“Türkiye’de yaşanan yoğun gündem nedeniyle Kıbrıs’taki “çok önemli” gelişmeler “gözden kaçıyor.” Veya “kaçırılıyor…”Bunlardan biri de, ABD’nin Kıbrıs’ta “petrol” arama çalışmasını başlatması oldu.

Kıbrıs Rum tarafı, Ocak 2007’de Akdeniz’de petrol arayacağını açıkladı. “Kıbrıs Cumhuriyeti” adına. Ada’nın tümünü temsilen. Kuzey-Güney farketmeksizin.
Ankara ve KKTC ayaklandı! Dönemin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Bilman, "Meşru çıkarlarımızı korumakta kararlıyız" dedi. “Rumlar, adanın tümü adına hareket edemez”

KKTC Cumhurbaşkanı Talat, “Sıcak durumlar olur” uyarısı yaptı! KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, “Müzakerelere olumsuz etkileri olur" dedi. Yani; topyekün Rum Yönetimi’ne “gözdağı” verdik sandık.

Rumlar ne yaptı? Türkiye’yi ve KKTC’yi “dinlemedi.”Yola devam etti. Kasım 2008’de Akdeniz’de petrol aramaya resmen başladı.13 Kasım 2008’de Türk savaş gemileri, Panama adlı Rum gemisini bölgeden uzaklaştırdı. Hristofyas, Türkiye’yi BM’ye şikâyet etti.

Türk tarafının sadece “sözde kalan” açıklamaları, ABD’yi de harekete geçirdi.
ABD de, Akdeniz’de petrol arayacağını açıkladı. Yılsonunda BM aracılığıyla Kıbrıs’a yeni bir plan dayatmaya hazırlanan ülke. Hem de “tarafsız” olması gerektiği Kıbrıs’ta. Talat ile Rum lider Hristofyas arasında “çözü(l)me” giden müzakerelerin devam ettiği bir dönemde.

ABD bu açıklamasıyla; Hristofyas’a “destek”, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile görüştükten sonra, “ABD’den güçlü destek aldık” diye konuşan Talat’a “tokat” attı. Rum’u “Ada’nın tek hâkimi” gördüğünü resmen ilan etti.

ABD’nin “petrol arayacağız” açıklamasından sonra görüştüğümüz bir üst düzey KKTC’li yetkili, “ABD bunu yapmamalıydı” diyor. KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün ise, “Kıbrıs Türk halkının haklarının gasp edilerek Amerikan şirketlerine peşkeş çekilmesini kabul etmeyeceğiz.”

ABD’nin “tavrı” göstermiştir ki; Kıbrıs konusunda Türk dış diplomasi ciddi sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Kıbrıs’ta “Bir adım önde olacağız” mantığıyla devam eden görüşmelerde, Rumlar “egemenliği” aldı eline ilerliyor. Masada Talat’tan, masa dışında ABD ve diğer ülkelerden. Biz ise “izliyoruz...”

&&&

KKTC petrol konusundan uzak durup “Ankara düşünüp karar versin” deme lüksüne sahip değildir. Batı Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti’ni her olumsuzluğa rağmen AB’ye üye yaptı; konumunu güçlendirdi. Şimdi de, Rum ve Yunanlı, Batıya petrol rüşveti sundu. Bunu görüp geç kalmamak gerekmektedir. KKTC, petrol konusuna, en az “Kıbrıs(Rum)Cumhuriyeti kadar taraf olmak durumundadır.
 

kurt beyi

New member
Katılım
15 May 2009
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Girne
Cevap: KKTC Gecikmeden Petrol Aramaya Soyunmalı

kesinlikle dogrudur oturupda bekleyenler sucludur...................
 
Üst